Emirlikler ortada kaldı!

04:0030/08/2020, Pazar
G: 30/08/2020, Pazar
Abdullah Muradoğlu

ABD’nin gözetimi altında Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail, ilişkileri normalleştirmek için anlaşmaya vardıklarını duyurmuşlar idi. Filistinlilerin “ihanet anlaşması” olarak niteledikleri bu anlaşmanın perde arkası aralanıyor. Emirlikler uzun bir süredir ABD’den “F-35” savaş uçakları dahil yeni nesil askeri teknoloji ürünleri almak için lobi yapıyordu. Trump yönetimi bu satışlara sıcak bakıyordu. Ancak konu ‘Ortadoğu’ ve ‘İsrail’ olunca iş değişiyor. Çünkü Amerikan yönetimleri bölgede İsrail’in


ABD’nin gözetimi altında Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail, ilişkileri normalleştirmek için anlaşmaya vardıklarını duyurmuşlar idi. Filistinlilerin “ihanet anlaşması” olarak niteledikleri bu anlaşmanın perde arkası aralanıyor. Emirlikler uzun bir süredir ABD’den “F-35” savaş uçakları dahil yeni nesil askeri teknoloji ürünleri almak için lobi yapıyordu. Trump yönetimi bu satışlara sıcak bakıyordu. Ancak konu ‘Ortadoğu’ ve ‘İsrail’ olunca iş değişiyor. Çünkü Amerikan yönetimleri bölgede İsrail’in askeri üstünlüğünü korumayı taahhüt ediyor. İster ABD’nin müttefiki olsunlar, isterse İsrail ile gizli veya açık barış anlaşması imzalamış olsunlar, bu taahhüt değişmiyor. Amerika’daki “İsrail Lobisi”nin başta gelen görevlerinden biri de bölgede İsrail’in askeri üstünlüğünü zaafa uğratabilecek silah anlaşmalarını engellemek.

Trump yönetiminin Suudi Arabistan’ın nükleer kapasitesini geliştirecek teknolojik alt yapı transfer girişimleri de İsrail ve ABD Kongresi’nin engeline takılmıştı. Trump, ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak paketlediği sözde ‘Ortadoğu Barış Plânı’nı bir türlü ilerletemedi. Plânın ilerlemesi için Trump’ın Arap desteğine ihtiyacı var. Arap rejimleriyse bağımsız bir Filistin Devleti kurulmadan İsrail ile ilişkileri normalleştirmeme yönünde ortak politika izliyorlardı. Birleşik Arap Emirlikleri-İsrail anlaşması ise bu ortaklığı veya ‘Arap dayanışması’nı parçaladı.

Trump yönetimi birçok ülkenin İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için kapıda beklediklerini duyurmuştu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bu amaçla bölgeye bir gezi düzenlemişti. İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman ve Sudan’ı kapsayan bu gezinin sonunda Pompeo Washington’a eli boş döndü. Bahreyn, Umman ve Sudan yönetimleri Pompeo’ya umut vermediler. Dolayısıyla Pompeo’nun Ortadoğu gezisi fiyaskoyla sonuçlandı.

Trump yönetiminin Emirliklere F-35 satışıysa şimdilik ortada kaldı. Binyamin Netanyahu’nun Emirlikler’e silah satış plânından haberdar olduğu yönündeki haberlerse İsrail’de geniş yankı buldu. Haberlere göre Netanyahu, F-35 meselesini koalisyon ortakları olan Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi ve Savunma Bakanı Benny Gantz’dan bile gizlemiş. Haberlerin doğruluğunu inkâr eden Netanyahu, ABD’nin bölgede İsrail’in askerî üstünlüğünü koruma taahhüdünü sürdürdüğünü savunuyor. İsrail Tarım Bakanı Tzachi Hanegbi ise ABD’nin Emirlikler dahil bölgede ‘herhangi bir ülkeye’ F-35’lerin bir vidasını bile satmasına karşı olduklarını söyledi.

İsrail’den gelen tepkiler üzerine Emirlikler, ABD ve İsrail ile yapılması plânlanan üçlü zirveyi iptal etmiş. Emirlikler ABD’nin teşvikiyle İsrail ile ilişkileri normalleştirmeyi kabul etti. Ancak bu anlaşmanın karşılığı olarak istediği silahları alamadı. ABD medyasına yansıyan haberlere göreyse ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yabancı ülkelere silah satışıyla ilgili süreçleri denetlemekle görevli birimine de Emirlikler’e F-35 satışı hakkında bilgi verilmemiş. ABD’nin Ortadoğu politikası Beyaz Saray’da çok dar bir çevre içinde yürütülüyor. Zaten Trump’a yöneltilen eleştirilerden birisi de, Dışişleri bürokrasini ve diğer diplomatik kanalları devre dışı bırakması.

Ayrıca, yabancı ülkelere silah satışının tamamlanabilmesi Kongre onayına bağlı. İki partili Amerikan Kongresi’nin İsrail’in askeri üstünlüğüne halel getirecek bir satışa onay vermeyeceği ifade ediliyor. Yani Washington’da ‘Önce İsrail’ politikası devam ediyor.

Bu gelişmelere rağmen dün Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail’e yönelik ekonomik boykota son verdiğine dair bir haber servis edildi. Buna göre BAE Devlet Başkanı Halife bin Zayid el-Nehyan, İsrail ile malî ve ticarî anlaşmaların yapılmasına izin veren bir kararname imzalamış.

Bir diğer gelişmeyse, Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman ile Netanyahu’nun 31 Ağustos’ta Washington’da bir araya getirilmesiyle ilgiliydi. Trump ve Damadı Jared Kushner’in bastırmasıyla Prens, Netanyahu ile buluşmayı kabul etmiş. Muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın vahşice katledilmesi sebebiyle itibar kaybına uğrayan Prens Salman buluşma gerçekleşinceye kadar ziyaretin çok gizli tutulmasını istemiş. Buluşma programının medyaya yansıması üzerine Prens geziyi iptal etmiş. Buluşma deşifre edilmemiş olsaydı, 31 Ağustos’ta dünya kamuoyu Prens Selman ve Netanyahu’nun da el sıkışmasını izleyecekti.

#ABD
#Filistin
#İsrail
#BAE