Şu anda depremin sonuçlarıyla meşgulüz. Kelimelerle ifade edilemeyecek ölçüde çok büyük bir yıkım yaşadık. Hiç şüphesiz, kalplerimiz birlikte atıyor tabii ama neler yaşadıklarını kardeşlerimiz hepimizden çok daha iyi biliyorlar. Bize düşen, onlara sarılmak, kucaklamak.
Depremi duyar duymaz yataklarından fırlayarak, karınca kararınca, ne buldularsa yanlarına alarak yollara düşen kardeşlerimize şükran borçluyuz. İsimsiz kahramanlarımız onlar. Bu millet hiçbir karşılık beklemeden imdada koşan kardeşlerimiz sayesinde ayakta duruyor. Maden işçilerimiz, inşaat işçilerimiz, belediye işçilerimiz, operatörlerimiz, itfaiyecilerimiz başta olmak üzere enkâzlarda destan yaratan emekçi kardeşlerimize ne yapsak, ne kadar dua etsek haklarını ödeyemeyiz. Onlar, milletimizin en fedakâr, en yiğit evlatlarıdır. Minnettarız.
Birçoğunun isimlerini dahi bilmediğimiz gönüllü kuruluşların deprem bölgesindeki gayretleri takdire şayan. Durumdan çıkardıkları vazifeyle alanlara koşarak dertlilerin derdine deva olmaya çalıştılar. Ağır kış şartlarında bir yudum suyun, bir bardak sıcak çayın, bir kâse çorbanın, çorabın, botun, bir berenin bile çok büyük kıymeti vardı. Gözlerin buluşmasının, kucaklaşmaların değeriyse ölçülemez. Hayatlarında hiç görmedikleri, tanımadıkları insanların yanlarında olduğunu görmek, hissetmek bir nebze de olsa acıları hafifletir diye umuyorum.
Diğer yandan bir ülke bilimle yükselir. Bilim uyarıcıdır, yol göstericidir. Karşılaştığımız teknik zorlukların üstesinden nasıl gelineceği konusunda bilimin rehberliği ayrıca çok kıymetlidir. Bir bakıma kamu görevi yapan deprembilimcilerimizin, mühendislerimizin, münevverlerimizin sesine kulak vermenin ne kadar önemli olduğunu yaşadığımız felaketlerden öğreniyoruz.
Kalıntılarını eşelediğimiz veya ayakta kalan eserlerini hayranlıkla izlediğimiz uygarlıkların, imparatorlukların yıkılmasının sebeplerinden birisi, “uyarılara” vaktinde kulak vermemek. İster bir “afet”, isterse “sosyal bir çözülme” veya “kötü yönetim” olsun, işaretlere, uyarılara aldırmamak, her şeyin yolunda gittiği yanılgısına düşmek felaket getiriyor. “Kutsal kitaplar” veya daha eski metinler bile insanlara yapılan uyarılar konusunda hayli zengin bilgi sunuyor.
Bunca acının içinde “yazmak” çok zor. İnsan ne söyleyeceğini, ne yazacağını kestiremiyor. Kendi adıma söylüyorum, elim gitmiyor, boğazım kırk düğüm. Her bir kelimeyi yutkunarak karalıyorum. Kendimi iyi hissetmiyorum. Bana, bize, hepimize kendimizi iyi hissettirecek bir “iklim” teneffüs etmek istiyorum. Kendimden geçtim, hayallerim çoktan soldu. Ülkemizin çocukları için istiyorum. Hepsi bu. Biliyorum, yine birbirimize tutunacağız. Yine sevgi, saygı, şefkat, rikkat, cömertlik, diğerkâmlık gibi değerlerimiz, erdemlerimiz bizi ayakta tutacak.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.