ABD’de fiilen “parti” gibi hareket eden “Çin aleyhtarı” bir teşekkül olduğundan daha önce söz etmiştim. Bu parti, ziyadesiyle kutuplaşmış Amerikan siyasetinde nadirattan sayılan bir ortaklığı temsil ediyor. İki partinin üzerinde mutabık kaldığı bir diğer ortaklık ise “İsrail Partisi ”dir. Çin’in ekonomik yükselişiyle birlikte teşekkül eden “ Anti-Çin Partisi ” yeni bir durum olmasına karşın, “İsrail Partisi”nin tarihi çok eskiye, 19. Yüzyıl’ın sonlarına kadar gider. “İsrail Partisi”nin tabanını
ABD’de fiilen “parti” gibi hareket eden “Çin aleyhtarı” bir teşekkül olduğundan daha önce söz etmiştim. Bu parti, ziyadesiyle kutuplaşmış Amerikan siyasetinde nadirattan sayılan bir ortaklığı temsil ediyor. İki partinin üzerinde mutabık kaldığı bir diğer ortaklık ise “İsrail
”dir. Çin’in ekonomik yükselişiyle birlikte teşekkül eden “
” yeni bir durum olmasına karşın, “İsrail Partisi”nin tarihi çok eskiye, 19. Yüzyıl’ın sonlarına kadar gider.
tabanını “
”nden çok,
teşkil ediyor. Bu kesim bir takım dinî gerekçelerle kendisini “Hıristiyan-Siyonist”olarak niteliyor. Sadece Evanjelistler değil, birçok Katolik siyasetçi
olduğunu çok rahat şekilde ifade ediyor. Evanjelistler büyük ölçüde Cumhuriyetçi Parti’nin seçmenleridirler. Konu “İsrail” ile ilgili olduğundaysa her iki parti de sanki tek bir organizmaymış gibi hareket ediyor.
ABD’deki “İsrail Lobisi” Hıristiyan Siyonistler’i doğal müttefikleri olarak görüyor. “Hıristiyan Siyonistler” oy potansiyelleri ve maddi kaynakları sebebiyle Amerikan siyaseti üzerinde hatırı sayılır bir etkide bulunuyorlar. Hiç kuşkusuz, bu etkiye en açık parti, Cumhuriyetçi Parti’dir.
Son zamanlarda yeni kuşak Demokratlar arasında, bilhassa Sol kanatlarda “İsrail
”nin arttığı bir vakıa. Cumhuriyetçi Parti’deyse “İsrail eleştirisi” nadirattandır. “İsrail Partisi”, İsrail eleştirisini “Yahudi karşıtı” olarak bastırmak konusunda azimlidir. İsrail eleştirisi yapanların Yahudi kökenli olmaları bile bu suçlamadan kurtulmaları için yeterli bir gerekçe sayılmıyor.
İsrail eleştirisi yapmak akademisyenler için de bulaşılmaması gereken bir durum. Profesörler
John J. Mearsheimer ve Stephen M. Walt
2007’de yayınladıkları “İsrail Lobisi ve Amerikan Dış Politikası” kitabı yüzünden hedef alınmıştılar. İsrail’i eleştiren siyasetçiler ana akım medyanın da iştirakiyle saldırılara muhatap oluyorlar. İsrail’e askerî ve malî yardımların sınırlandırılmasını isteyen siyasetçiler bile “İsrail Partisi”nin düşmanlığını üzerlerine çekerler.
2016’da ABD Başkanı seçilen
, İsrail Başbakanı
’nun Amerikalı ikizi gibi çalışmıştı. O kadar ki “
” bile Trump’ın İsrail politikasını yerden yere vurmuştular. 2024’te ABD’de seçimler yapılacak. Önceki seçimlerde olduğu gibi şimdi de birçok siyasetçi “İsrail Partisi”ne bağlılıklarını bildirmek için adeta yarış halindeler.
Florida’nın Cumhuriyetçi Partili Valisi
Nisan ayının sonlarında İsrail’i ziyaret etti. DeSantis, “
” olmasına rağmen Trump’ın parti içindeki en güçlü rakibidir. Trump her fırsatta DeSantis’e laf dokunduruyor. Hatta Trump, DeSantis için hakaret içeren bir sıfat olarak “
” bile dedi. 2020 seçimlerinde DeSantis çok büyük bir farkla vali seçilmişti. Yıldızı parlayan 44 yaşındaki DeSantis, 2024’teki muhtemel Başkan adayları arasında sayılıyor.
Trump Başkanlığa aday olduğunu açıkladı, DeSantis ise sessizliğini koruyor. Ancak DeSantis’in İsrail gezisi adaylık için hazırlandığının işareti olarak görülüyor. DeSantis İsrail Cumhurbaşkanı
ve Başbakan
ile Kudüs’te bir araya geldi. Amerikan medyasına yansıyan bilgilere göre DeSantis gezi etkinliklerinde yaptığı konuşmalardaysa Trump’ın ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararını tamamen kendi başarısı olarak sunmuş.
DeSantis işgal altındaki Batı Şeria’dan ise İbranice “
” diye söz etmiş.
Öte yandan DeSantis “Musevilik” ve “Hıristiyanlık” arasındaki ortak değerlerin ABD ve İsrail arasındaki ittifakın temeli olduğunu vurgulamış. Daha da ilginci, DeSantis, 2019’da “
”nda yaptığı bir duânın, Florida’ya doğru yönelen bir kasırgayı önlediğini bile söylemiş. Kudüs’ü ziyaret eden Kanadalı bir işadamının “
DeSantis bir sonraki İsrail gezisini Başkanlık uçağıyla yapacak
” demesiyse çevredeki kalabalıktan büyük alkış almış. Ve daha neler, neler!
DeSantis İsrail’in yanı sıra, Tokyo ve Seul’e giderek Japonya ve Güney Kore Başbakanları ile görüştü. DeSantis’in son durağıysa İngiltere’ydi. DeSantis Londra’da Dışişleri Bakanı’yla bir görüşme gerçekleştirdi. DeSantis bu gezileri dışarıya “
” olarak yansıtıyor. Çoğu gözlemci ise bu gezileri 2024’te Başkan Adaylığı için “
” olarak niteliyorlar.
#Politika
#İsrail
#ABD
#Donald Trump
#Joe Biden
#Binyamin Netanyahu
#Abdullah Muradoğlu