Bir gürültü, bir gürültü, bir gürültü, aman Allahım!
Vatan elden gidiyor, millet elden gidiyor, ekonomi elden gidiyor, AK Parti inişe geçti gidiyor.
Bütün göstergeler negatif. Terör azdı. Aha, HDP'li belediyeler '
' ilan etmeye başladı.
Her şey kötü. Halk 7 Haziran'da AK Parti'ye git dedi.
Yüzde 60'lık blok, tamam azcık eksik, yüzde 57'lik blok.
Böyle olmaz yani, Türkiye yol ayrımına geldi.
Gezi hatırası, biçimsiz bir yırtık gibi, Türkiye elbisesinin üstünde sırıtıyor. Çıplak gözle doğudan, batıdan, her yerden görünüyor.
Aralık darbesi ve irili ufaklı paralel arızalar... Sanki önümüzden araba geçti ve yoldaki bütün çamuru üstümüze sıçrattı.
Üst baş, berbat.
Neremizden tutsak, elimizde kalıyor.
Anketler? Yani 1 Kasım'dan önceki anketler. (Kimse benim anketim tutmadı demez.) Eh şöyle böyle. Bir şey değişmez. Şimdi mecbur koalisyon olacak.
Belki olmaz. Belki kıl payı.
Kıl payı iktidarla bu memleket yönetilmez.
Aaa, Tuğrul Türkeş MHP'den parça koparır mı?
Koparmasın, lütfen, her şey zaten tatsız, bir de Güneş Motel bagajıyla uğraşmayalım.
AK Parti'den bir parti daha çıkar mı?
Hadi ordan!
İşler kötü giderken her şey göze batıyor!
Cumhurbaşkanı her işe karışıyor, Başbakan her yere 'selam olsun' diyor, ne olacak bu memleketin hali?
Hasılı, havalar güzel değil. Rutubet, pus, romatizmalı yerlerimiz pis pis ağrıyor. Kimsenin, hiç bir şeye iştahı yok.
Ve berbat, genizleri yakan bir barut kokusu. Belki başka bir kokudur, infilak nasıl koku yapıyorsa.
Sanki bir sürü alet edevat, bir sürü hoparlör, makine, cihaz, hışırtı ve cızırtı başta olmak üzere her türlü ses kirliliğini üreten nesneler...
Sıkıcı...
Böyleydi, Kasım'ın birine kadar.
(Aman, Kasım'ın birinde beyninizi yanınıza alın.
Ne diyor bu?
Sakatatçı!
Sen misin onu diyen. Yer misin yemez misin.
Allahını seven sandığa gitti. Oy mu lazım abi? Bıktım şu cızırtıdan. Cııır, cıııır, yedi beni. Allah rızası için, ne kadar lazım?
Ufkumuz dar. Üç kuruş noksanımız var. O kadar istiyoruz.
Millet, 1 Kasım'da fişi çekti. Gürültü kesildi.)
Taa, gezi günlerinde açılan ve zincirleme tamlamalarla milleti bezdiren parantez kapandı.
Seçim, sihirli bir şey.
Siyaseti onarıyor. Muhalefeti yatıştırıyor.
Gürültüye ilaç gibi geliyor.
Parantez kapanınca ne oldu? Yeni bir parantez mi açıldı? Yeni bir dönem mi başladı?
Bilmiyorum.
Ama, başlasa iyi olur.
Ne diyorduk? 8 Haziran'daki yazımda var.
'Millet, AK Parti'ye bir takım mesajlar verdi. Mesajları verirken ölçüyü kaçırdı.'
Bunu, bir fikir olarak beyan ettim.
Doğru olduğunu düşünüyordum. Fakat,
bir fikirdi.
1 Kasım'da sınandı.
Doğruymuş.
1 Kasım'ı şöyle de yorumlayabiliriz:
Millet, aslında, 7 Haziran'da şimdikine yakın bir meclis tablosu istiyordu.
HDP barajı geçsin. Ama fazla uçmasın.
CHP yerinde dursun.
MHP biraz yükselsin.
Fakat AK Parti tek başına iktidar olsun.
Fakat, 4 partinin barajı aşacağı bir seçimde, şu anlatılanları gerçekleştirmek, çok detaylı bir mühendislik çalışmasını gerektiriyordu.
Millet, o ince hesabı yapmadı.
Böylece, 7 Haziran'da bir sürprizle karşılaştık.
Sürpriz, iyi bir vesile oldu. Vatandaş, mesajını bir kez vermiş olmanın rahatlığıyla, risksiz bir hesap yaptı.
Aman bir yanlışlık olmasın. Tartışmaya mahal kalmasın.
HDP'ye barajı aşırttı, bıraktı.
CHP'ye dokunmadı.
MHP'ye de, özellikle Bahçeli'nin hiç esneklik içermeyen siyasi tutumu sebebiyle ekstra bir tarife uyguladı.
Bu kadar yorumun arasına şunu da dahil etsek doğru olur.
Hani AK Parti'ye mesaj vermek isteyen bir seçmen yaklaşımından söz ediyorduk.
İşte o seçmenler... 7 Haziran'da sandığa isteksiz giden veya hiç gitmeyen bir kısım AK Parti seçmeni...
AK Parti'ye bir mesaj verdiler.
Fakat, kendileri de bir mesaj aldılar.
Nedir o mesaj?
Bence, '
' mesajı.
AK Parti'nin 1 Kasım başarısında onların da bir katkısı oldu.
7 Haziran öncesinde, AK Parti'nin tek başına iktidarı kaybetmesine ihtimal vermiyordum.
Bunu yazmıştım.
Seçim sonuçlarını görünce, yanıldığımı da yazdım.
Ya 1 Kasım'da?
(Herhalde, yanıldığını benim kadar kolayca söyleyen kimse pek azdır.)
1 Kasım'da da yanıldım.
AK Parti'nin tek başına iktidara geleceğini tahmin ediyordum. Tabii ki yazdım da.
Fakat bu kadar kuvvetli, tartışmasız, pürüzsüz bir zafer kazanacağını tahmin etmiyordum.
İki yanılma arasında bir fark yok mu?
Var.
Geçen seçimde, yanılmak hoşuma gitmemişti.
Bu seçimde, bu şekilde yanılmaktan dolayı hiç bir şikayetim yok.