Bir parti iktidara gelir, öteki partiler muhalefet, iktidardaki icraat yapar, muhalefet tenkit eder, biz de seyrederiz.
Bu, çok basit, çok basmakalıp bir siyaset oyunudur. Entrikasız, sürprizsiz bir sinema filmindesin, bakıyorsun perdeye, ne artıyorsun, ne eksiliyorsun. Sonunda oğlan kızı alıyor. Hadi, doğru eve. Damağında bir lezzet, dimağında bir hareketlilik yok.
Halbuki, bugünlerde, siyaset, Hitchcock filmleri gibi, her tarafında bir hadise.
Kimse iktidar değil. Kimse muhalefet değil.
Hükümet kurulacak mı, kim kiminle kuracak? Kurulmayacaksa, kim kiminle kurmayacak?
Hükümeti kurmayan, kurmamayı nasıl izah edecek?
İstikbale kalacak siyaset hikayeleri, böyle havalarda çıkıyor.
Ecevit'in 'Güneş Motel'ini, MC hükümetlerini, Refahyol'u, Demirel'in komik Yalım Erez teşebbüsünü, 28 Şubat'ın gayrı sahih Anasol-M işkencelerini böyle zamanlara borçluyuz.
Bunlar birer siyasi birikim. Bir halk deyişine göre, 'tecrübe, bu çeşit birikimlerin bileşkesi'ymiş.
Yakında, yeni bir bileşkemiz olacak.
Ne diyorduk?
AK Parti'de herkes, 'seçim yeniden yapılırsa biz daha iyi oy alıp tek başına hükümet kurabiliriz' diye düşünüyor.
Bu düşünceyi Cumhurbaşkanı'na yazıyorlar. Belli ki o daha çok istiyor fakat benim gördüğüm, hemen herkeste buna yakın bir fikir var.
Bu fikir, koalisyon seçeneğini geriye itiyor.
Nasıl itiyor?
Şimdi, diyelim kurdun bir koalisyon. Aradan zaman geçti, CHP bir maraza çıkardı.
Bir sürü ağız, diyecek: Bak, yeniden seçime gitseydik, bu başımıza gelmeyecekti. Basiretsizlik! Milletin nabzını tutamadılar.
Kafalarda bu fikir oldukça, AK Parti'de hiç kimse, AK Parti'nin tek başına iktidar ihtimalini çar çur etmenin manevi yükünü çekmek istemez. Başbakan Davutoğlu dahil.
Var mı yeniden seçime gidince AK Parti'nin tek başına iktidar ihtimali?
Ben 'karanlığa taş atma'yı sevmem. Ezberden, 'evet, iktidar olur' veya 'hayır, iktidar olmaz' diyemem.
Şunu diyebilirim:
AK Parti, eğer oylar, körün taşı gibi denk gelirse, şu anda aldığı yüzde 41 oyla da tek başına iktidar olabilir.
Ama, denk gelmezse, bir kaç puan oy arttırsa bile, 276'yı bulamayabilir.
Bu, bir 'aritmetik' gerçek. 'Üç puanlı sistemde her şey mümkün'.
Ufukta erken seçim göründü.
Fakat, koalisyon 'kurmama'nın gerekçesini de 'kotarmak' lazım.
Ne olabilir gerekçe?
'Taban, CHP'yle koalisyon istemiyor.'
Güzelmiş.
AK Parti'nin tevarüs ettiği siyasi gelenekte CHP'yle hiç imtizaç edemeyecek kuvvetli bir damar var.
Sahayı iyi yoklasan şu yaklaşımı da görürsün: Taban belki isteyecekti, fakat sorarken senin suratın öyle asıktı ki, tabanın isteyesi gelmedi.
Tabanla anlaşırız da, taban olmayana ne diyeceğiz?
Şu olur mu? CHP'yle veya MHP'yle koalisyon kursak bile, milletin aklının bir köşesinde seçim var.
Öyleyse, şu seçimi yapalım, seçim fikri kafalardan silinsin, istifham ortadan kalksın, ondan sonra, geçici değil, kalıcı koalisyon yapalım.
Makul görünüyor. Makul ama, işine gelen anlar bunu, işine gelmeyen anlamaz.
Hadi geçtik izahları, gidiyoruz seçime, nasıl gideceğiz?
Bir ihtimal, Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis'teki bütün partilerin oyları nispetinde temsil edileceği bir hükümet kurar, onunla gideriz.
Hayatta olmaz. Cumhurbaşkanı bunu asla yapmak istemez.
Biraz kapalı bir lisanla söyleyeyim.
Hangi sebeple olursa olsun.
Cumhurbaşkanı, haneye ağyarı sokmak istemiyor.
Öyleyse nasıl?
MHP, HDP'yle aynı hizada ve aynı istikamette bulunmamaya yeminli.
Yemin demeyelim de, 'karar' diyelim.
Bu karar geçerliyse, MHP, AK Parti'nin kuracağı bir azınlık hükümetine, -Meclis Başkanı seçimindeki gibi- oylamaya katılmayarak destek verebilir.
MHP'nin, oylamaya katılıp güvenoyu vererek destek vermesi de, -ara sıra gelen teyitlere ve tekziplere rağmen- ihtimal dahilindedir.
AK Parti'yle MHP 'istikşafi görüşme' yapmadılar ama, anladığım kadarıyla, 'seçim hükümeti fikri'ni 'mükaşefe' ettiler.
AK Parti, aynı şeyi CHP'yle de yapabilir.
Neyi yapabilir?
AK Parti ve CHP, bir küçük 'icraat paketi' üzerinde anlaşır. Bir kaç ay sonra seçime gitmek üzere bir CHP destekli bir azınlık hükümeti kurulur.
İstikşafi görüşmelerde, iki partinin heyetleri güzel keşifler yaptı.
İlk defa bu kadar uzun ve bu kadar yakından, birbirleriyle muhatap oldular.
Bu 'muhataplık' mümkün olabilecek bazı şeyleri keşfetmelerine de yaramıştır.
45 günün dolmasına 13 gün kaldı. 13 günde neler neler olur.
'CHP'yle AK Parti'nin birlikte seçim hükümeti kurması' bile gündeme gelebilir.
Ya koalisyon?
Buna dahi, 'zor' derim, 'imkansız' demem.