Dünyayı, dünyanın ayartıcı nimetlerini elinin tersiyle itmekte bir ân bile tereddüt etmedi.
Çürüme ve bozulma zamanlarında, iyi bir Müslüman olarak yaşama mücadelesinin nasıl verilebileceğini, esen rüzgârların, fırtınaların önünde savrulmadan nasıl dimdik durulabileceğini ve umut olunabileceğini bizzat kendi hayatında gösterdi.
Siyasanın ve piyasanın peşinden koşturmadı, yalnızca hakikatin izini sürdü. Geçici olanın ayartısına kaptırmadı kendisini; o yüzden istikametini yitirmedi; zorlu, yorucu ama ülkemizin, medeniyet coğrafyamızın ve insanlığın ekmek kadar su kadar ihtiyacını hissettiği
Üç Akif Emre vardı: Hem ahlâk anıtı hem dava adamı hem de fikir adamıydı Akif Emre.
Bu üç özelliği, kişiliğini, fikir ve zihin dünyasını şekillendiren kaynakların sağlamlığından kaynaklanıyordu.
Akif Emre,
dergâhından yetişmişti. İskendepaşa'nın 1970'ler kuşağındandı. Derviş biriydi Akif. Dervişliği, oradan geliyordu.
Öte yandan
beslenmişti: Özellikle de Kayseri'de bu ülkenin değeri bilinmeyen en parlak düşünürlerinden, üstadın dizinin dibinde yetişen
ve çevresindeki halka, Akif Emre'ye, hem dava şuuru kazandırmış hem de fikir hayatının hayatiyetini hatırlatmıştı.
ve
aktif görev alması, bu dava şuurunu pekiştirmişti.
Akif Emre'nin
tanışmasıyla gerçek olmuştu.
Akif Emre'nin hem ahlâkî duruşunu, hem fikrî konumunu hem de dava şuurunu taptaze ufuklara taşıdı, diri tuttu.
Türkiye, Akif Emre'den yararlanamadı. Siyasa'nın ve piyasa'nın peşinden koşturmaması, iktidardaki arkadaşlarımızın Akif Emre'ye her zaman saygı duymalarına yol açtı ama onun gerek ahlâk anıtı özelliğinden gerek dava adamı hasletlerinden gerekse fikir adamı kaygılarından uzak durmalarına yol açtı, ne yazık ki.
Akif Emre gibi müstakim insanların ölümüyle hatırlanması, bu ülkenin İslâmî kesimlerinin eziklik psikolojilerinin ürünü. Bunu üzülerek söylüyorum ama gerçek bu.
Oysa “
" fikrini
fikir adamlarımızın başında geliyordu Akif Emre.
Bu toprakların yeşerttiği ruhun sunduğu ümmet şuuru ve medeniyet ufku, onun hem
, o yüzden Balkanlardan Moro'ya, Patani'ye, Afganistan ve Pakistan'a kadar bizzat adım adım yolculuk yapmasına yol açtı hem de
Oysa fikriyatsız tatbikat olmaz'dı. Fikriyat inşa edilecek, külliyat geliştirilecek ve ondan sonra medeniyet yolculuğuna -emin adımlarla- soyunabilmek imkân dâhiline girebilecek'ti.
Akif Emre'nin vefatı, en çok bizim gibi yakınlarını (Akif, bacanağımdı) ve yakından tanıyan dostlarını, arkadaşlarını sarstı.
Takdir-i ilâhî elbette ama “erken" vefatı, hepimizde deprem etkisi yaptı.
Yüreğimiz yandı.
İsimlerini zikredemediğim, taziye bildiren, cenazesine gelen, üzüntümüzü paylaşan bütün kardeşlerime de kalbî şükranlarımı iletiyorum.
Burada Yeni Şafak'ı sahiplenmeye başladıkları andan bu yana bütün baskılara rağmen Akif'i sahiplenen
ve Akif'in vefatı üzerine seferber olan
O ne güzel dost, o ne güzel kardeş! Akif'i millî şairimiz Mehmet Âkif'in yakınına defnettirmek çok güzel bir incelik.
Akif'le biz ikiz kardeş gibiydik. Hayallerimiz, rüyalarımız, dünyalarımız birdi.
O yüzden bu yazıyı çok zor yazdım. Ellerim tuşlara gidip geldi, gidip geldi. Çok zorlandım.
Cenaze namazı ve defin işlemi sırasında da çok zorlandım. Yaşayan bilir.
destek verdiler. Sağolsunlar. İbrahim Tenekeci kardeşimin ve yürek ülkesinin çocuğu
kardeşliklerini, dostluklarını unutmam mümkün değil. Allah (cc) kimseye böyle dayanması zor acılar yaşatmasın.
Akif Emre, ahlâk anıtı, dava adamı ve fikir adamı kişiliğiyle vefatıyla bize güzel bir ders verdi, bu dünyada yaşayan bu dünyayı yaşamayan, ön alan, ön açan güzel bir insanın asıl vefatından sonra “yaşayacağını" gösterdi.
Rutubetli bir evde kirada oturuyordu. Bu dünyada sahabe gibi yaşadı. Öncüydü, önden gitti.
Yüzünde nur vardı. Allah (cc) rahmetini esirgemesin.
Bir Fatiha gönderirseniz...
Eyvallah.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.