Önce şu: Eğitim sistemi, genç kuşaklara, 5 şeyi vermiyorsa, toplumun mezarını kazıyor demektir:
1-Ruh
2-İdeal
3-Ahlâk
4-Özgüven
5-Tevazu/Başkasına Saygı
Eğitim meselesi, bir
Her medeniyet, köklü bir Yaratıcı tasavvuru, kâinât / âlem / dünya tasavvuru, insan tasavvuru ve “eşya” / hakikat tasavvuru geliştirir.
Ve
yetiştirir. Bilimde, düşüncede, sanatta, siyasette, iktisadiyatta, kısacası hayatın her alanında bu medeniyet tasavvuru ışığında
insanlığa.
Yani sadece eğitim meselesinde değil, fikir, sanat, siyaset, ahlâk, iktisatta da medeniyet perspektifini, ruhunu ve ufkunu yitiren toplumlar, dünyaya hiç bir zaman zihin açıcı, çığır açıcı, ufuk açıcı açılımlar sunamazlar.
Dahası,
İslâm dünyası iki asırdır ikinci büyük medeniyet krizinin pençesinde kıvranıyor.
Medeniyet krizi,
yol açtı. Bizi
Sormamız gereken temel soruları soramıyoruz o yüzden. Yaşadığımız medeniyet krizinin yol açtığı şoku iliklerimize kadar yaşıyoruz çünkü.
Bizi perişan eden
hâlâ:
Zihin de bize ait değil, oraya buraya sürüklendiğimiz, sürgit kayganlaşan zemin de.
Her şeye seküler / Batılı zihin kalıplarıyla bakıyoruz; başkasının gözleriyle ve gözlükleriyle, zihin kalıplarıyla ve kavramlarıyla kendi sorunlarımızı anlamaya kalkışıyoruz!
Oysa bu, bir toplumun temel varoluşsal sorunlarını sürekli olarak yanlış görmesi ve tanımlamasıyla sonuçlanacak bir cinayettir.
Oysa yapılması gereken iki temel şey var:
. Hep söylüyorum: İçinde yaşadığınız çağı tanıyamazsanız, tanımlanırsınız. Tanıyamadığınız bir çağı değiştirme iddiasında bulunamazsınız.
, içinde yaşadığınız
, kendiniz olmanızdan, kendi kavramlarınıza, bakış açılarınıza, kısacası
. Başkalarının bakış açılarıyla, zihin kalıplarıyla ve kavramlarıyla kendi dünyanızı ne anlayabilirsiniz ne de kurabilirsiniz.
Kendi medeniyet perspektiflerine sahip olan toplumlar,
duymazlar. Hem
hem de
iyi bilirler.
Bu söylediklerimi eğitim meselesine bilfiil uygulamaya çalışayım.
.
Bilginin güç olarak konumlandırılması,
yol açar. Tanrılaşan insan, her şeyi, dünyayı, tabiatı kontrol etmeye kalkışır.
, seküler eğitim sistemi gibi
tabiatın bir parçası olduğunu bilir; o yüzden
hareket eder. İlâhî emaneti üstlendiği şuuruyla yeryüzünde, -tabiat ve hayvanlar âleminde de- sulh ve emniyeti teminat altına alma “
.
Burada kısaca özlü bir şekilde söylediklerimi görmek için hem Batı uygarlığı tarihine hem de İslâm medeniyeti tecrübesine birazcık önyargısız bir perspektifle bakmanız yeterlidir.
Gelelim Türkiye'deki eğitim sistemine...
Türkiye'de
.
Çocuklarımızı
.
Sömürgeci bir eğitim sisteminde
anadilini 150 kelimeyle konuşan bir ülkede
kendi masallarını, ninnilerini, manilerini, çocuk edebiyatını, hayallerini değil, Batı kültürünün duygu, düşünce ve inanç dünyasının ürünleri ve hayal dünyasını çocuklarımıza zerkeden okul
Önce bizim
yani.
Bu sistemi yıkıp kendi medeniyet dinamiklerimiz üzerinden yeniden kuramazsak geleceğimizi kurtaramayız; aksine geleceğimizi kendi ellerimizle karartmaktan başka bir iş yapmış olmayız.
Anlata anlata dilimde tüy bitti:
Pergelin sabit ayağını medeniyetimize sabitleyecek, hareketli ayağıyla dünyaya açılacak...
Ama bizde tersi var!
Nedir bu?
İntihar!
Özetle:
Pergelin sabit ayağı Batı'ya sabitli, hareketli ayağı kilitli!
O yüzden yalpalıyoruz sürekli... Kimse de, n'oluyoruz, böyle gitmez, diye sorgulamıyor, ne yazık ki.
Sözün özü: Köksüz ve ruhsuz, ezberci ve ufuksuz
Benden hatırlatması...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.