Bir yandan ortaçağın çıkmazından çıkmayı başardı; toplarlandı ve dünya tarihini yapan birincil aktör konumuna yerleşti.
Ama öte yandan da
; tarih boyunca geliştirilen, büyük medeniyetlerin önemli bir kısmının kökünü kazıdı, kökünü kazıyamadıklarını da fosilleştirdi, tarihten uzaklaştırdı.
Her hâlükârda
Batı uygarlığının yaklaşık dört asırdır
bir hegemonya.
Burada sorulması gereken hayatî soru şu: Tarihte, başka medeniyetler arasında da büyük savaşlar, çatışmalar yaşandı ama hiç bir medeniyet Batı uygarlığı gibi varlığını ve hegemonyasını başka medeniyetlere saldırarak, başka medeniyetlerin köklerini kazıma barbarlığı göstererek kurmadı.
Öyleyse,
uygarlığının modernlikle birlikte geliştirdiği meydan okuma,
Bunun en temel nedeni,
, korkular üzerinden dünya üzerinde hegemonya kurması ve hegemonyasını korkular -ötekiler, kötüler, canavarlar vs.- icat ederek korumaya kalkışmasıdır.
Batı uygarlığının korku'ya dayalı olmasının ve dolayısıyla saldırganlığının temelinde insanı tanrılaştıran, insanın önce tabiata, sonra da Tanrı'ya ve insana hâkim olma kaygısıyla hareket etmesine yol açan -iliklerine kadar yaşadığı-
yatıyor.
Seküler-kapitalist, pagan
Yaşadığı
çok iyi biliyordu Batılı insan.
O yüzden
; tabiatı, bilgiyi ve teknolojiyi güç üretecek bir bir araç olarak gördü.
Sonuçta
: Böylelikle
; araçların, güç üreten araçların kölesi olmaktan kurtulamadı.
Gelinen nokta ürpertici: Önce yüzyıl önce tam da maddî gücünün zirvesine ulaştığı bir zaman diliminde,
.
Sonra, Avrupa tarihten çekildi.
ama
; hâlen de aynı barbarlığını en uç noktalara kadar götürüyor.
Dünyaya uygarlık, özgürlükler, insan hakları sunduğunu söylüyor Amerika; ne var ki, bu söylemler, hem yalnızca retorikten ibaret kalıyor hem de en önemlisi de dünya üzerinde gerçekleştirdiği bütün işgalleri ve cinayetleri örtbas eden
işlevi görüyor.
Evet Batı uygarlığının hem kendi geldiği hem de bütün dünyaya zihnen ve fiilen hâkim olduğu için insanlığı eşiğine sürüklediği nokta ürpertici.
eşiğinden geçiyor.
Bu varoluşsal bunalım, hayatın her alanında, üstelik de ürpertici boyutlarda kendini gösteriyor.
Anlam anlamını yitirdi; bütün değerler değersizleşti; tabiat delik deşik edildi;
; sadece hızın, hazzın, arzularının ayartısıyla nefes alabilecek insan-altı bir varlığa dönüştü çağdaş insan.
Batılılar, bütün retorikten (içi boş, laftan ibaret olan ve
gören)
Başka bir deyişle,
: Bir yandan bütün medeniyetlerin kökü kazındı; öte yandan da,
nedeniyle Batı, bütün dünyayı kendisine mahkûm etti, köleleştirdi:
Bu dünya böyle gitmez!
Ontolojik yokoluşun zirve noktasını güle oynaya yaşıyor insanlık!
Bu gerçeği, insanlığa sadece Müslümanlar gösterebilir ve
, lime lime işleyerek, insanlığın karşı karşıya kaldığı felâketten nasıl çıkılabileceğini bütün dünyaya gösterecek zorlu, köklü ve uzun soluklu hakikat medeniyeti yolculuğuna bütün insanlığı yalnızca hakikatten süt emen, bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan, o yüzden “ümmîleşebilmiş” (çağrısı çağ'ını kuracak),
Öyleyse,
ve bunun için gerekli bütün hazırlıkları daha fazla gecikmeden adım adım hayata geçirmek...
Artık şu gerçek bütün çıplaklığıyla anlaşılmış olmalı:
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.