İnanılır gibi değil gerçekten!
, “
İkincisi, bendeniz, “Batıcılar vs.
Ama
O yüzden a-sosyal medyada, bu sitenin attığı iğrenç başlıktan sonra yazıyı okumadan -özür dilerim ama- “
Bu nasıl bir şeydir, nasıl bir sorumsuzluk örneğidir böyle?
, gerçekten!
En önemlisi de şu: Siz,
Bilge adam
, “
” demişti öğrencisine. Öğrencisi de, tam da Socrates gibi bilge bir kişinin öğrencisi olduğunu kanıtlayan şöyle bir karşılık vermişti üstadına: “
.”
Peki, biz hayatımız üzerinde düşünebiliyor muyuz?
Hayır.
Neden?
Yaşadığımız ya da
, üzerinde düşünmeye değmeyen bir hayat olduğu için mi; yoksa düşünme kabiliyetlerinden yoksun olduğumuz için mi?
Cumhuriyet Türkiye'si bir asra yaklaştı; ama hâlâ özgün, kendine özgü,
Oysa kendine özgü bir aklı olmayan düşünebilir mi? Varolabilir mi? Var olduğunu iddia edebilir mi? Varlığını sürdürebilir mi?
'nin bir aklı var; ama
bu: Doğduğu, anavatanı Avrupa'da bile çoktan aşılan, anakronikleşen (tarih-dışına itilen), kıyasıya tartışılan Fransız Aydınlanmacılığının kendimize benzettiğimiz (=tanınamaz hâle getirdiğimiz, dondurduğumuz), eklektik (=devşirmeci) bir ruhla (ruhsuzlukla) içini boşalttığımız; kör, körleştirici ve köleleştirici bir inatla zoraki olarak yaşatmaya türlü tuhaf antlar içtiğimiz, “
Ödünç bir akılla, üzerinde düşünmeye değer, yaşanılan ve
Fransızlardan ödünç aldığımız ya da daha iyi bir ifadeyle “aşırdığımız” akıl, aklî kabiliyetlerimizi dumura uğratan, yalnızca
. Başka bir şey değil. Bunu görüyor olmalıyız artık.
Fransızlardan ödünç aldığımız akıl, büyük düşünür
; İslâm'ı dar bir alana hapsederek boğan, bu milletin nefes alamaz hâle gelmesine neden olan; İslâm'a dayalı değer, ahlâk, zihin ve davranış biçimlerini tahrip ettiği için
; o yüzden de
Batılıların zihnen kölesi hâline getiren; çocuklarını
arasına fırlatan; orta eğitimde uyuşturucu, cinayet şebekelerinin cirit atmasına yol açan; bize yarardan çok zarar getiren
başka bir şey midir?
Bu ülkeyi Batılı emperyalistlere teslim etmemek için 1870'li yıllardan itibaren dört bir cephede tam yarım asır savaştık biz. Ama sonunda Batılı sömürgecilerin yapmak istediklerini kendi ellerimizle yapmayı marifet sandık ve
böylelikle
. Çocuklarımıza güçlü bir kültür, tarih ve medeniyet şuuru kazandırmayı, “irtica, gericilik, yobazlık” olarak gördük ve iddialarını, ideallerini, rüyalarını yitirmiş, Batılıların yoz, sığ, köleleştirici, uyuşturucu üçüncü sınıf popüler ve seküler kültürlerini, hayat tarzlarını, bakış açılarını, ikonlarını, idollerini, hayallerini
Tam bir akıl tutulması bu. Öyle bir akıl tutulması ki bu; özeleştiriden yoksun. Hâlâ “analitik” ve eleştirel melekelerimiz işlemiyor. Hâlâ kendimizle, yapıp-ettiklerimizle yüzleşmekten kaçınmayı tek çıkar yol olarak görüyoruz: Ve tam bir çocuksuluk hâli bu aynı zamanda. En küçük tartışma, “analiz”, eleştiri girişimine bile tahammül edemiyor, bu eleştirileri yapan yazarları, fikir adamlarını bile linç etmekten, karakter suikastine tabi tutmaktan çekinmiyoruz.
Nedir bu?
Tam da
, aslâ
, yalnızca
üretmeye yaradığını gösteren
hâli bu!
Bunlar, sözümona en entelektüel kesimleri!
, diğer çevrelerin entelektüel melekelerinin nasıl yerlerde süründüğünü siz düşünün artık!
Dekadansla dans, kaygan zeminlerde patinaj yapmak tam da böyle bir şey işte!
Yazık gerçekten, çok yazık!
Yaşadığımız, kendimizi inkârla başlayan ama kültürel, varoluşsal intiharla sonuçlanan bu bir asırlık yolculuğun bizi getirdiği nokta komediye dönüşen bir trajedi:
artık.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.