Gerekçesine bakıldığında kulağa hoş gelen, hatta bir ölçüde kutsiyet atfedilen bir toplumsal sözleşme olarak anayasa değişikliği esnasında hiç kimsenin aklında, gönlünde hiç bir şey kalmayıncaya kadar herşeyin sonuna kadar konuşulmasının önemine işaret ediyordu.
Niyet olayı kökten engellemek olduğunda ve bu niyet da başından beri izhar edilmiş olduğuna göre
Aslına bakarsanız CHP'lilerle HDP'lilerin anayasa tartışması esnasında uzlaşmazlık konusunda önceden vermiş oldukları karar belli olduğu andan itibaren bütün tartışmalar, neticesi belli tamamlanması gereken bir prosedüre dönüşüyor. Ama
ile ilgili kaydedilmesi gereken bir-iki noktayı tamamlamaya fırsat veriyor.
Daha açık bir ifadeyle, aynı siyasi meşrepten beslenen bu iki partinin bu ülkenin insanına karşı taşıdıkları en ufak bir sorumluluk duygusu yok. Bu ülkeyi geliştirmek, kalkındırmak, bu ülkeye pozitif bir değer katmak gibi bir dertleri yok. Elbette korumaya çalıştıkları bir durum var ve o durumun muhafazası adına her türlü direnci sergilemekten geri durmuyorlar. Halihazırda o durumun, o pozisyonun korunması için kendilerine gerekli olan tek şey daha fazla zaman. O yüzden işi yavaşlatmak, sabote etmek, sürece takoz koymak en iyi yaptıkları şey oluyor.
İkincisi, CHP ve HDP'nin bu zamanı kazanmak ve tartışmaları namütenahi sürdürmek için öne sürdüğü
gerekçesi, liberal sol siyasetin üzerinde bir zamanlar çok durduğu
nin en önemli pratiklerinden birisi. Sınırsızca konuşmayı kutsama derecesinde öne çıkaran bu siyaset, aslında konuşmanın zamanla siyaset üretmeyi imkansız hale getirecek şekilde her şeyi anlamsızlaştırdığını bile fark etmedi.
Bu dönemin ruhunu yansıtan ünlü
aslında mevcut bir siyasi durum karşısında veya bir metnin gerçek anlamının ne olduğu hususunda geçerli olan ilkenin
olduğunu söyleyerek bu tarz bir siyasetin felsefi temelini de çok sağlam bir biçimde kazmıştır.
. Bu ruh hali sol liberal siyasete sirayet eder ve onu tamamen kararsız bırakır. Bugün solun bir türlü siyaset üretemeyişinin bir sebebi de bu çok konuşma hastalığından başkası değil.
.
Allah'tan sorumluluk diye bir başka güçlü duygu var ve bu duyguya sahip olan insanlar ve o insanların yürüttüğü bir siyaset de vardır. Konuşmak bir yere kadar ama “kifayet-i müzakere” diye bir seviye de var ve “karar vericilerin” bu seviyeyi iyi görmeleri, gördükleri anda da o ana kadar dinlemiş oldukları bütün farklı görüşlerden en makulünü görüp onda karar kılmaları tam da siyasi kalite ve performansı ortaya koyar.
TBMM'nden, halkın oyuna sunulmak üzere kararına varılan anayasa değişikliği önerisi de yapılan geniş istişarelerin sonucunda ulaşılan bir kararın neticesidir. Bu karar için yola çıkıldığında AK Parti'nin metni farklıydı, MHP'ninki farklı. Ama ikisinin tartışması neticesinde ortaya bir uzlaşma metni çıktı ve bu metin de aslında komisyon aşamasında da yine devam eden istişareler neticesinde revize edildi. Sonsuzca tartışmalar yapılarak, çok iyi retorik performanslar ortaya konularak bu metnin çok sorunlu veya mükemmel olduğu gösterilebilir. Bundan sonrası herkesin istikametini, niyetini ve bu dünyaya dair meylini ortaya koyar.
Ama herkesin süreç içinde öğrendiği bir şey var ki, kamu, bu konuda sol siyasetçilerin zannettiğinden çok daha fazla kararlı olmayı talep eder. Bu konuda ortaya çıkmış olan kararın hangi yaşanmış gerçekliklerden çıktığını insanlar çok iyi görüp ona göre karar verecekler. Ülkesi için bir nebze sorumluluk taşıyan insanlar için ortada karar verilemez bir durum sözkonusu değil.
Türkiye cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte bir tür beden bütünlüğünü ve hareket uyumunu temin etmiş oluyor.
Türkiye bu beden bütünlüğünü temin ederek bir baş ile idare edilen bir millet olma istidadını daha da pekiştirmiş oluyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.