Mevcut parlamenter sistemle ilgili iyi-kötü 70 yıllık bir deneyimimiz oluşmuş. Bu deneyimdir ki, bizi bu sistemin Türkiye'yi daha fazla taşıyamayacağı noktasına getirmiştir. CHP lideri gayet naif, gayet safa yatan bir pişkinlikle “iyi de bu sistem bizi şimdiye kadar getirdi işte, ne sorununu gördünüz?” diye sorarak aklı sıra bulanık suda balık sürüsünün peşine takacak insanları.
. 70 yıldır bu ülke bir yerden bir yere geldi, ama nasıl geldiğini hep birlikte yaşadık, gördük. Tam 4 defa doğrudan darbe yaşadık. Bütün darbelerin arasında da sürekli olarak askeri darbe tehdidi dolayısıyla siyaset-dışı odakların mutlak vesayeti altında bir rejimle buraya kadar geldik.
. Vesayet kurumları yakın zamana kadar, her zaman parlamenter sistem üzerinde istedikleri manipülasyonları yapmayı başardı. Parlamenter sistemi çok seviyor olmaları o yüzdendir.
Hesapta “egemenlik kayıtsız şartsız milletin” idi ve bu millet egemenliğini parlamento üzerinden yürütecekti, ama bu parlamentodan 411 milletvekili ile, yani görülebilecek en yüksek oranlı konsensüs ile çıkmış bir karar bile vesayet kurumlarının arzusu hilafına olduğu için bir kalemde siliniverdi.
Cumhurbaşkanlığı sistemine Meclis'i zayıflatacağı ve böylece diktatörlüğe yol açacağı endişesini öne sürerek karşı çıkan
İstediklerinin güçlü Meclis olmadığı sadece bu örnekten de yeterince net bir biçimde anlaşılabilir.
Şayet sonradan başörtüsü konusunda bazı düzeltmelere karşı çıkmamışsa CHP, bu konuda artık siyasal bir olgunluğa ulaşmış olduğu veya bir anda özgürlükçü bir çizgiye evirildiği için değil, artık bu konuda takoz olma umudu taşıyamadığı için karşı çıkamamıştır.
367 fırıldağı da bu parlamenter sistem içinde çevrilmişti ve özü itibariyle aslında Meclis'in manevi kişiliğini hiçe saymaktan onunla dalga geçmekten başka bir anlamı yoktu. Yeter ki AYM ve diğer harici vesayet odakları yanlarında olsun,
Üstelik bunu yaparken parlamenter sisteme methiyeler düzmekten geri de durmadılar hiç.
. Epey zamandır çok kapısı kapanmıştı gerçi, ama hala ciddi bir açık kapı var ve bunu açık tutmak istiyorlar.
Meclis üzerinden yapılacak manipülasyonların ülkeyi bir istikrarsızlığa sürüklemesinin önü kapanmış olacak.
kim ne derse desin. Meclis yasamasını yapacak, denetimini yapacak, bütçesini çıkaracak, bu arada hükümetten çok daha bağımsız hareket edebilecek, çünkü hükümetin bakanları Meclis'in içinden olmayacak.
Hükümet Meclis'teki dağılıma gereğinden fazla bağımlı olduğunda, güçlü bir yürütme erkinin oluşması mümkün olmaz.
. Çünkü Meclis'in görünür gücü aynı zamanda kendi varlığına da karşı işleyen, kendi altını oyan, yani siyaseti zayıflatıp bürokrasiyi güçlendiren bir etki yapar.
Bürokratlar hükümetleri veya siyasetçileri, yani halkın iradesini gelip geçici, ciddiye alınması gerekmeyen bir şey olarak görür ve her şeyi kendi bildikleri gibi yapma cüretkarlığını kurumsallaştırır.
Kılıçdaroğlu,
diye soruyor mesela. Hafızalarımızla alay eden pişkinliğinin üzerine tüy dikiyor böylece. Duymak istiyorsa söyleyelim. Son 15 yıldır AK Parti'nin bu ülkeye her alanda yaşattığı bir devrim var. Bu devrimin her adımı, her aşaması CHP'nin parlamenter sistem içinden bulduğu fırsatlarla engellemesine rağmen gerçekleşti.
Ne 27 Nisan'ı, ne 7 Şubat'ı, ne Gezi kalkışmasını, ne 17-25 Aralık darbe teşebbüslerini kaçırdı, hepsine de partisini alıp koşmaktan geri durmadı. Bu darbe teşebbüslerinin her biri ülkeye çok zaman, enerji ve varlık kaybettirdi.
Bütün bu kayıpların bir telafi yolu yönetim erkinin yasama erkinden tamamen ayrıştırılması ve zamanı muayyen bir iktidar dönemi için güçlendirilmesidir. Var mı bunun başka izah tarzı?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.