Diğer taraftan genel olarak Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiği tezine dayanan, olumlu bir dil kullanılan raporda 15 Temmuz Darbe Girişimi konusunda ise oldukça şüpheci bir dil kullanılması dikkat çekici.
Aslında bundan da daha dikkat çekici olan, raporun daha önce kamuoyuna sızan içeriği ile raporun yayınlandıktan sonra ortaya çıkan içeriği arasındaki fark. Rapor yayınlanmadan saatlerce önce El-Cezire'nin hem İngilizce hem Arapça sitelerinde bu raporun yayınlanacağı ve içeriğinde FETÖ'nün darbeyle ilişkisinin vurgulanacağı duyuruldu. Ancak saatler sonra El-Cezire açıklanan içerikle haberi arasında bir uyumsuzluk olduğunu anlamış olacak ki, haberinde bir tadilat yaptı.
Ancak haberin arkaplanına dair ulaşabildiğim kaynaklar, raporun içeriğine dair kanalın yaptığı haberden emin olduğu, hazırlık aşamasına vakıf olarak, raporun içeriğinin sona doğru değiştirilmiş olduğunu ifade ediyor.
. Zaten FETÖ ile işbirlikçiliğini değilse salaklığını teyit etmek zorunda olduğumuz Alman İstihbarat Örgütünün tavrına baktıktan sonra İngiliz makamlarının başka bir yaklaşım içinde olduğu haberleri, ne yalan söyleyelim, bize şaşırtıcı gelmişti.
Yine de darbe girişiminin Türkiye'nin demokrasisini hedef aldığı belirtilen raporda İngiltere'nin 15 Temmuz karşısında Türkiye'ye verdiği desteğin yerinde olduğu dile getiriliyor.
Tam yerine denk geldiği için manzarayı koymakta sakınca yok:
FETÖ konusunda ileri sürülen görüşler ise 15 Temmuz karşısında Türkiye'ye destek verdiğini düşünen müttefikimiz İngiltere'nin 15 Temmuz'u gerçek manada anlayamadığının, belki daha doğru bir ifadeyle anlamak istemediğinin kanıtı gibi. Zira raporda darbe girişiminin arkasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) olduğuna yönelik Türkiye tarafından dile getirilen iddiaların nitelikli kanıtlarla desteklenemediği belirtiliyor.
Rapora göre Fetullahçı bireylerin bu darbe girişimine katılmış olması darbe girişiminin bu örgüt tarafından yapıldığı anlamına gelmez. Tabi hemen akla takılan temel soru şu olur ister istemez:
İşin ilginç tarafı FETÖ konusunda temkinli ifadeler kaydedildikten sonra İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye'nin FETÖ ile darbe girişimi arasındaki ilişki konusunda bildirdiklerine inandığı ancak FETÖ hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığı da belirtiliyor. Yani
Rapor İngiltere hükümetine tavsiye niteliğinde, belirleyici bir belge değil. Bununla birlikte İngiliz Parlamentosunun Türkiye'de yaşananlara yaklaşımını ifade etmesi bakımından önemli.
Türkiye'de 15 Temmuz'da demokratik rejime yönelik oldukça güçlü bir saldırı gerçekleştirildi. Yüzlerce insan demokratik değerlere ve geleceğine sahip çıkarken darbeci teröristler tarafından öldürülürken binlercesi de yaralandı. Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Özel Harekat Dairesi teröristler tarafından kontrol edilen üslerden havalanan NATO envanterine kayıtlı savaş uçakları tarafından bombalandı.
Eldeki deliller bu darbe girişiminin FETÖ'cü olduğu bilinen askerlerce organize edildiğini, komuta kademesinde FETÖ'nün olduğunu gösteriyor. Elde bunu doğrulayacak çok sayıda delil bulunuyor. Yanı sıra
Örneğin Sakarya Üniversitesi'nde İlahiyat Fakültesi'nde Öğretim Görevlisi pozisyonunda bulunan
Daha sonra bu kişinin FETÖ'nün Hava Kuvvetlerinden sorumlu kişisi olduğu ortaya çıkıyor. Dahası darbe girişiminin başarısızlığa uğraması sonrasında itirafçı olan çok sayıda subay FETÖ mensubu olduklarını, darbe girişimi için FETÖ yapılanması içerisindeki üstlerinden emir aldıklarını söylüyorlar.
Darbe gecesi devletin televizyon kanalını ele geçirip
Yani darbe girişiminde bulunan askerler kendilerine destek olsun diye (tesadüf demeliyiz buna raporun diliyle konuşursak eğer) bula bula bir FETÖ mensubunu bulabilmişler. Örnekler çoğaltılabilir.
Dolayısıyla kimsenin bu darbe girişiminde FETÖ'nün merkezi bir pozisyonda olduğundan kuşkusu yok.
Türk halkı da Türk hükümeti de bu hain darbe girişiminin bir konsorsiyum tarafından tezgahlandığının farkında.
Mesela Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombalayan, İstanbul'un hava sahasını trafiğe kapayan savaş uçakları yakıt ikmalini nereden kalkan tanker uçaklardan yapmışlar, biliniyor. Darbe girişiminde maşa olanla maşayı tutan eli ayırt edebiliyoruz zaten. Ama
Bu sebeple tıpkı Alman istihbarat servisi BND'nin başkanı gibi İngiliz Parlamentosuna rapor hazırlayanların da dikkatli olmasında fayda var.
M16 gibi efsane bir istihbarat kuruluşuna sahip İngiltere Alman istihbaratı gibi gerçekten saf mı, saf olduğuna bizi inandırmaya mı çalışıyor? Öyleyse de neden acaba?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.