Batılı Müslümanların selamı ve mesajı

04:006/02/2016, Cumartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Yasin Aktay

WASHINGTON DC
. Yanıbaşımızda Suriye'de Rusya'nın ABD'nin başını çektiği ittifakın adeta gözetimi altında işgalini adım adım tamamladığı günlerdeyiz. Haleb'e karşı ağır Rus bombardımanı altında PYD ve rejim güçleri Halep'teki mazlum Suriye halkının nefes alabildiği nadir alanları da yaşanmaz hale getirmekle, bu bölgeyi muhaliflerden tamamen arındırarak işgal etmekle meşgul. Bu adımın hem NATO üyesi hem de ABD'nin müttefiki Türkiye için ne kadar ağır bir maliyet üreteceği tasavvur bile edilemez.


Dünya hem Rusya'ya hem de cani Suriye rejimine karşı bu kadar lakayt kalan ABD'nin Rusya ile gizli bir anlaşma içinde olma ihtimalini bile konuşuyor. Daha önce de bu köşede yazmıştık. ABD'nin Obama yönetiminin pasif tutumu Rusya'ya büyük cesaret veriyor ve ABD'nin boşalttığı bütün alanları başta ufak testlerle almadığı tepkilerden daha da cesaret alarak dolduruyor Rusya.



Bu pasifizmin ABD'nin Rusya ile danışıklı veya planlı bir tercihi mi olduğu yoksa tamamen Obama'nın kendine özgü pasifizminden mi kaynaklandığını herkes tartışadursun, ABD'de Obama sonrası görevi devralacak başkanın seçimi için ortalık iyice kızışmış durumda. Bunu bugünlerde yoğun bir başkanlık tartışması içinden geçmekte olan ABD'den anlamanın daha kolay olduğunu da sanmıyorum, çünkü ABD kamuoyunun gündeminde Suriye neredeyse hiç yok.



Bugünlerde ABD başkanlık yarışının ilk büyük karşılaşmalarının heyecanlarını ve kampanya hareketlilikleri içinde başka hiç bir konuyla ilgilenecek durumda değil. Başkanlık için Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerin aday adayları arasındaki yarışın ilk adımı genellikle Iowa'da yapılıyor. Geride bıraktığımız hafta içinde bu ilk seçimler her iki partinin kendi aday adayları arasında yapıldı. Demokrat Parti adayı

Hillary Clinton

en yakın rakibi Vermont Senatörü

Bernie Sanders

'i çok küçük bir farkla geçti.



Bu galibiyet kuşkusuz önemli ama diğer eyaletlerde ve toplamda Clinton'a büyük bir rahatlık vermiyor. Buna mukabil bu ilk seçimin sonunda aday adaylarının sayısı fiilen ikiye düşmüş oldu. Cumhuriyetçi cephede ise ırkçı söylemleriyle ucuz prim yapmaya çalışan Donald Trump ise beklenmedik biçimde Ted Cruz'a ilk turda yenilmiş oldu. Bu cephede aday adaylarının sayısı ikiye düşmedi, yarış hala devam ediyor ve muhtemelen bu ikisini dışındaki üçüncü bir aday adayı ipi göğüsleyebilir.



Amerikan toplumunda Müslümanlar ise siyasal katılımı her zamankinden çok daha fazla önemsiyor. Hem üzerlerindeki artan baskılara karşı, hem Amerika'nın Ortadoğu politikalarında biraz daha söz sahibi olabilmek ve mustarip oldukları hususlarda Amerikan politikalarını etkileyebilmek için çeşitli etkinliklerde bulunuyorlar. Geçtiğimiz hafta başında Amerika'daki Müslümanların en büyük çatı örgütü olan

The US Council of Muslim Organizations (USCMO – ABD Müslüman Teşekküller Kurulu)

'nun Washington DC'de organize ettiği Uluslararası 1. Batı'daki Müslüman Birlikleri Konferansına katıldım.



Konferansın amacı dünyanın her yanındaki, ama bilhassa Batılı ülkelerdeki Müslümanların liderlerini bir araya getirmek ve ortak sorunlarının çözümünü birlikte üstlenmek üzere ortak deneyim paylaşımı ve istişare mekanizmasının tesisi. Bu ölçekte bir konferans Küre ölçeğinde yaygın olan Müslümanların bir ümmet olarak var olma bilincinin tesis edilmesi için hayati önemde ama o ölçüde ihmal edilen bir iş. Konferansa Kuzey ve Güney Amerika'dan, Karaiplerden, Avustralya ve Avrupa'dan Müslüman topluluklar veya derneklerden 200'ün üzerinde lider ve temsilci katıldı. Konferans'a Türkiye'den AK Parti'yi temsilen biz de MKYK üyemiz

Asuman Erdoğan

ile katıldık. Konferansın ilk kısmında her ülkeden katılımcılar kendi ülkelerinde Müslümanların durumu ve kuruluşlarının faaliyetleri hakkında sunumlar yaptılar.



- Konferans öncelikle Batı'daki Müslüman toplulukların stratejik önceliklerini tespit edip geliştirme;



- Artan İslamofobi ve Müslüman karşıtı saldırganlığı karşı düşünce paylaşımı ve strateji geliştirme;



- Her çeşidiyle şiddet ve aşırılıkçılık sorununa karşı tedbirler üretme;



- Müslümanların yaşadıkları toplumlara entegrasyonunu ve pozitif katkısını sağlama ve;



- özellikle yeni mülteci dalgalarının yerleştirilmesi için görüş ve kaynak paylaşımını sağlayacak yolları geliştirme gibi konular üzerinde duruldu.



Üç gün süren toplantı Batı'da yaşayan Müslümanların kendi siyasi ve gündelik hayat fıkıhlarını geliştirme konusunda ulaşmış oldukları seviyeyi göstermek açısından son derece umut verici geldi. Hemen söyleyelim ki, toplantıya katılan hemen herkes için Türkiye çok ama çok ayrı bir öneme ve değere sahip.

Recep Tayyip Erdoğan

'ın ismi anıldığında bile insanları coşturmaya yetiyor.



Toplantının ilk gününün akşamı Washington'daki

Diyanet Merkezinin Başkanı
Yaşar Çolak

bütün heyeti merkezin yeni inşa etmiş olduğu muhteşem Cami ve külliyede ağırladı. Sadece bu caminin varlığı bile Erdoğan ismiyle birlikte Amerika'da yaşamakta olan 8 milyon Müslüman ile Türkiye arasında geniş bir gönül yolu döşemiş bulunuyor. Toplantıya katılanlardan görüşebildiklerimizin büyük çoğunluğu bu gönül köprüsünün sadece gönülde kalmaması, bunun fiilen Türkiye ve İslam dünyası için bir imkana bir siyasi güç birliğine dönüşmesi konusunda her türlü çağrıya hazır olduklarını söyleme ihtiyacı hissettiler. Tabi bütün bu iyi niyetlerin sonunda bilhassa Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Ahmet Davutoğlu'na selamlarını ve gönülden muhabbetlerini iletmemizi istediler.



Bu oluşum her biri Amerikan siyaseti içinde de son derece akıllı, dengeli ve üsluplu hareketleriyle dikkat çeken, umut verici karizmatik liderlerini yetiştirmiş bulunuyor. Yıllar öncesinden tanıdığım ve bu faaliyetlerin koordinasyonunu üstlenmiş olan USCMO başkanı O

ussama Jammal ve Council of American Islamic Relationship

(CAIR) başkanı

Nihad Awwad

'ın isimlerini zikretmeden bu yazıyı bitirmeyeyim. Her ikisi Amerikalı Müslümanların sağlıklı siyasal katılımı için fiilen içtihat mesabesinde güzel yollar açmakta ve Amerikan siyaset çevreleri içinde de itibar görmektedirler.



ABD'deki temaslarımız devam edecek, ben de aktarmaya devam edeceğim.


#Batılı Müslümanlar
#Yaşar Çolak
#Nihad Awwad
#İslamofobi
#Ted Cruz
#Donald Trump