Kısa bir hafta

Dönem filmi olması, önemli bir şahsiyetin hayatından bir kesit vermesi nedeniyle ortak düşünce Genç Karl Marx'a gitmek. Işıklar tekrar yandığında kararın doğru olduğunda herkes hemfikir. Senaryo, konuya yaklaşım, oyunculuk, tarihsellik, sahneler, kurgu, müzik… iyi bir iş çıkmış.

199 yıl önce bir Mayıs ayında doğmuş Marx'a güzel bir hediye olmuş.

Mesele sadece iyi çekilmiş, kendini izleten bir film değil, aynı zamanda izleyicisinin insanlık tarihi için uzun uzun düşünmesini sağlamayı başarması.

Eğer o vahşi kapitalizm döneminde bu itirazlar yapılmasaydı dünya nasıl biçimlenirdi tahmin etmek kolay değil. Sadece insanlık tarihi açısından değil dünyanın gidişatına dair bir düşünürün içinde bulunduğu koşulları, çağdaşlarını, tartışmaları, kişisel özelliklerini görmek açısından da ilginç bir film.

Başkentte zaten sadece üç sinemada gösterime giren filmi on kişiden az izleyiciyle birlikte seyrettik.

Çıktığımızda, yağmur yağsa mı yağmasa mı kararsız bir hava vardı.

: Trump 110 milyar doları peşin 350 milyar dolarlık anlaşmanın sevinciyle olsa gerek yanında kızı falan dans ediyordu. Daha doğrusu çöle yakışan, çölde doğmuş Suudilerin yerel dansına kısmen katılıyordu görüntülerde. O paraya dans etmeyecek çok az kişi bulunur evet.

Aynı dakikalarda, bir gün önce yapılan seçimleri Ruhani'nin kazandığına dair Tahran sokaklarında taraftarlarının sevinç gösterilerine dair görüntüler de düştü haber sitelerine, sosyal medyaya.

Homeland dizisinin 6. Sezon'u akla geliyor ister istemez: Bir savaş çıkarmak için 'derin devlet' neler yapabilir… ne kadar acımasız olabilir… ? Dahası 7. bölümde miydi 8'de mi emin değilim, savaşa kadar büyüyecek bir gerilime ve Ortadoğu'da daha fazla kalmaya karşı çıkan seçilmiş başkanın savaşta ölen oğlunun ölüm anı görüntüleriyle nasıl insafsızca oynayabiliyor. Dizide, kahraman subay tam tersi korkak biri olarak gösteriliyordu montajla...

Bizdeki montaj oyunlarının ne kadar ucuz ne kadar pespaye ne kadar küçük hedefleri olduğunu görünce insan aradaki farkı daha iyi görüyor.

: AK Parti 3. Olağanüstü Kongresi'nin yapılacağı Arena Salonu önü içi çevresi tıklım tıklım. Hava kapalı. Anayasa değişikliği sonrası Genel Başkan olacak Cumhurbaşkanı Erdoğan. Hem bu önemli değişikliğin hem çıkacak MKYK listesinin yeni bir döneme, yeni “şey”lere işaret edeceği beklentisi daha da önemli hale getirdi Kongreyi.

Sızan MKYK listesi önemli sürprizler barındırmıyor ama bundan sonraki yol için kimi mesajlar içeriyordu. Bunun genel bir gidişatın mı geçiş döneminin mi listesi olduğu konusunda henüz karar vermek için erken.

Kabine değişikliklerinin de açıklanmasıyla belki bütün bu gelişmeler biraz daha belirginleşecek.

Ama bildim bileli değişiklik oranı ve isimlerini tahmin etmesi zor, büyük değişiklikler bekleyenleri hep ters köşe yapmış AK Parti geleneği 2017 Mayıs'ında da sürdü, dolayısıyla şahsen beni hiç şaşırtmadı.

Bundan sonra ister parti ister hükümet… hangi takımla çalışılırsa çalışılsın asıl önemli olan hangi politikaların öne çıkacağı ve nasıl uygulanacağı.

Bunu görmek içinse biraz daha beklemek gerekecek.

Bugüne kadarki tecrübeler gösterdi ki dudak bükülen kadrolarla başarılı işler yapılırken liste parlakken vasatın üzerine çıkılamayan dönemler de oldu. Dolayısıyla ne olacağına dair hüküm vermeye yetecek ipuçları için biraz daha beklemek gerek.

: Serçeler yine yeni tohum açmış ağaçlara fidelere deli gibi saldırıyor. Havanın iyice bozacağını biliyorlar çünkü. Kadın yine de yeni bir ortanca daha dikiyor saksıya. Ardan Zentürk ağabeyliğini gösterip vicdanlı bir yazı yazmış Star gazetesinde. Güneşin biraz daha ısıtmasına vesile oluyor o da.

Riyad'da bir cam küre etrafında Trump ve Suudi yöneticiler neden bilmem epeyce ürkütücü bir fotoğrafı yolluyorlar dünyaya…

: Siz bu yazıyı okuyorsunuz.

: Muhtemelen yeni “proleterya” sınıfı olarak Marx, Engels, Proudhon'dan, felsefeden, iktisattan, artı değerden habersiz robotlar ordusuna bir yeni işlevsel çip daha takılıyor.

: Yeni bir yazı yazılıyor.

: Gidilecek iyi bir film daha bulunamıyor. Siz bu yazıyı çoktan unutmuş oluyorsunuz.