Derbisiz geçmeyen günler

04:0015/04/2016, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Yaşar Taşkın Koç

Bazen zekice başlıklar atmıyor değiliz gazeteciler olarak. Önceki günkü derbi sonucu için meselâ “Derbiyi Beşiktaş kazandı” demek… Maç Fenerbahçe ve Galatasaray arasında olsa da beraberlikle bittiğinde evet tek kazanan Beşiktaş oluyor.



Hayatımızın hep bir derbi gibi geçtiğini ve genelde berabere kalıp bir üçüncü takımın şahsın kurumun devletin kazandığı sır değil. Dikkatli bakarsak bunun en sık karşılaştığımız şey olduğunu görürüz.



Hayat zor. Bu topraklarda daha zor. Şu sıra çok daha zor.



O yüzden büyük mücadeleyle geçirmek zorunda kaldığımız günlerin sayısı arttı iyice. Sık sık derbi maçlara çıkıyoruz. Çoğu berabere bitiyor.



Hayat böyle belki de. Lig gibi de değil ki sayılı gün geçsin şampiyon belli olsun diyemiyorsunuz. Ömür bitene kadar süren bir lig bu seferki.



“Hayat bayram olsa” o yüzden bir şarkı sadece.



Böyle diye pes edilecek değil elbet.



Her maça her güne kazanmak için çıkmak zorundasınız.



Berabere kalıp bir üçüncünün kâr hanesine yazılsa da puan mücadele sürecek.



Bugün alınan yenilgi veya beraberlik tıpkı dün gibi galibiyetlerle de süslenecek sık sık.



Arada yaşanan acılar büyüklüğüne göre acı bir tebessümle yerini alacak hatıra defterinde.



O hatıra defteri ki dünyanın bütün coğrafyalarında hayatını boşa harcamışlıkların çetelesiyle dolu. İnsanoğlu için yaratılışından beri kutsal olan can'a karşı açık kasıtlı suç işleyenlerin son nefeslerinde belki duydukları pişmanlıkların listesiyle.



Bundan çok değil belki birkaç yıl sonra bugün muhayyel bir ülke için feda ettiklerini düşündükleri gençliklerini, arkadaşlarını, kıydıkları canları umursamamayı ne boş bir düş için harcadıklarını anladığında kimler neler düşünecek şimdiden belli.



Uluslararası ilişkiler tek tek şahısların gücünün hayalinin kapasitesinin çok üzerinde büyük bir oyun alanı. Tam anlamıyla fillerin tepiştiği çimenlerin ezildiği bir arena. Kendini fil sanırken yamyassı bir çim tanesine dönmüş olmanın bilincine varmak büyük acı olsa gerek.



Hiçbir terör örgütü yoktur ki onca silahı cephaneyi parayı hem başka ülkelerin desteği hem gayrımeşru yolların kazancı dışında elde etmiş olsun.



Benzeri yok şüphesiz yaşadıklarımızın çünkü bu topraklar ve biz millet olarak başkalarına benzemiyoruz ama kıyısından köşesinden zorla benzettikleriniz ya da benzetmeye çalıştıklarınızın yakın tarihçesi olan biteni anlatıyor.



ABD bağlantısı kesilince IRA veya Fransa sınırlarındaki kontrol düzelince ETA ya da uyuşturucu olmadan Latin Amerika'daki örgütlerin finali ortada.



Hepsinin ortak özelliği belli.



Tarafların nitelikleri biliniyor.



Dışarıda bakılınca birbirinden ayırmanın imkânsız olduğu bir millet değiliz sadece.



İçeriden bakınca da ayıramazsınız.



Yarın mahalle pazarına gidince alışveriş ederken çevrenizdeki kalabalığa da bakın isterseniz.



Fotoğrafını çekin unutmamak için hatta.



Din mezhep etnik ayrımları gösterebilecek misiniz acaba?



Zorlayarak, zor kullanarak, büyük destek alınarak yapılabilen bu kadar.



Bundan fazlası olmayacak.



Bu da bitecek.



Geriye buna alet olanların pişmanlığı kalacak belki en fazla.



Şimdiden mırıldanılmaya başlanmadı mı hatta?



Düne kadar en azından sessiz kalmayı veya biraz daha başlarda devleti suçlamayı tercih edenlerin ses tonu, seçtiği kelimeler hızla dönüşüyor.



İçinde halkın olmadığı hiçbir savaş kazanılmadı. Bu da kazanılamayacak.



İthal ürünlerle gidilecek yol sokma akılla problem çözme yeteneğinden fazlasını vadetmiyor.



Anadolu ve üzerindeki millet şimdi baharın tadını çıkarıyor bir yandan her şeye rağmen.



Açık pencereden kuş cıvıltıları geliyor şu sıra her saat.



Her gün bir derbi mücadelesi halinde geçse de ertesi gün bahar güneşi yeniden can veriyor toprağa insana umuda.


#derbi
#İthal ürünler
#derbi mücadelesi