Çin’den Musul’a insanlar…

04:0011/03/2016, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Yaşar Taşkın Koç

19 yaşındaki Çinli kadının yeni doğan kızını bir cep telefonu ve motosiklet almak için sattığı haberinin içindeki detay şaşırttı hepimizi. Kadın, yaptığı işin suç olduğunu bilmediğini söylüyordu.



İnsan anne olunca otomatik olarak bebeğini başkasına vermez diye bildiğimiz için, bilmediği şeyin ne olduğu hakkında bir fikir olup olmadığını da anlıyoruz.



Bir kadının bebeğiyle varoluşu nedeniyle kurduğu bağa bile yabancı olmasına hayret ediyoruz.



Kaç bin kilometre ötede neler oluyor derken utandırıyor bizi bir minibüs.



Köprüde intihar etme niyetindeki bir insana, polislerin söylediğine göre tam da vazgeçirilme aşamasında, yanından geçen minibüsteki iki kadın “Atlasana ne bekliyorsun?” diye bağırınca atlıyor adam.



Trafikte beklemişler çünkü onun yüzünden.



Trafikte beklediklerine göre bir adamın köprüden aşağı atlamasını hem de hiddetle talep edebilirler.



Şimdi kaç bin kilometre ötedeki Çinli gencecik kadının bebeğini satmanın suç olmadığını söylemesi karşısındaki şaşkınlık, İstanbul'da köprü üzerinde, içi bir aileyle dolu minibüsten gelen kayıtsızlıkla tuzla buz oluyor.



3. Balkan Savaşları'nı kaybediyor Suriyeli mülteciler bu arada.



Bütün kapıları kapatıyor üç ülke; çıkışsız kalıyorlar Anadolu yarımadasında.



Sırplar ve Makedonlar tamam da Slovenler var mıydı Balkan Savaşları'nda? Onlar da kapatmış kapıları sıkı sıkı şimdi…



Birleşmiş Milletler ise Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki görüşmelerin gidişatına ilişkin kaygılarını dile getirmiş. Bu BM gerçekten Suriye'deki savaşın başlamasından beri nerede insan merak ediyor böyle şeyler okuyunca.



Suriye'ye odaklanınca Irak gözden ırak kalıyor biraz ama oralarda ne olduğu da ne olacağı da kritik öneme sahip. Suriye'nin kaderiyle Irak'ınki birbirine bağlantı sanki iyice. Halep ne olacak derken, Musul'un sadece biraz yukarısındaki baraj nedeniyle tarihin en büyük toplu ölümlerinden birine sahip olması ihtimalinden bahsediyor uzmanlar. Bakımı yapılmadığı için zaten kuruluşundan beri sıkıntılı olan barajın yıkılmasının beş yüz bin ile bir buçuk milyon insanın ölümüne sebep olabileceği belirtiliyor.



On binlerce yıldır bölgeyi sulayan, milyonlarca insana o toprakları yaşanabilir kılan Dicle suları şimdi bir saatli bomba gibi tik taklarını duyuruyor büyük ürpertiyle.



Bu savaş gürültüsü arasında ne kadar duyuluyor, orası belirsiz.



Haber haberi kovalıyor bu günlerde…



Bir şarkiyatçı Rus aracılığıyla Rusya ile görüştüğü iddia edilen Fethullah Gülen'in düştüğü durumun bir açıklaması yok. Rusların da “Bunlar CIA ajanı” diyerek ülkesine sokmadığı Paralel Yapı'yla ilişkiye geçmesi sürpriz değil.



Belki burada en çok dikkatimizi çekmesi gereken aslında Rusya'daki şarkiyatçı uzmanlar kadar Türkiye'de Rus, Ortadoğu, şarkiyat uzmanları olup olmadığı.



Varsa bir strateji oluşturmada ülkeye katkıları…



Yoksa ihanet maalesef rutinimiz oldu çoktandır; ülkesine milletine karşı işbirliklerine girecek adam çok da bunlara karşı uzun soluklu strateji geliştirmek istediğinizde işine hakim, bilgisine başvurulabilecek uzman var mı… asıl mesele o.



Ve TSK Sur'daki üç aya yakın süren mücadelenin bilançosunu açıklıyor; kısa özeti yüzlerce ölüm, yüzlerce silah ve binlerce mühimmat ile tonlarca patlayıcı…



Çinli bir kadın daha doğurup görmeden satıyor bebeğini şu anda, ta o anda intihar haberleriyle dalga geçerken o mesafeden betona çakılır gibi çarpan bir insanın bütün hayalleri, yaşamışlığı umurunda olmayanlar Boğaz'a doğru bakıyor.



BM vicdanını susturmak için şurdan burdan karşılıksız açıklamalar yapmaya devam ederken kim bilir kimler kimlerle ülkesinin aleyhine işbirliklerin yararsız çabalamalarında kendilerine kullandırmaya devam ediyor.



Dicle'de balıklar yüzüyor ivmesi gittikçe artan, gerilimi zor sezilen sular içinde.



#Çin’den Musul’a insanlar
#terör operasyonları
#Fethullah Gülen
#Paralel Yapı
#Balkan Savaşları