İş dünyası temsilcilerinin ortak düşüncesi şu: Siyasi gerginlikten yorulduk. Referandum bitti. Şimdi iş-aş zamanı.
Bir ağaç gibi kökünden, bedenine, bedeninden dallarına, dallarından yapraklarına kadar birlik ve beraberlik içinde yaşarsak, ağaç gibi dik dururuz.
Zenginiyle fakiriyle, köylüsü şehirlisi, bürokratı işadamı, eğitimcisi sporcusu ile bu ağacı birlikte sulayacak, birlikte koruyacağız.
Artık şucu bucu ayrımını bırakacağız.
Evin içinde kavga etmeye devam edersek,
kimlerin zorladığını anlayamayız.
Şimdi siyasetçilerin tabiriyle pazar günü maç bitti; Şimdi maç sonrası ortalığı toplama zamanı, kırılan
onarma vakti, örülen
yıkma günü, aynı topraklarda yaşadığımızı ve yaşamak zorunda olduğumuzu hatırlama, aynı dine, aynı dile, aynı kültüre, aynı kadere, aynı değerlere sahip olduğumuza göre davranma zamanı.
Düşmanlarımızın
ayrımı yapmadan bu ülkenin bütün insanlarına düşman olduğunu,
3 ayrı biri ayrı topladığımızda sonucun 3, birlikte yazdığımızda
gibi bir güce eriştiğini,
kırmak için elimize aldığımız bir tahta parçasını kırmanın kolay olduğunu,
iki veya daha fazlasının ise kırılamayacak kadar güçlü olduğunu bilme zamanı.
Ne diyorduk:
***
Bu topraklarda yaşıyorsak
olmak zorundayız.
Güçlü olmak için de
olmak zorundayız.
***
Son yıllarda Türkiye ekonomisini etkileyen gelişmelerin normal olmadığını iş dünyası da biliyor.
İş adamları 2016 yılına girerken biraz daha belirgin bir gelecek bekliyordu.
Ne kadar sıra dışı olay varsa hepsi 2016'nın içerisinde gelişti.
ile yaşanan sıkıntılar,
yoğunluğu,
, patlamalar hepsi 2016'nın içerisine sığdı.
Dışarıdaki durumlar da Türkiye'yi etkiledi.
Türkiye'den sermaye çıkışı,
yükselmesi, Amerika'da Donald
seçimi kazanması,
faiz çıkışı gibi...
Bütün bunların içerisinde sanki bu tablonun bir eksiği varmış gibi bir de
darbe girişimi oldu.
***
Yaşanılan bu olayların ekonomiye etkisi de olumsuz oldu.
Komşularda yaşanan savaş, Avrupa'nın
sıkıntıları dış ticareti daralttı.
İçerde
sürmesi,
azalması,
yükselişe geçmesi ekonomiyi sıkıntıya soktu.
ABD ve Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de ağırlaşan
ekonomik gündemin üstünü örttü.
Zar zor alınan reytingler 3 yılda elden gitti.
Şimdi ne yapmak lazım?
Çünkü bizim başımıza gelenlerin hiçbirisi normal değil.
Kriz ortamında yatırımlar kısıtlanmamalı.
Türkiye'nin zengin ülkelere göre en büyük gücü
.
Türkiye'yi ileriye taşıyacak bir
birlikte ateşlenmesi lazım.
İşsiz bırakılan her gencin potansiyel olarak israf edildiğini unutmamamız lazım.
***
Yurtdışında faaliyet gösteren işadamlarından biri durumu şöyle anlatıyor:
Eski ABD Başkanı Kennedy'nin,
sözü bugün bizim için geçerli.
İş dünyası için geçerli.
Türkiye bugünleri hak etmiyor.
Ben
önce yurt dışında yatırımcılarla, bankacılarla otururken insanlar bu ülkeye girmek için kuyruktaydı.
Ama şimdi dışarıdaki algı çok kötü.
Yapılan toplantılarda, '
konuşuyoruz.
Bizden başka kimse bize yardım etmez.
bu yana çeşitli ekonomik krizlerden geçtik.
Ama bugün bakıyoruz, dünyanın
içerisindeyiz ve bu bizi motive ediyor.
2003 yılında bu ülkenin maaş ödeyecek durumu yoktu.
Ülke ekonomisinin düzelmesi için bölgede barış şart.
Aksine yakın coğrafyamızda barış içinde Avrupa ve Amerika ile beraber çalışıyor olabilirsek, biz bu dünyadaki
ulaşırız.
***
Ne diyordu Mehmet Akif:
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Adımız miskindir bizim
bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.