Tecrübe kazanmadan yaşlanmak

04:0011/08/2015, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Yaşar Taşkın Koç

Yazı yazmanın en çok eziyet olduğu günler vardır.O günlerin tam ortasındayız yine.Kahpe tuzaklar, alçak saldırılarla öldürülmüş insanların birbirinden acı hatıralarını okumaktan kaçamadığımız günler.Şehit cenazeleri…Bombalı saldırılar…Akla hayale gelmeyen yeni pusu yöntemleri…Toplumun sinir uçlarını gerilebilecek en son noktaya kadar germeye çalışan fiiller, sözler, kışkırtmalar, yalan haberler, spekülasyonlar.Ne için?Ortadoğu'nun yeni dizaynı için.Bunun dışındaki açıklamalar bir şey ifade etmiyor.Değil

Yazı yazmanın en çok eziyet olduğu günler vardır.

O günlerin tam ortasındayız yine.

Kahpe tuzaklar, alçak saldırılarla öldürülmüş insanların birbirinden acı hatıralarını okumaktan kaçamadığımız günler.

Şehit cenazeleri…

Bombalı saldırılar…

Akla hayale gelmeyen yeni pusu yöntemleri…

Toplumun sinir uçlarını gerilebilecek en son noktaya kadar germeye çalışan fiiller, sözler, kışkırtmalar, yalan haberler, spekülasyonlar.

Ne için?

Ortadoğu'nun yeni dizaynı için.

Bunun dışındaki açıklamalar bir şey ifade etmiyor.

Değil mi ki PKK neden çok değerli 2 yıl boyunca defalarca silah bırakma imkan ve fırsatını tepe tepe reddedip bir de bu imkan ve fırsatı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kendince bir “paralel devlet” kurmak için kullandı…

Değil mi ki şimdi defalarca sorulan şu soruya bir cevap veremiyor ne kendisi ne bileşenleri; “Neden silah bırakmıyorsunuz ve neden silahlı yöntemlere devam ediyorsunuz?”

Bu soruya onlar bir cevap vermiyor, biz de soranlar olarak bulamıyoruz.

Oysa iki cevabı var bunun.

Ya bu topraklarda bağımsız bir Kürdistan kurulana kadar mücadele edecekler ama açıktan söylemiyorlar artık…

Ya başka hesapların içinde başkalarının hesabına bu işlerin içindeler.

Başkalarının hesabı içinde bu kanlı çatışmayı sürdürürken muhayyel bir gelecekte kendilerine o Kürdistan'ın sözü verilmiş olabilir.

Tercih kendilerinin.

Zaman gösterecek verilen sözlerin tutulup tutulmayacağını.

O Kürdistan'ın bu topraklarda kurulup kurulamayacağını.

Bu mücadeleyi kazanıp kazanamayacaklarını.

Tabii ki hiçbirisi olmayacak, hiçbir emellerine kavuşamayacaklar.

Ortadoğu yeniden dizayn edilmeye çalışılırken bu ülkeye ait sınırlar zerre değişmeyecek.

Belki de bu dizayn sırasında Türkiye'yi oyalamak, bunaltmak, kendi derdiyle uğraşmaktan çevresine bakamaz hale getirmek olanların aracılığını yapıyorlar sadece.

Gençtim bu mücadelenin başlangıcını, yaptıklarını, neye mal olduğunu vatandaş ve gazeteci olarak izledim, gördüm.

Yaşlanıyorum ve bu mücadele kaldığı yerden yeniden hortluyor karşımıza dikiliyor.

Onlar kurşun sıkınca, pusu kurunca çok istediklerini iddia ettikleri o Öcalan'ın özgürlüğü daha da uzaklaşıyor.

Her düşen şehit anadilde eğitimden bir kelime daha söküyor oysa.

Tek tesellim bütün olup bitenlere karşı milletin birbiriyle bu kavganın parçası haline gelmeme inadı, sağduyusu, sezgisi.

Bunu da atlatacağız elbet.

Bu da geçecek.

PKK kendisinin herhalde Kürtlerin şanlı direniş destanını yazan kurtuluş hareketi olarak tarihe geçeceğini sanıyorsa, tarihin kendisini nasıl yazdığını elbet görecek.

On binlerce hayatını kaybetmiş insanın üzerine inşa etmeye çalıştığı şeyin hepimize verdiği hasarın sebebi olacak sadece.

Kendilerine hangi sebeple olursa olsun sempati duyanların dahi şu soruyu hep sorduğu bir gelecek bırakacak sadece; “Neden?”

Gün bitecek nihayet.

Başbakan Davutoğlu ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun buluşmasının sonucuna ilişkin açıklamaları okuyor olacaksınız bir yandan bu gazetede.

Gece bilmem nerede yine kalleş bir saldırı birkaç ocak daha söndürecek.

Şu yaşımda anlayacağım ki hayatta en büyük cezalarımızdan biri de tecrübe kazanmadan yaşlanmak olacak.

İhtiyar sahibi olamadan ihtiyarlamak…
#paralel devlet
#Davutoğlu
#Kılıçdaroğlu