Arap ve Türk Mûsikîsinin 20. Yüzyıl Birlikteliği

00:0016/02/2014, Pazar
G: 12/09/2019, Perşembe
Yalçın Çetinkaya

Murat Özyıldırım, Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü"nde Latince okutmanı olarak görev yapan bir akademisyendir. Kendisiyle birkaç yıl önce bir proje önçalışması esnâsında tanışmak nasîb oldu. Klasik Arap müziği ama özellikle Ümmü Gülsüm ile ilgileniyor, araştırmalar yapıyor. Ümmü Gülsüm"ün hayat hikâyesi, Türkiye"de Arap mûsikîsi konularında yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış yazıları var. Dahası, Ümmü Gülsüm hakkında Türkiye"de ve Türkçe olarak hazırlanan ilk ve en büyük internet sitesinin

Murat Özyıldırım, Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü"nde Latince okutmanı olarak görev yapan bir akademisyendir. Kendisiyle birkaç yıl önce bir proje önçalışması esnâsında tanışmak nasîb oldu. Klasik Arap müziği ama özellikle Ümmü Gülsüm ile ilgileniyor, araştırmalar yapıyor. Ümmü Gülsüm"ün hayat hikâyesi, Türkiye"de Arap mûsikîsi konularında yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış yazıları var. Dahası, Ümmü Gülsüm hakkında Türkiye"de ve Türkçe olarak hazırlanan ilk ve en büyük internet sitesinin de yapımcısı. Aslında tam bir Ümmü Gülsüm hayranı ve onunla ilgili iyi bir arşive sahip. Murat Özyıldırım bu ilgi, bilgi ve birikimini geçtiğimiz aylarda bir kitaba dönüştürdü: "Arap ve Türk Mûsikîsinin 20. Yüzyıl Birlikteliği". Kitap Bağlam Yayınları tarafından yayınlandı.

Murat Özyıldırım"ın uzun zamandır bu kitap üzerinde çalıştığını biliyorum, telefon görüşmelerimizde yorucu bir hazırlık içinde olduğunu söylerdi. Kitap nihayet geçtiğimiz 2013 yılı Kasım ayı içinde yayınlandı ve okuyucusuyla buluştu. Murat Özyıldırım, kitabında önemli tesbitlerde bulunuyor, gözümüze en kolay ulaşan arka kapaktaki özetleyici metinde şunları yazmış: "Kültürel değerlerin zaman içinde etkileşimiyle şekillenen makamlı mûsikî, Türk ve Arapları birbirine yakınlaştıran müşterek değerlerden biri olarak önümüzde durmaktadır". Bu tesbit, Türk ve Arapların mûsikî sanatındaki yakınlıklarının temel sebeblerinden birini ortaya koyan bir tesbittir ve doğrudur.

Yazar bu kitapta, Türk ve Arap sanatçıları arasında özellikle yirminci yüzyıldaki ilişkileri ele alıp inceliyor. Bunun yanında ortak ve görkemli geçmişleri yüzyıllar öncesine dayanan mûsikî birlikteliğinin geçtiğimiz yüzyıldaki etkileşimini incelerken Türkiye"de şark mûsikîsi tartışmalarını, yıllarca büyük bir ilgi ve beğeniyle izlenmiş olan Mısır filmlerini, Arap ülkelerindeki Türk sanatçıları, Türkiye"de Arap ses sanatçılarına Türk halkının ilgisini, dönemin tanıklarının da katkısıyla mümkün olduğunca ayrıntılı bir şekilde okuyucuya sunmaya gayret etmiş ve önemli bilgiler vermiş.

Özyıldırım kitabında Arap ve Türk birlikteliğinden bahsediyor ve bu etkileşimin asıl göstergesinin, coğrafî olarak Türkiye"ye daha yakın konumdaki Suriye, Irak ve Lübnan gibi Arap ülkelerinde aranmasının daha doğru olacağını ifade ediyor. Yazar bu bölgelerde Türk mûsikîsi etkisinin Kuzey Afrika"ya göre daha güçlü biçimde hissedildiğini söylüyor. Kitapta yer alan Arap Mûsikî Kongresi"nde Türkler, Klasik Türk Mûsikîsi"nin Türkiye Radyolarında Yasaklanması, Türk Sanatkârlar Arap Memleketlerinde, Türkiye ve Arap Âleminin Sanat Köprüsü: Dergiler, Türkiye Sinemalarında Mısır Filmleri Coşkusu, Arabesk ve Arap Mûsikîsi gibi bölümler, kitabın muhteviyâtını birhayli zenginleştirmiş. Kitabın oldukça geniş bir kaynakçayı referans alarak hazırlandığını da hatırlatmak gerekiyor. Bu özelliğiyle kitap, daha değerli ve önemli bir kitap hâline gelmiş. Tabii Murat Özyıldırım"ın bu konudaki çabasını unutmamak gerekiyor.