Gladyo örgütü FETÖ'nün gizli toplantılarını yaptığı mekânlardan birisi olan Pinhan Restoran'a yönelik soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün iki numaralı adamı
Mustafa Özcan
'ın hesabında “himmetlerden tırtıkladığı” 600 milyon Euro olduğu vurgulanıyor!
Pinhan, “gizli, saklanmış, gizlenmiş” anlamına geliyor. İddianamede, bu manaya dikkat çekilerek “Pinhan Restoran'ın basit bir işyeri olmadığından” söz ediliyor.
Pinhan'da 15 Temmuz darbe girişimiyle alakalı toplantıların yapıldığı da işaretleniyor.
*
Mustafa Özcan,
Paralel Yapı'nın kasasıdır.
Paralel hiyerarşide “Türkiye İmamı” olarak yer alır ve FETÖ'de Locaefendi'den sonraki ikinci etkili isimdir.
Aynı zamanda, Gülen'in “bir numaralı kuryesi” konumundadır.
*
Vaktiyle, emekli Albay Arif Doğan'ın Mustafa Özcan'a askeri danışmanlık yaptığı iddia edilmiştir!
Ergenekon davasında yargılanıp hapis cezası aldıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen ve Ekim 2014'te ölen Arif Doğan “JİTEM'i Ben Kurdum” başlıklı kitabında derin hatıralarını anlatmıştı.
*
20 Mart 2014 tarihinde NATO'nun merkezinin bulunduğu Brüksel'e kaçan Mustafa Özcan, uzun bir süre
Kaynak Holding'
in başındaydı.
*
Alparslan Arslan'ın tetikçiliğini yaptığı Danıştay Saldırısı'nın
on birinci
yıldönümündeyiz.
Danıştay İkinci Dairesi'ne yönelik silahlı saldırı neticesinde Mustafa Özbilgin'i öldüren
Alparslan Arslan,
bir avukattı!
Katil Arslan'ın “meslektaşı” ve dahi “çok yakın arkadaşı” kimdi?
El Cevap:
Kemalettin Gülen!
Yani? Fetullah Gülen Locaefendi'nin
amcasının oğlundan
bahsediyoruz!
İki kanka Kemalettin Gülen ile Alparslan Arslan 17 Mayıs 2006 tarihindeki Danıştay Saldırısı'ndan
bir yıl öncesine kadar
Paralel Yapı'ya ait
Kaynak
Holding
'in avukatları arasındaydı!
Bu iki “avukat” Kaynak Holding için çalışırken,
Mustafa Özcan
holdingi yönetiyordu!
Danıştay Cinayeti soruşturmasında ve dahi dava görülürken işte bu çarpıcı bağlantı itina ile
hasıraltı edildi.
Fetullah Gülen'in amcasının oğlu Kemalettin Gülen hakkında
hiçbir adli takip yapılmadı.
Böylece, FETÖ'nün Danıştay Cinayeti'nin arka planındaki lokomotif rolünün
üzeri örtüldü.
*
On bir yıl önceki Danıştay Suikastı'nın ardından “Laiklik elden gidiyor” gürültüsü kopartılmıştı…
Israrla “
Radikal İslamcı,
laik Danıştay üyesini katletti” denilmişti! CHP'den Doğan Medyası'na kadar malum Batı'cı Cephe'nin alayı “ağızlara laik” psikolojik harbi günlerce sürdürmüştü.
Danıştay'daki kanlı saldırıyı planlayanlar; tetikçi Alparslan Arslan'a cinayeti işledikten hemen sonra “tekbir getirmesini” tembih etmişlerdi:
Tetikçi “avukat” tekbir getirmeyi unutmuştu!
Tansel Çölaşan,
Danıştay'daki cinayet esnasında katilin “Allahuekber” dediğini iddia etmişti!
Tansel Hanım, Medyamızdaki
Lee Van Cleef
olarak tanımlanan Emin Çölaşan'ın eşidir…
Saldırıda yaralanan Danıştay 2. Dairesi'nin üyesi hanımefendi ise “tekbir getirilmediğini” söylemişti!
*
Alparslan Arslan'dan
on yıl sonra
(geçen Aralık ayında) Mevlüt Mert Altıntaş adlı FETÖ'cü polis ise kendisine verilen “tıpkıbasım talimatı” unutmamıştı:
Katil Altıntaş'ın, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Karlov'u vurduğu esnada 'hedef şaşırtmak' amacıyla tekbir getirdiğini; tam da burada hatırlayalım!
*
Karlov cinayetinden hemen sonraki dakikalarda, bir Hürriyet yazarı CNN Türk'ün yayınına telefonla bağlanarak
“Katilin Nusra Cephesi'ne mensup olduğunu”
söylemişti!
Gerçek kısa bir süre zarfında ortaya çıkınca yani suikastçının FETÖ mensubu olduğu kesinleştiğinde; radara yakalanan malum yazar da “dezenformasyonu kesip” anında iddiasından vazgeçmişti!
#Gladyo
#FETÖ
#NATO
#JİTEM
