Derin kazı…

04:0025/12/2015, Cuma
G: 13/09/2019, Cuma
Tamer Korkmaz

12Eylül darbesinin Başbakanı Bülend Ulusu önceki gün vefat etti. Ulusu, 1977-1980 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanı idi. 12 Eylül'ün iki hafta öncesinde 30 Ağustos'ta emekli olmuştu. Bu yüzden darbeyi yapan “Beşibiryerde!” arasında yer alamamıştı. Ulusu, elbette 12 Eylül'de yönetime el koymak amacıyla hazırlık yapan komutanlar arasındaydı…“Bayrak Harekâtı” için (darbe) belirlenen ilk tarih, 11 Temmuz 1980'dir. Demirel'in başbakanlığındaki hükümetin 2 Temmuz'da güvenoyu alması üzerine Evren

12Eylül darbesinin Başbakanı Bülend Ulusu önceki gün vefat etti. Ulusu, 1977-1980 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanı idi. 12 Eylül'ün iki hafta öncesinde 30 Ağustos'ta emekli olmuştu. Bu yüzden darbeyi yapan “Beşibiryerde!” arasında yer alamamıştı. Ulusu, elbette 12 Eylül'de yönetime el koymak amacıyla hazırlık yapan komutanlar arasındaydı…

“Bayrak Harekâtı” için (darbe) belirlenen ilk tarih, 11 Temmuz 1980'dir. Demirel'in başbakanlığındaki hükümetin 2 Temmuz'da güvenoyu alması üzerine Evren darbe planını ertelemişti. Şayet, darbeyi 11 Temmuz'da yapsalardı; Ulusu da ilk Beş'in içinde yer alacaktı…

*

Ulusu'nun kuvvet komutanı olduğu dönemde “Tuğamiral” rütbesiyle görev yapan Emekli Oramiral Vural Beyazıt “Evren'in Genelkurmay Başkanı (1978) olmasını teklif eden kişinin Ulusu olduğunu” söylüyor! (Dünkü, Milliyet)

Bülend Ulusu, emekliliğinden dolayı “Konsey Üyesi” olamamıştı ama Evren tarafından Başbakan yapılmıştı…

12 Eylül'den dokuz gün sonra Ulusu'ya “altın tepsi içinde!” Başbakanlık koltuğunun sunulması, Turhan Feyzioğlu'nun devre dışı kalmasıyla gerçekleşmiştir.

12 Eylül öncesinin siyasi liderleri arasında yer alan Turhan Feyzioğlu'nun Başbakan olarak atanmasına ramak kalmıştı. Bazı generallerin “Eski liderler gözaltında iken, küçük bir partinin genel başkanını Başbakan yaparsak bunu izah etmemiz zor olur” demesi üzerine Evren'in Feyzioğlu formülünden vazgeçtiği söylenir…

Feyzioğlu'nun “ilan edilmeyen başbakanlığı” sadece beş saat sürmüştü! Generallerin işbu siyasi hesabının dışında bambaşka bir faktör Turhan Feyzioğlu'nun son anda elenmesinde rol oynamış olabilir mi, acaba?

Örneğin, gazeteci Necmi Onur'un “Kör Sait'in Oğlu” adlı kitabında Burhan Seyfioğlu karakteri üzerinden Turhan Feyzioğlu'nun özel hayatına dair dile getirilmiş olan bazı sarsıcı sırlar; kitabın yayınlanmasından daha evvelki zamanlarda zaten biliniyor olup da, son tahlilde onun başbakanlığına engel teşkil etmiş olabilir mi? Bunu bilemiyoruz…

*

Ulusu da; Feyzioğlu'nun yerine kendisini Başbakan yapan Evren Paşa gibi “mason”du!

12 Eylül döneminde Bülend Ulusu'nun kabinesinde yer alan Sanayi ve Ticaret Bakanı Şahap Kocatopçu da masonluğu ile biliniyordu. Kocatopçu, vaktiyle TÜSİAD Başkanlığı yapmış bir isimdir. Şahap Kocatopçu'nun eşi ile Kenan Evren'in eşi akraba idi…

Evren mi, Kore Savaşı'nın ardından Güney Kore'de kalan Türk Tugayı'nda görev aldığı dönemde (1958-59) Amerikan subaylarının üye olduğu bir mason locasında “masonluğa” girmiştir!

*

Bedrettin Dalan'ın lokomotifliğini yaptığı Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti'nde Bülend Ulusu'nun da bulunduğunu hatırlıyoruz. Bu üniversitenin diğer kurucu isimleri arasında İnan Kıraç, Jak Kamhi ve Aydın Doğan da vardır!

Aydın Doğan'ın Hürriyet'inin 22 Kasım 2015 tarihli manşetinde “15 Milyarlık Miras Kavgası” başlığı yer aldı.

Manşetteki haberde, eski milletvekili ve işadamı Murat Bayrak'ın “tek oğlu ile dört kızı arasında yaşanan miras anlaşmazlığı” mevzu ediliyordu. O manşetten sadece bir gün sonra, 98 yaşındaki Murat Bayrak vefat etti.

Önceki günkü Bugün gazetesinde, Murat Bayrak'ın ölümünden sonra miras meselesi nedeniyle evlatlarının mahkemelik olduklarından “15 Milyarlık Miras Kavgası” başlıklı haberle söz ediliyordu.

*

Murat Bayrak mı, 1973-77 yılları arasında Süleyman Demirel'in AP'sinde milletvekili idi. Ardından MHP'ye geçerek Merkez Yönetim Kurulu üyesi seçildi…

12 Eylül'den itibaren MHP yöneticilerinin tamamı gözaltına alınırken sadece Bayrak bu operasyonun dışında tutuldu ve “Almanya'ya kaçtığı” açıklandı!

Bu, bir “özel görev” kaçışı idi!

*

14 Ocak 1987 tarihli Milliyet'in ilk sayfasında yer alan bir haberin başlığı şöyleydi: “Murat Bayrak'tan Yerli Humeyni'ye Destek!”

Milliyet'in haberinde “Dışişleri eski bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil'i Almanya'daki evinde konuk eden kaçak işadamı Murat Bayrak'ın 'Türkiye'deki rejimi sallıyoruz' diyen kaçak müftü Cemalettin Kaplan'ı nasıl koruduğundan” söz ediliyordu! Murat Bayrak, “Eski Müftü Kaplan'a Almanya'da oturma iznini ben aldım” diye konuşmuştu!

*

CIA ajanı Frank Terpil, yıllar önce bir Amerikan televizyonunda ifşaatta bulunmuş ve “Türkiye'de Murat Bayrak'a silah sattığını” açıklamıştır!

İtalya'daki mahkeme kayıtlarına göre, Ağca'yı Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya kaçıran kişi Terpil'dir.

Frank Terpil'in ismi, aynen Paul Henze gibi Abdi İpekçi Suikastı'na karışmıştır. 1974-1977 arasında CIA'in Türkiye istasyon şefliğini yapmış olan Paul Henze'nin Ankara'daki en yakın dostu “Mason” Kasım Gülek'ti!

Gülek mi, Paralel Locaefendi'nin “Mason locasıyla bağlantısını sağlayan” kişidir.

1948'den sonra “Kontrgerilla” eğitimi için ABD'ye gönderilen subaylardan Esad Keşafoğlu'nun, 1952'den itibaren “antrene ettiği” iki isimden ilki Paralel Yapı'nın “Locaefendi”si ikincisi ise Cemalettin Kaplan'dır!
#Cemalettin Kaplan
#aralel yapı
#Murat Bayrak
#Mason
#Kasım Gülek