Dr. İshiguro, Siyonizm"in robotunu yapabilir misin?

00:0023/07/2006, Pazar
G: 27/08/2019, Salı
Selahattin Yusuf

Bir süre sonra Dünya nüfusu, insan doğumlarına bağlı olmadan da artış gösterebilir. (Bir bu eksikti diyorsanız, demeyin. Dinleyin!)Çünkü Robotlar sayesinde bu mümkün. Osaka Üniversitesi Profesörü Ishiguro'nun iddiasına göre, zamanla robotlardaki gelişmeler, onları insanlardan ayırt edemeyeceğimiz seviyeye ulaşacakmış. Robotlar daha şimdiden insanları taklit edebilme yeteneklerine sahiplermiş. Öyle ki, Ishiguro'nun bir robotu, Bay Ishiguro'nun yüz ifadelerini filan taklit edebiliyormuş şimdiden.

Bir süre sonra Dünya nüfusu, insan doğumlarına bağlı olmadan da artış gösterebilir. (Bir bu eksikti diyorsanız, demeyin. Dinleyin!)

Çünkü Robotlar sayesinde bu mümkün. Osaka Üniversitesi Profesörü Ishiguro'nun iddiasına göre, zamanla robotlardaki gelişmeler, onları insanlardan ayırt edemeyeceğimiz seviyeye ulaşacakmış. Robotlar daha şimdiden insanları taklit edebilme yeteneklerine sahiplermiş. Öyle ki, Ishiguro'nun bir robotu, Bay Ishiguro'nun yüz ifadelerini filan taklit edebiliyormuş şimdiden. Ishiguro diyormuş ki; silikondan yapılmış derileri ve sensör motorları sayesinde insandan ayırt edilemeyen bu android-robotların insan olmadığını anlayabilmek için şu anda 5-10 saniye geçmesi gerekiyor. Ama yakın zamanda bu süre 10 dakikaya kadar çıkabilecekmiş. (Hürriyet, 22 Temmuz 2006).

* * *

Yani adına "robot" denen bir nesneye bakıyorsunuz: Onun insan değil de çelikten, silikondan inşa edilmiş bir nesne, makine olduğunu anlayabilmeniz için onun hareketlerini epeyi bir süre dikkatle izlemeniz gerekiyor.. Hasbinallah! Tanrım, sen robotların olmayan aklını biz silikondan ve çelikten yapılmış ve sensör motorlarla çalışıyormuş izlenimi veren insanların şerrinden koru! Veya tam tersi.

* * *

Burada, yani bilimin insanın sınırlarını aştığı, insanla nesne arasındaki o iç gıcıklayıcı, ürkütücü, garip eşiğe vardığı anda, insanoğlunun takkeyi sağ dizinin veya sol dizinin üzerine koyması ve başını yavaşça ellerinin arasına alması lazım. N'oluyo yaaa? Gerçekten; n'oluyo!..

* * *

Diyelim, MS 2093 yılındayız...

İnsandan ayırt edilemeyen söz konusu robot-androidlerin sayısı insanlarla hemen hemen eşitlenmiş durumda. Öyle ki dünyanın en önemli ülkelerinde söz sahibi olmuşlar. Dünyanın en önemli koltukları onların. En önemli gizli örgütler onların. Opus Dei onların. Masonik teşkilatlar onların. Mossad onların. CIA onların. İstihbarat işlerine, kendilerine göre bir çeki düzen vermişler. Dünya düzenine, yeni tarz bir acımasızlık, sanata yeni bir futurist dalga, edebiyata yeni tarz bir fantastik duygusuzluk, uluslar arası ilişkilere yeni tarz bir "iş ilişkileri" mantığı, insanlığa yepyeni bir kolektif hedefsizlik, dinlere yepyeni bir dünyevîlik/diyalog ideolojisi, bölgelere yepyeni bir kan-gözyaşı-irin rejimi, binalara ve barınaklara yepyeni ve milimetrik acımasızlıkla isabet kaydeden bomba istihkakı, mabedlere yepyeni bir ışıklı reklam-tabelâ modelleri sistemi, cinsel ilişkiye yepyeni bir kazan-kazan perspektifi, insanlığın 2093'e kadar biriktirdiği bütün büyük geleneklere, felsefelere, manevî disiplinlere yepyeni bir kibrit suyu kimyası depolama teknolojisi...

* * *

Diyelim MS 2096 yılındayız...

Tel-Aviv'de, kelinin çıplak kısmını saçlı bölgeden aldığı (kasten uzatılmış hissi veren) uzun saçlarıyla telâfi etmeyi akıl edebilen bir Android (İnsanabenzeyen) sağ kolunu kaldırıyor ve havada sert bir yarım daire çizecek biçimde çelikten masasına indiriyor: İnsan olmadığını anlayabilmeniz için 11 saniyelik bir süreye ihtiyacınız var. Onun bu uğursuz hareketiyle birlikte binlerce tank, uçak, gemi suçsuz, günahsız insanların üzerine halı bombardımanı gerçekleştiriyor. Tek sanatsal kaygısı şu: Küçük bir kıyamet maketi yapma saplantısı..