daha önceki
ziyaretinden döndüğünde, Beyaz Türklerin ve
ihtiyacını karşılamış, “
Seni başkan yaptırmayacağız
” diye üç kez üst üste ünlemişti.
Sonrasını biliyorsunuz; 7 Haziran seçimleri ardından,
vekaletiyle
'yi başbakan yaparak “Kürt sorununu” çözmeye kalkışmıştı.
Olmadı.
Daha doğrusu, Bahçeli “rüşvet” kabilinden bu teklifi elinin tersiyle itti.
da omuz verdiği “
” mavalı da tutmayınca malumunuz 1 Kasım seçimlerine gidildi.
Sonuç: Sayın Bağlamacı sandık marifetiyle okkalı bir Osmanlı tokadı yedi ve “
başkanlık sistemini tartışırız
” çizgisine “evrildi.”
Lakin, yine ABD'ye gitti, yine birileriyle görüştü ve yine “döndü.”
ABD'de kimlerden nasıl “akort yedi” bilemem ama Türkiye'ye döner dönmez partisinde
olduğunu, Erdoğan'ı kendisinden daha çok sevdiklerini söyledi.
E tabii,
'deki gizli
Gülencilerden veya darbesevicilerden veya iç savaşçı bozgunculardan
haber verecek değildi!
Nihayetinde, “
” sorusuna “
” cevabını verdiği halde Suruç katliamını “
” tezvirine bağlama hüneri gösteren bir şahsiyetten bahsediyoruz.
Sayın Bağlamacı gerçekten de çok maharetli, bunu inkar edemeyiz.
Hem hiçbir delile dayanmadığını itiraf ettiği “Saray Gladyosu” yalanına herkesin inanmasını istemek, hem de herkesin inandığı ve varlığına dair bütün delillerin elde olduğu “paralel örgüt”ün varlığına inanmamak maharet ister.
İşin tuhafı, ABD ziyaretleri öncesi “
” vurgusu yapan da şekvacı olan da kendisiydi.
Gelgelelim, yetenekleri bununla da sınırlı değil. Çok daha enteresan bir yeteneği var ki, akıl sır ermez.
Türkiye'de AK Parti dahil hiçbir parti, Erdoğan dahil hiçbir lider 52 vatandaşımızın katledilmesine neden olduğu halde siyasi hayatını sürdüremez.
Sayın Bağlamacı sürdürebiliyor!
Dünyada gelmiş geçmiş hiçbir lider,
'ın Kobani olayları öncesinde
'te yaptığı konuşmasından “
'nin
” sonucunu çıkaramaz, ama o çıkarabiliyor.
Sayın Bağlamacının “çarpıtma” alanında ne kadar büyük bir yetenek olduğunu görmek için Erdoğan'ın söz konusu konuşmasını kısaca hatırlayalım: “
İşte IŞİD terör örgütü çıktı. Bu Suriye'de güç buldu. Bunlar İslam adına Allahu Ekber diyerek, Allahu Ekber diyenleri öldürüyorlar. Müslüman müslümanı bu şekilde öldürebilir mi? Müslümanın müslümana kanı, canı, malı, ırzı haramdır. Kardeşlerim şunu çok iyi bilmemiz lazım: Sadece havadan bombalamak suretiyle bu terörü sona erdiremezsiniz. Aylar geçti herhangi bir netice yok. Şu anda Kobani de düştü düşüyor. Uçuşa yasak bölge ilan edilmesi lazım. O bölgenin paralel güvenli bölge ilan edilmesi lazım...”
Erdoğan'ın, “
Önlem alınmazsa Kobani düşer
” şeklinde hülasa edeceğimiz bu feryadından Sayın Bağlamacı, “
Kobani'nin düşmesini istiyor
” yalanını üretti ve yaptığı provokatif
, 16 yaşındaki
dahil 52 vatandaşımızın katledilmesine neden oldu.
Peki ne oldu?
Hiçbir şey.
Pardon, demokrat oldu, barışsever oldu, güvercin oldu. Cihangir'in, Aydın Doğan'ın adamlarının sevgilisi oldu.
Halbuki, aynı şeye Erdoğan neden olsa siyasi hayatı ossaat biterdi.
Sayın Bağlamacı bu yeteneği bakımından sadece Türkiye'nin değil dünyanın da en güçlü lideri.
Hele hele…
Peşmergenin
'ye geçişinde üstlendikleri rolden dolayı
'ya teşekkürlerini sunan
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani
'nin MİT ziyaretinde yaptığı şu konuşmadan sonra: “
MİT organize etti, bu benim için özel bir anlam ifade ediyordu. Tarih önünde, torunlarıma ve halkıma karşı, 'Kobani için ne yaptın?' sorusuna cevap olarak 'peşmergelerimi gönderdim ve Kürt halkını DAEŞ teröründen kurtardım' diyebilecek bir durumum oldu…”
Tarihin ve Barzani'nin tanıklığıyla, 52 vatandaşımızın nasıl bir yalanla katledilmesine neden olduğu bir kez daha ortaya çıktığı halde Sayın Bağlamacı ne yapıyor?
Ne yapacak, “
partimde gizli Erdoğancılar var
”, diyor, “
bu tipler bizden çok Erdoğan'ı sevip sayarak”
falan diyor.
Anlaşılan o ki, neden olduğu katliamdan dolayı özür dileyeceğine sevilip sayılmak istiyor.
Ne diyelim, büyük yetenek, veya, kendi ifadesiyle, büyük “tip.”