Biri, evet,
…
Biz
'da toz yutmaya başladığımız dönemde elini ayağını piyasadan çoktan çekmiş, tabiri caizse emeklilik yıllarını yaşıyordu.
Star olanlar için çok zor bir dönemdir bu! Gördüm, şahit oldum da onun için diyorum.
Bir dönemin yıldız aktörlerinden (nerden baksanız 100'ü aşkın filmde başrol oynamıştı) biriyle 90'lı yılların başında film çekimi için
'a gittiğimizde, bir ara bana dönüp, “
" şeklinde öylesine özlemle sormuştu ki, ne zaman aklıma gelse içim yanar.
Bu soruyu bana sorduğunda senede iki elin parmakları kadar bile film yapılmıyordu.
Şimdi çok şükür, sektör çok hareketlendi.
Ne ki, bana mezkur soruyu soran aktör (Hayır, adını veremem, çünkü rahmetli oldu; bu anekdotu aktarmamdan hoşnut olmaz belki. Yaşamadığı için de “hakkını helal et" diyebilme şansım yok.) Yeşilçam'ın yılda 100'ü aşkın film ürettiği döneme hasretini dile getirmiyordu.
Bambaşka bir şeyin, belki kendisine bile itiraf etmediği şeyin hasretiydi sormak istediği.
, onun yıldız olduğu, sokağa çıktığında herkesin çığlıklar atarak üzerine koştuğu, her sözünün her hareketinin olay olduğu, hülasa, “
" doruklarda yaşadığı günlerdi.
Oysa o günler çoktan geçip gitmişti. Bir daha geri dönmemek üzere hem de!
Nasıl demişti üstadımız
“Geçen dakikalarım" şiirinde: “
"
Şöhret basamaklarından tepetaklak yuvarlanmayı kabullenmek çok zordur.
Bu durum çocuk yıldızlar için çok daha dramatik, çok daha yakıcıdır.
Zira onlar büyüdükçe şöhretleri küçülür küçülür ve yok olur. Çocuk yıldızlar için de yetişkinler için de felaket zordur.
Hepsinde çok büyük bir boşluk duygusuna neden olur.
da sanırım bu boşluğu doldurmak için son derce paçoz siyasi çıkışlar yaptı.
Yani, en kolayını seçti.
Oturmuş yüz ifadesiyle karakter oyuncusu olmayı veya yönetmenliği falan deneyebilirdi.
Galiba yetenekleri sınırlıydı; haddini bildi, boşa kürek çekmedi.
Nasılsa, politik çıkışlar için ne yetenek ne de haddini bilmek gerekiyordu. Rahatlıkla kaptırıp gidebiliyordunuz.
Hele hele halkın çok duyarlı olduğu konularda, adeta sinir uçlarına vururcasına şavulladınız mı, şappadak gündeme oturabiliyordunuz.
da öyle yaptı.
Dindarlara, muhafazakarlara hakaret etmek için bir şeyler bulup buluşturup dillendirdi. Hiçbir şey bulamazsa önüne koyulan, “
" bildirisine imza attı.
Hem
'den şekvacı olduğunu bir kitapla anlatmaya koyuldu hem de 12 Eylül anayasasının yerine yeni bir anayasa yapılmasına şiddetle karşı çıktı.
Darbeler arasında tefrik yapmakla da kalmadı; “bizim darbemiz" diyerek kimi darbeleri sonuna kadar savundu. Asker emeklisi babası diyormuş ki; “
"
Halbuki tüm darbeler ABD darbesidir.
FETÖ'nün “
" çetesi bile uluslararası anlaşmalara (her şeyden evvel de ABD'ye ve NATO'ya) bağlı kalacağına hassaten vurgu yapmıştı.
Tarık Akan 2013'ten sonra da FETÖ'nün ürettiği tüm malzemeleri maalesef tüketenlerden olmuştur.
En son olarak da, PKK terörüne karşı sınır ötesi harekat tezkeresinin
'ten geçmesine karşı çıkan bir bildiriye imza atmış,
tarafından, “
" benzetmesine müstahak olmuştu.
***
'ün futbolculuğu döneminde ünü ülke sınırlarını aşmış,
'dan
kadar ötekileştirilenlerin kahramanı oluvermişti.
Saygılı, efendi, ve bir de çok duygusaldı.
FETÖ mensubu olmakla kendini de yakınlarını da mahvetti.
“
" (
) başlıklı yazımda şöyle demiştim: “
…"
İstedim ki,
de nerden nereye geldiğinin nefs muhasebesini adamakıllı yapsın.
Yapmadı…
Tam aksine mezkur yazımdan dolayı gitti beni mahkemeye verdi.
Ne oldu peki?
tastamam yaşayan ölüye döndü. Milyonların kalbinde yaşayan, milyonların duasını alan bir futbolcu, bir şarlatanın gönlüne girmek için dünya ve ahiretini mahvetti.
***
'ların savunduğu “
" Hakan Şükür'lerin zemini oldu.
Zaten bu zeminler için bu “süreçler" çalıştırıldı.
'ların despot kafa yapısı olmasaydı, “
" neşv ü nema bulmayacaktı.
Uzun lafın kısası, biri diğerini üretti.
'ün örgütü,
ve
günlerinde, “
" güya demokrasiyi savunuyor, darbelere karşı güya amansız mücadele ediyordu.
Ne oldu?
Bizzat kendileri 15 Temmuz'da tarihin en pespaye en alçak darbe kalkışmasını yaptılar.
derseniz, bu ülkenin başbakanını,
'i asan darbeyi hâlâ “
" diyerek bağrına basabiliyor.
Yine de…
Tarık Akan'ların “
" diye aşağıladıkları veya “
" diye ötekileştirdikleri o dindarlar, hastalığını öğrendiklerinde, iyileşmesi için dua etmekten imtina etmezler.
Tarık Akan'a en içten şifa dileklerimle şunu söylemek isterdim: Keşke hep o
'li filmlerle kalsaydın.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.