Yönetiyordu, demeyeyim de, gizli açık tüm bilgiler Feridun'da toplandığı için başkan onun ağzına bakıyordu, diyeyim.
Yanlış duymadınız, başkan, dedim. Zira, Türkiye çoktan “
” geçmişti.
O değil de, Feridun acayip gelişmiş bir bilgisayardı.
Günün birinde başkanın yurtdışından dönen kızına ilk görüşte aşık olmuş, aşkına karşılık alamayınca da kimi hassas devreleri felaket yanmıştı.
Kısmi devreleri yanık Feridun da dezenformasyonun tillahına soyunmuş, uzun lafın kısası,
yapmıştı.
Başkanın da koltuğunu korumak için “
” şeklindeki dezenformasyona inanmaktan başka çaresi yoktu. “
” düşüncesiyle bilinçli bir şekilde deliliği seçmek zorunda kalmıştı.
Olan da, her şeyden habersiz, iki güzide astronotumuza olmuştu.
Mili bir görev için
'a çıkmışlardı. Bizden evvel Ay'a çıkan
'la rekabet etmek için
'ni ilan edecekler, ay yıldızlı bayrağımızı oraya dikeceklerdi.
Yazık ki yazık, bayrağın sapını Türkiye'de unutmuşlardı. Ay'da sap bulmak da, takdir edersiniz ki, imkânsızdı.
En kötüsü de, unutulmuşlardı.
Memleket bambaşka bir gündemle kavruluyordu.
İletişim ağlarının bağlı olduğu Feridun bozulduğu için de Türkiye'yle irtibatları tümüyle kesilmişti.
Kelimenin tam anlamıyla Ay'da mahsur kalmışlardı.
Son çare olarak bağlı oldukları uzay üssüne ulaşmışlardı ama talihsizlik yakalarını yine bırakmamıştı.
Çünkü özelleştirme furyasıyla el değiştiren uzay üssünün yeni patronu uzay çalışmalarından randıman alamadığını söyleyerek uzay üssünü oto yıkamaya dönüştürmüştü.
Yıl
'ydi.
çoktan dağılmış,
'nin kapısında 50 yıldır bekletiliyorduk.
Biz daha fazla beklemeye tahammülümüz kalmadı derken, Allahsız Mançuryalılar, daha çok beklersiniz diyorlardı.
Söz konusu oyunumun adı, “
”dı.
'de
'te seyirciyle buluşmuştu.
Geçen gün Birol Küle arkadaşım,
dolayımında bu oyunumu hatırlattı.
'nin biz girmeden dağıldığını anlatan sahnede de seyircinin baştan sona kahkahalarla tepki gösterdiğini ilave ettikten sonra, “
” dedi.
Evet, oldu.
Mizah veya fantezi değildi sadece, Avrupa Birliği'nin dağılacağını gerçekten de öngörüyordum.
Avrupa'nın iç sorunlarını, ulus devlet finans kapital kapışmasını,
rekabetini, Avrupa'nın ötekine karşı kadim tavrını, bencilliğini, güce tapıcılığını az çok biliyordum. (Sırplar, Avrupa'nın ortasında Boşnakları katlederken kıllarını kıpırdatmamışlardı. Fakat ABD, Irak'a “demokrasi götürürken” leş kargaları gibi ABD'nin peşine takılmışlardı.)
O yaldızlı insan hakları retoriklerinin de göçmen korkusu altında nasıl kaldığını gördünüz işte.
Hiç değişmediler.
Maalesef hiç değişmeyecekler de!
üstadımız bu değişmeyen çirkin yüzlerini çok iyi bildiği için taa 1960'lı yıllardaki “
”larında işgalcilerimizin geri geleceklerini öngörmüştü.
Bütün mesele hiç değişmeyen bu “
” yüzlerini görmekten ibaretti.
Sevgili
abimiz bir defasında, “
” (1987) adlı kabare oyunumu kastederek, “
” demişti.
Ulvi Alacakaptan ve rahmetli
'ın kurduğu Birlik Sahnesi'nin
'de yurtiçi ve yurtdışında yüzlerce kez sahnelediği mezkur oyunumda yer alan bir ''epizotta'', ABD ile yaptığımız
(SEİA), hicvediliyordu. Amerika'nın bölgeye yerleşerek, bölge halklarını birbirine kırdıracağına işaret eden ''koro'' şöyle sesleniyordu: “
”
Bütün bunları, “
” yollu kendimle dalga geçmek veya budalalık etmek için nakletmiyorum.
Dediğim şudur: İşgalcilerimizin makyajı kamuflajı değişse de cibilliyeti/ emelleri hiç değişmemiştir.
Sezai Karakoç, “
” derken de müneccim değildi. Hiçbir özel istihbaratı da yoktu.
Ben de Suriye konusunda ilk günden beri feveran ettim. Karşılığında mobbing gördüm, tehdit edildim.
'yla barışalım dediğimde de hedef gösterildim. (Rus uçakları düşürüldüğü gün bunun Erdoğan ve Putin'e operasyon olduğunu yazmıştım.)
Mesele
veya
değildi. Keşke Esat devrilseydi, keşke İran mezhepçilik yapacağına mazlumlardan yana olsaydı.
Lakin mesele “keşke” meselesi değildi, olacakları öngörmek gerekirdi. Bu da hiç zor değildi.
Birazcık jeopolitik okuma, birazcık güç dengesi analizi, birazcık da değişmeyen çehrenin tuzağını görmek iktizâ ederdi.
İsrail'le yapılan anlaşmaya da böyle bakmak icap eder.
Madem ki Filistinliler söz konusu anlaşmadan memnundur ve madem ki paralelci zevat şappadak cıyaklamaya başlamış, “
” tweetleriyle Irkçı Siyonist çevrelere jurnale giriştiler, bu böyledir.
Gidişat iyidir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.