Daha evvel de, Suriye ile İsrail arasında “
” yapıyorduk.
O vakitler,
Suriye'de barınıyordu.
ABD,
'i barındıran ve 2006 Haziran'ında İsrail'i unutulmaz yenilgiye uğratan
'ın lideri
'ın “direnişin sırtı” olarak tanımladığı bu
'yi “
” ilan etmişti.
Lakin…
Türkiye, komşusu ve sınırdaşı Suriye'nin istikrarsızlaştırılmasına, Irak benzeri işgal edilmesine şiddetle karşı çıkmış, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana tavrını net bir şekilde ortaya koymuştu.
Bununla da kalmamış, Suriye hakkında Siyonistlerin yerleştirmeye çalıştığı “
” algısını yıkmak için de elinden geleni yapmıştı.
Aynı şekilde, ambargo altında inleyen
'la ticaret hacmini geliştiren ülke yine Erdoğan Türkiye'siydi.
Yazık ki yazık…
son zamanlarda, sırf İran'a düşmanlık yapmadığı için
'ı “
” ilan eden bizdeki
aynı frekansta yayın yapıyor, Erdoğan'ı itibarsızlaştırmak için paralelciler gibi olmadık tezvirlere başvuruyor.
Halbuki, Erdoğan Türkiye'si, İran'ı, uğratıldığı tüm haksızlıklara karşı hep savundu.
Mesela,
'nin İran'a yeni yaptırımlar öngören karar tasarısına Brezilya ile birlikte “hayır” oyu kullandı.
ABD'ye, “
” diye yüksek sesle itiraz eden
'dan başka lider yoktu…
Zamanla birçok şey değişti…
ABD, boğmaya çalıştığı İran'ın Suriye'ye bilfiil müdahale etmesine itiraz etmedi. Nükleer anlaşma sonrasında da İran'ın “dondurduğu” mal varlığını serbest bıraktı.
Aynı ABD, daha dün durduk yere “terörist ülke” ilan ettiği Suriye rejimi, kendi halkına karşı (ABD'nin kırmızı çizgimiz dediği) kimyasal silah kullanınca, “
” ifadesini ağzına almaz oldu.
İran'ın önünü Irak'tan Suriye'ye kadar açan ABD “stratejik ortağı” Türkiye'ye ne yaptı peki?
Ne yapacak, “paralel örgütün” merkez üssü olmayı sürdürdü.
Başka?
Gezi kalkışmasını destekledi…
Başka?
Türkiye, PKK ile organik bağını belgeleriyle kanıtladığı halde (aslında kanıtlanacak da bir şey yok; Kandil'den İmralı'ya kimsenin inkar etmediği gerçek bu) PYD'ye “
” diyebildi.
Türkiye de işte bu ABD'nin mahut “kara kuvvetlerine” fırtına obüsleriyle gündüz gözüyle vurdu.
Çok değişik bir “stratejik ortaklık” serüvenidir bu!
Fakat bunda anlaşılmayacak bir şey yoktur.
Zira dış politika durağanlığı, hamaseti, romantikliği kaldırmaz.
Şartlar değişince denklem de haliyle değişir. Yeni denklemde var olabilmek için her şeyden evvel şartları iyi fehmedip ona göre pozisyon almak icap eder.
Gözümüzün içine baka baka malum terör örgütünü “kara kuvvetleri” olarak yutturmaya çalışan ABD'yle ilişkilerimizi neden sürdürüyorsak,
'da kardeşlerimizi katleden,
'yi toplama kampı haline getiren
neden ilişki kurmaya çalışıyorsak aynı nedenle
'ye yeniden bakmak durumundayız.
Mevzubahis olan vatandır.
Şayet, Türkiye'nin güvenliği ve istikbali, Rusya ile ilişkilerimizi behemehal düzeltip İran'la sağlıklı diyalog kurmaktan geçiyorsa neden bundan sakınalım ki?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.