Artık bunlar öyle değil.
Türkiye üzerinde oynanan kirli oyunların, tuzakların tasarımcılarına “
” falan deniyor, bunlar da (sanki kendileri işaret edilmişçesine) koro halinde mezkur kavramlaştırmayı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Son günlerde işi hepten aymazlığa vurdular.
O kadar ki, “
” veya “
” yapılan her eleştiriyi direkt üzerine alınıp hiç sektirmeden karşılık vermeye başladılar.
, Almanya'nın “
” kararı üzerine yaptığı bir konuşmada, “
” diyor, bir bakıyorsunuz, Almanya'nın yerine bunlar “cevap” yetiştirmeye koyulmuşlar.
Cevap dediğim de lafın gelişi; bildiğiniz hakaret, küstahlık, terbiyesizlik.
Mesela,
'ın bir internet sitesi sayesinde varlığından haberdar olduğumuz “
” adlı şahıs anında cibilliyetinin gereğini ortaya koymuş: “
”
Erdoğan'ın, (Almanya'nın iki yüzlülüğüne tepki sadedinde) söz konusu “
” çıkışı bu “
” neden bu denli geriyor?
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na “
” diyebilecek kadar neden edepsizleşiyor?
Diyeceksiniz ki, neden edepsizleşmesin; “
” adı üstünde, “
” değil mi?
Hadi öyle olsun.
Peki, Cumhuriyet gazetesinin adı lazım değil bir köşe yazarının, “
” serlevhalı yazısına ne diyeceksiniz?!
Merkel'in atanmamış sözcüsü gibi cevap yetiştirme gayreti nedir?
Diyeceksiniz ki, yazdığı yer belli. Paralelcilerin
üzerinden kapattığı
artık bir gazete değil, Erdoğan'a nefret bülteni.
Haklısınız, ne diyeyim.
Türkiye Cumhuriyeti'ni bütün dünyaya terörü destekleyen bir ülkeymiş gibi jurnallemek için paralelcilerin kendilerine servis ettikleri malzemeler üzerinden algı operatörlüğü yapan bir “gazetenin” bir köşe yazarı Merkel'in sözcülüğüne soyunmuş çok mu?
Lakin…
Bu cevap yetiştirme gayreti, cibilliyeti malum yazar çizerlerle veya
'nın kapattığı kripto gazetelerle sınırlı değil.
Sayın Erdoğan vaktiyle
katliamından dolayı İsrail'e verip veriştirmişti de aynı gün cevap
yerine
'ndan gelmişti.
Hadi buyurun bakalım, buna ne diyeceksiniz?
Efendim?
'nun CHP Genel Başkan koltuğuna kaset kumpasıyla oturduğunu mu unuttum?
Hayır, unutmadım ama hatırlattığınız için yine de çok sağ olun.
O halde siz de şuncağızı hiç unutmayın:
Türkiye çok yönlü kuşatma altındayken, “
” veya “
” Ortadoğu'da harita dikta edecek aşamaya gelmişken, içerdeki bilumum madrabazlar, bozguncular, paralel yapılar çatallı dilleriyle algı operasyonları yaparken safları sıklaştırmaktan başka çaremiz yoktur.
Uzun lafın kısası, bozgunculara karşı
tahkim etmek için dağıtıcı değil kuşatıcı olmak zorundayız.
Bunun için de her şeyden evvel istismar edilmeye elverişli ifadelere yer vermemeye azami dikkat etmek durumundayız.
Mesela, herhangi bir yetkili çıkıp (Suriye'de oldubittiye karşı önleyici tavır mesabesinde) “
” şeklinde açıklama yapsa, ben Kürt olsam fena halde alınırdım.
“
” diye isyan ederdim.
En azından, “
derdim.
Demem o ki, “
” şeklindeki ifade yanlıştır, yaralayıcıdır.
Doğrusu,
” olmalıdır. Bunu reel politik gereği uygun görmüyorsanız, “
” dersiniz olur biter.
veya
devletine “
” demekle,
'lilere veya
'lı teröristlere “
” veya “
” demek arasında fark yoktur.
Zaten liberal çakallar öncelikle bu tanımlamalar üzerinden zokayı (sorunu mu deseydik) yutturdular. Ondan sonra da bin yıl birlikte yaşayan insanlara ordan burdan, taa
'dan model taşıdılar.
Bütün tanımları da çözüm modelleri de bu topraklarda sadece “çözülmeye” tekabül ediyordu.
“Rahatsız Hasan” familyasının aşerdiği “
” çıkmaması veya PKK'nın hendeklere gömülmesi, Kürt halkının “çözülmekten” yana değil “vahdetten” yana olmasının göstergesidir.
Her Kürt, her Türk kadar, “
” deyinceye kadar bu devletin “demokratikleşmesini” sağlamak da hakkaniyetten, adaletten, kardeşlikten, hülasa, vahdetten yana olan herkesin boynunun borcudur.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.