Kılıçdaroğlu’nu karanlık odada böyle sorguya çekmişler

04:0024/09/2016, Cumartesi
G: 16/09/2019, Pazartesi
Salih Tuna

Eskiden sözde de olsa solcularımız ABD'ye karşı çıkar, “
Kahrolsun ABD emperyalizm
i” falan derlerdi.


Sırrı Süreya

Önder'lerin

Ertuğrul Kürkçü

'lerin dahil oldukları network bile ABD bayrağı altında istikbal arayışına koyulmuş şimdi.



Şu hale bakın!



Atatürkçü

kitlelerin

kripto

Sözcü gazetesi tarafından iğdiş edilmesine kimsecikler sesini çıkartmıyor.



Şu hale bakın!



Kadri Gürsel

gibi biri

Cumhuriyet gazetesine

danışman olabiliyor.



Yahu hepsinden geçtim insan

Erol Manisalı

'dan utanır be!



Hal böyle olunca, merkez sol iddiasındaki

CHP

'den de tek bir kişi çıkıp da ABD'nin bölge operasyonlarına itiraz etmiyor.



Merkez üssü

ABD

'de olan

FETÖ

adlı örgüt bu ülkeye

15 Temmuz

'da vahşice saldırdı, ama CHP'den ABD'ye yönelik tek bir ses çıkmadı.



Siz hiç

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu

'nun ABD'ye yönelik (ihsas yoluyla da olsa) herhangi bir itirazını duydunuz mu?



Başka bir ifadeyle, ABD'nin içişlerimize müdahale etmesinden rahatsız olduğunu ima eder bir ifadesi var mı?



Tam aksine,

ABD Büyükelçisi Bass

'la görüşmesinde olduğu gibi gönüllü olarak kendisini

ABD

müdahalesine bırakmış bir hali var.



Halbuki biz onun 15 Temmuz

FETÖ saldırısından sonra
ABD'ye karşı çıkma ihtimalini

sevmiştik.



Sırf bunun için,

Taksim

'deki mitingde, daha şehitlerimizin kanı kurumadan, darbecilerle sivil demokratik hükümeti eşitlercesine “ayar çekme” sevdasından

Yenikap

ı'da milyonların huzurunda seçmeninin gazını alma belasına “diskur çekme” sakilliğine kadar söylediklerine kimsecikler çıt çıkarmadı.



Milletçe

Kılıçdaroğlu

'nu kazanmak istedik.



Olmadı.



Olmadığı gibi,

Erbakan

'ın “

Karanlık Oda Rejimi

” ifadesinden mülhem söyleyecek olursak, “

Karanlık Oda

”ya alındı.



Nasıl mı?



Uzatın kulağınızı da dinleyin bakalım:



Ne yaptığını sanıyorsun Sayın Kılıçdaroğlu! Biz 2011'den beri 'Erdoğan diktatör' algıs

ı

tüm dünyada

yerleştirmeye çalışıyoruz. Sen kalktın tüm algıyı bir çırpıda berhava etin…



“Ben ne yaptım ki?”



Daha ne yapacaksın! Ne işin vardı Yenikapı'da?



“Şey için gittim oraya ben. Aslında ben gitmeyecektim oraya ya. Ama yani işte, Başbakan ısrar edince. Bir de toplumsal baskı çok fazla olunca… Ben orda da diyeceğimi dedim.”



Ne demek diyeceğimi dedim?



“İçimden geldiği gibi konuştum, demek istedim. Düşündüğüm her şeyi söyledim yani…”



Bu daha kötü ya!



“Nasıl daha kötü, anlamadım?”



Anlaşılmayacak ne var bunda! Bir 'diktatörün' öncülüğünde tertiplenen mitingde muhalefet liderinin

düşündüğü her şeyi söyl

ediği dünyanın neresinde görülmüş..

.”



“Ona bakarsanız muhalefet lideri de diktatörün mitingine gitmez. Hayır, gitse de, diktatör kabul etmez zaten…”



Ben de aynı şeyi söylüyorum işte. Niye gittin Yenikapı'ya? Ana muhalefet partisi lideri değil misin?



“Ama ağzıma geleni söyledim diyorum ya efendim…”



Diktatör a

ğzına geleni söylemene neden izin verdi peki?”



“Demek ki diktatör değil… Pardon, yani, şey, yani, eee, yok, ama öyle demek istemedim, siz birden sorunca, ağzımdan kaçtı… Bilmiyorum efendim, gerçekten bilmiyorum. Neden izin verdi acaba?”



“Çünkü ne dediğinin önemi yok da ondan.

Oradaki fotoğraf karesine girdin mi girmedin mi, önemli olan bu?



“Oldu bir kere efendim, önümüze baksak, şimdi ne yapacağız?”



Kop da gel.



“Nasıl yani?”



Yenikapı ruhundan kop, diyorum.



“Haa, o mu? Ondan kolayı ne var. Zaten kalıcı değildim ki orda ben.”



Koptum demekle olmaz ama. İcraat lazım.



“İcraat derken…”



Kanun Hükmündeki Kararnameleri Anayasa Mahkemesine taşıyacaksın. Operasyonlardan memnuniyetsiz bir tabaka var. Oraya çalış. 'Neden FETÖ medyasını kapatıyorsunuz kardeşim' de.



“Ya terör örgütünün medyası mı olur derseler…”



O televizyonlara bağımsız olarak çıkanlar da var, dersin.



“Gülmezler mi?”



Sen gülme, yeter. Ciddi ol.



“Gülmem ben, tamam.”



Adil Öksüz olayının üzerine git. Mevzuyu tiyatroya bağla.



“Daha önce de 15 Temmuz hepten tiyatroya bağlanmıştı ama ordan yürümedi iş… Başka bir şey yapsak…”



Nasıl başka bir şey?



“Ne bileyim, soru sorsam. Kim bu Adil Öksüz, neden kaçtı, neden yakalanmıyor diye sorsam. Yani , öyle kuşku, gizem havaları falan… Efendim, ama siz gülüyorsunuz!.”



“İşi tiyatroya bağlamayalım diyorsun ama bizzat sen tiyatro yapmaya başladın…”



“Haa, doğru…Ekikikekiki… Ben de gülebilir miyim efendim?”



Yok, sen gülme. Yakışmıyor da, o bakımdan, aklına başka bir şey gelmesin…



(……)



Kim mi sorguya çekmiş. Valla benim de sadece bilgim var, belgem yok, haliyle açıklayamıyorum, kusura bakmayın.


#Sırrı Süreya
#FETÖ
#Erol Manisalı