Başka bir ifadeyle…
FETÖ'yü savunmak
veya
seviyesine mahkûm olmak demektir.
Bu seviyeye dûçâr olmak da takdir edersiniz ki ciddi bir entelektüel için mahpus damına düşmekten beterdir.
Entelektüel brikimin hiçbir fayda vermediği, veremeyeceği bir mahpusluktur bu!
n'dan
'a kadar
hali pür-melali işte bundan ibaretti.
“
” kendi kendilerini adeta zincire vurmuşlar, dört duvarı “
” müteşekkil “
” kendilerini kapatmışlardı.
Kapkaranlık bir zindandı bu!
Hakikat öylesine ters yüz edilmişti ki,
'un “
” bin kat daha beterdi.
Eşek yükü kitap okusan, allame olsan insanı rezil rüsva eden bu korkunç zindanda sadra şifa tek kelâm üretemezsin.
Daha evvel bu köşecikte söylemiştim, tekrar edeyim:
malul bu zindana
veya
düşse,
diyerek, ossaat intihar ederdi.
FETÖ muhibbi yazarçizerler de intihar ettiler aslında!
Bir farkla ki, intihar ettiklerinin, en azından “medeni ölüye” dönüştüklerinin farkına bile varamadılar.
Bana öyle geliyor ki, FETÖ de bunların örgüt adına artık hiçbir efektif değeri kalmadığının farkındaydı.
Ancak tutuklanırlarsa, yurt dışında PR malzemesi olarak kullanılabilirlerdi.
Öyle de yapmaya başladılar.
'den
'a kadar tanınmış birçok yazarın
destek mektubu falan yayımlaması da son tahlilde FETÖ'nün PR'ına dönüşecektir.
Halbuki…
“
” bu yazarçizerlerin kendi zindanlarında utanç içinde yaşamalarının
'ye hiçbir katkısı yoktu.
Söyleyecek hiçbir sözleri de kalmamıştı.
Rezil rüsva olmuşlardı.
Gittikleri her yere ibretlik mesabesindeki zindanlarını götürmekten başka ne yapabilirlerdi ki?!
geçen gün refikimiz
darbeciliğin
'den beslendiğini dile getirdi. Seçmen oyuyla iktidara gelmenin Kemalistler için önemli olmadığını, Kemalizm ölçütlerine aykırı hareket eden iktidarın “
” telakki edilerek darbe marifetiyle “yola getirildiğini” söyleyen
'ın şu ifadesi üzerinde duralım: “
”
Burdan hareketle, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle Kemalizm ideolojisi arasında “geçişkenlik” kurmak mümkün müdür?
Bence hem evet, hem hayır!
Evet, çünkü:
de darbe yapabilme inisiyatifini ele geçirmek için
'ya 40 yıldır “eleman” sızdırdı.
Hayır, çünkü:
. Zira 15 Temmuz saldırısı, darbe yöntemiyle de olsa, Türkiye'yi işgal etme teşebbüsüydü.
bir profesörün yazısını “
”
. Bence kendisine haksızlık ediyor.
Zira bu tarz yazılardan son birkaç ayda, benim bildiğim, en az bir düzine yazmıştır.
Son yazısı bile bu kategorinin mümtaz örneklerinden sayılabilir.
Bir de, “
” söz konusu yazısında
başta olmak üzre
yazarlarından çok fazla “intihal” var.
Bir farkla ki…
'ın bile aklına,
'ın tee 1996'da yaptığı “demokrasi - tramvay” benzetmesinden hareketle,
'da savaş uçakları ve tanklarla halkımızı katleden
'nün zihniyet dünyasını eşitleme gayretkeşliği gelmedi.
Ne ki,
geliyor. Bu bakımdan çok orijinal bir profesör.
Bir de pek sevimli; “
” tesmiye olunan yazısında birçok ironi denemesi de var; aman nazarlar değmesin.
İyisi mi siz gelin Etyen Bey'in profesörünün
'da yayımlanan söz konusu
şu satırları birlikte okuyalım: “
”
Nasıl buldunuz yılın yazısını?
Gülmeyin, ne gülüyorsunuz!
galiba
'un profesör halini seviyor; hayır yani, sevemez mi?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.