İsrail bu AKP’lileri ters köşeye yatırdı

04:0029/06/2016, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Salih Tuna

Baştan söyleyeyim, serlevhamızdaki ifade bana ait değil. Hayır,
İsrail medyasında
da böyle bir ifade yok.


Tam aksine…



Jerusalem Post

gazetesindeki bir analizde, “

Anlaşmanın kazananı Hamas ve Türkiye oldu

” ifadesine yer verildi.



Times of İsrael

gazetesi de anlaşmayı, “

Türkiye diplomatik zafer kazandı

” başlığıyla okuyucularına duyurdu.



Ynetnews.com

adlı haber sitesindeki bir yazıda da şöyle denildi: “

Bir devletten özür dileyip, tazminat ödemeyi kabul ediyorsanız suçlu olduğunuz anlamına gelir. Türkiye ile ilişkilerimiz önemli ama ulusal haysiyetimiz de önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkesinin onurunu birinci önceliği olarak belirledi…



Uzun lafın kısası, İsrail medyasında, “

Erdoğan ve AK Parti'yi ters köşeye yatırdık

” diyen yok.



Bizde var.



Kimdir, adı gelsin dediğinizin farkındayım.



Lakin adını baştan verirsem, bu adamdan tek satır okumaya değmez deyip yüzünüzü çevireceğiniz kuvvetle muhtemel.



İyisi mi madem bu kadar sabrettiniz, azcık daha sabredin de, evvela ne dediğine bakalım.



Zira şimdi okuyacağınız satırlar bir insan evladının görüşlerinden ziyade alçak bir zihniyetin dışavurumundan ibaret.



Buyrun okuyalım: “

İsrail Akdeniz'in uluslararası sularında Mavi Marmara gemisine baskın düzenledi. Geminin yolcuları Türkiye'den pasaportsuz vizesiz giden İslamcı örgüt yandaşlarıydı. İsrail'e gözdağı verip fethetmeye (!) gidiyorlardı. Ancak karşı taraf bunu yemedi. Komandolar gemiyi bastı, çatışma çıktı, 10 kişi öldürüldü…



Farkındayım, çok iğrenç, çok sinir bozucu bir yazı.



Fakat oldu olacak birazcık daha sabredin, şu satırları da birlikte okuyalım: “

Altı yıl boyunca hemen her gün posta koydular, en ağır sözleri söylediler… Şimdi ekonomi ve diğer alanlarda sıkışıp zora düşünce İsrail'e barış çubuğu uzatmak zorunda kaldılar (…) 'Van minıt' diye bağıranlar şimdi sessiz, uysal, İsrail'in önünde de boyun eğdiler, ters köşe oldular (…) Tükürdüklerini yaladılar…”


Gördüğünüz gibi üzerine tükürsek tükürüğümüze yazık diyeceğimiz kadar alçak bir yazı bu!



Dolayısıyla hiçbir cevabı hak etmiyor. Ne ki, Türkiye'nin sıkıştığı için İsrail'le anlaşma yapmak zorunda kaldığını söyleyen mebzul miktarda AKP'li fırıldak da var.



O halde İsrail'in

Haaretz gazetesindeki

şu yorum alayına gelsin: “

Altı yıl geç kalınmış bir anlaşma. İsrail aynı koşulları daha önce yerine getirebilirdi. Türkiye'nin İsrail'e eskisi kadar ihtiyacı yok. Son derece gerekli bir anlaşmaydı…”


Evet, gelelim, “

Komandolar gemiyi bastı, çatışma çıktı, 10 kişi öldürüldü

” satırlarının yazarının kim olduğuna. (Çatışma çıktı ha?! Utanmaz vicdansız, o sivil yolcular karşılık mı vermiş İsrail terör devletinin katil askerlerine.)



Bu adam,

Gazi Paşa

'nın gözlerini logo yapan ama gerçekte matine - suare

Pensilvanya

'nın gözlerine bakan

kripto paralelci Sözcü gazetesinin yazarı Emin Çölaşan.


Söz konusu dünkü yazısının başlığı da, “

İsrail bu AKP'lileri ters köşeye yatırdı

” değil, “

İsrail bunları ters köşeye yatırdı

” şeklindeydi.



“Bunlardan” kastı elbette Erdoğan ve AK Partililerdi. (“Bunları” yerine “bu AKP'lileri” yerleştirdim ki, Erdoğan karşıtlığı uğruna olmadık yerlere umut bağlayan fırıldak takımı okusun da nerelere yuvarlandığını görsün.)



Emin Çölaşan

böyle de,

Ertuğrul Özkök

'ten

Bekir Coşku

n'a, ulusolcusundan mülâanecisine kadar farklı mı ki?



Tek farklısı,

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan

; farkı da kurnazlığında…



Dünkü yazısında,

Mavi Marmara

katliamı sonrası tartışmanın önünün kesildiğini falan söylüyor.



Tartış kardeşim, her zaman tartış; “

Komandolar gemiyi bastı, çatışma çıktı, 10 kişi öldürüldü

” diyen zihniyetle tartıştın da elini tutan mı oldu?



Neyi tartışacaktın başka?

Mavi Marmara

katliamına gösterilen tepkiyi mi?



Sahi, dediğin gibi “

ilerde dönüş yapılan

” bir tepki mi oldu bu?



İnsafına ne oldu?



Onca tepki boşa gitti ve eskisinden daha kötü noktaya razı olundu öyle mi?



Fetih

ve

Hamas

'ın onayladığı bir anlaşma nasıl eskisinden daha kötü olur, hele bir anlatsana?



Şartlar ortada. Elbette gönül daha fazlasını isterdi. Ayrıca, BM kararlarını bile iplemeyen İsrail'e hiçbir zaman güvenilmez.



Gelgelelim, Türkiye neyi şart koştuysa üç aşağı beş yukarı almadı mı?



Ecevit'in (İsrail'in Arafat'ı ablukaya aldığı dönemde, yapılan zulmü Stalingard'a benzettiği için) özür üstüne özür dilemek zorunda kaldığı

İsrail

, tarihinde ilk kez bir devletten özür dilemedi mi?



Bir de, “

İsrail'le barışıyorsunuz şunlarla da barışmalısınız

” diye

Geziciler

'i,

The Cemaat

'i,

Esat

'ı falan sayıyorsun.



Sazlı sözlü parlattığın

Selocan

'ı ve

PKK

'yı neden saymıyorsun?



Ahmet Altan

,

Perihan Mağden

'le de barışın diyerek de ironi girişiminde bulunuyorsun.



Aferin güzel de, neden bunlarla yetiniyorsun, “

benimle de, patronum Aydın Doğan'la da barışın

” de ki, tam olsun. Çekinme.



Madem İsrail'e nispet ederek barıştan dem vuruyorsun, “

İsrail'den farkınızı anlatmak

” da bize kalsın, hadi bakalım.




#AK Parti
#İsrail
#Cemaat
#Aydın Doğan
#Mavi Marmara