Savcı Çalışkan,
'nün sosyal medya tetikçilerinin de hedefindeydi.
Çünkü Hrant Dink cinayeti, ByLok'çu polisler ve
durdurulması gibi kritik davalara bakıyordu.
Savcı Çalışkan suikastını,
z'ın katili olan
üstlenmişti.
Nasıl oluyor mu?
DHKP-C karakteristik yapısıyla zerre miskal alakası olmayan “The Cemaat”e (FETÖ) taşeronluk mu yapıyordu?
Olabilir miydi böyle şey?
Neden olmasın; “
” aynı olduktan sonra! Bu köşecikte kaç kez dile getirmeye çalıştım: Bütün terör örgütlerinin nihayetinde ABD ile ilişkisi vardır ve ABD'yle ilişkisi olmayan hiçbir terör örgütü sürgit ayakta kalamaz.
Zaten
tastamam bir
yapılanması;
gündüz gözüyle
üzerinden ABD'nin silah yardımı yaptığı taşeron;
ise mezhep çatışması için üretilen fitne maymuncuğu değil midir? DHKP-C de malum…
***
operasyonları ardından (FETÖ'nün emniyetteki şeflerinin operasyon merkezi)
dağılınca, itiraflar da sökün etmişti.
soruşturmasından aranan Emniyet Müdürü
, istihbarat polisleri
ve
tarafından örgüte sokulan
gizli tanık olarak verdiği ifadede, DHKP-C içerisinde FETÖ tarafından “
” kurulduğunu itiraf etmişti.
cinayetinde “
”ye duçar olan
'in Dink suikastının perde arkasını anlattığı “
” kitabının 207'nci sayfasında bu konuda çok ilginç bir bilgi var.
Buyrun, gizli tanık İ.Ö. ne demiş, birlikte okuyalım: “
***
Rusya Büyükelçisi
'un katilinin FETÖ'cü çıkması takdir edersiniz ki en çok
'yi zor durumda bırakır.
Bu öyle 2 adet Rus uçağını düşürmeye benzemez.
Gayriciddi açıklamalarla da vaziyeti idare edemez. 15 Temmuz sonrasına benzer şekilde, “
” diyemez.
Fetullah'ı teslim etmemek için “
” numarası da çekemez.
Fetullah Gülen'i topraklarında barındırmaya devam etmekle uluslararası toplumda teröre alenen yardım ve yataklık eden ülke durumuna düşer.
Ayrıca…
Mahut cinayet yüzünden
ve
'nin provokasyona gelmeyeceğini, aksine, ilişkilerini daha da geliştireceklerini tahmin etmekte güçlük çekmez. (Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun dün, “Moskova, Ankara ve Tahran'ın Suriye'de çözümün garantörlüğünü yapmaya hazır olduğunu” belirtmesi bir nevi ilk cevap niteliğinde değil miydi?)
Peki, bütün bunları
neden göze alsın?
CIA,
'ın kucağına ateş topu mu bırakmak istedi yoksa Rusya ve Türkiye'ye açık bir “mesaj” mı vermek istedi?
Mesaj dediğim, kural dışı çatışma dâhil her şeyi göze aldığını dermeyan etmekten ibaret.
Bakınız, 3 Temmuz 1988'de ABD savaş gemisi
'ten fırlatılan füzeyle, İran havayollarına ait yolcu uçağı düşürülmüş, kadın erkek, çoluk çocuk toplam 290 kişi öldürülmüştü.
İran da bu füzeli “mesajı” almak zorunda kalmış, “
” pahasına ABD'nin istediği anlaşmaya razı olmuştu.
Şuncağızı kimsecikler gözden kaçırmasın: ABD kimi, hangi terör örgütünü taşeron olarak kullanırsa kullansın, hatta, yolcu uçağına füze atmak şeklinde bizzat kendisi terör saldırısında bulunsun, “
” ihtiyaç duyar.
Nasıl ki FETÖ,
katledilmeden önce, “
” veya
muhabbetine ihtiyaç duymuştu, aynen öyle.
'un katili de hangi atmosferde sörf yaptığını cinayet mahallinde dermeyan etti.
Demem o ki…
Yeryüzündeki tüm mazlumların her daim yanında olalım, zalimlere karşı da tepkimizi alabildiğine gösterelim ama katillere sörf yapacakları atmosfer oluşturmak isteyenlere de azami dikkat edelim.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.