Hıncal, Perinçek, Özdil, Ardıç ve Aydın Doğan’ın kıymetlisi

04:007/01/2017, Cumartesi
G: 17/09/2019, Salı
Salih Tuna

Sabah yazarı
Hıncal Uluç
geçenlerde
Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek
'le bir yerde karşılaşmalarını
.


Eski dostmuşlar; on beş yıldan beri de görüşmemişler. Rastlaşınca sarılmışlar, hasret gidermişler.



Dostlukları da öyle laftan ibaret değilmiş.



Mesela,

Perinçek

90 yılında kim bilir kaçıncı kez hapse girerken aramış, “

Aman Hıncal ben içerdeyken dergiye göz kulak ol

” demiş.



Uluç

'un demesine bakacak olursak, iki kadim dostun fikirleri pek uyuşmazmış ama fikirleri dostluğa karıştırmamayı da bilirlermiş.



Ne güzel!



Fikir dediğiniz, nihayetinde, insan faaliyetinin ürünü; insan kendi faaliyetinin neden mahkumu olsun ki?!



Bütün mesele, insan olmak / insan kalmak, ve, hakikati birlikte aramak değil mi?



İkbal

'in dediği gibi yeryüzündeki serüvenimiz “

beşer

” olmaktan “

insan

” olmaya tekamülden ibarettir.



Mezkur tekamüle “klas duruş” da dahildir.



Lafın burasında,

J. S. Mill

'in sonuç odaklı “faydacılığı” (Utilitarianism) mı yoksa

Kant

'ın “ödev ahlakı” (deontolojik etik) mı, tartışmasına yelken açacak değiliz.



Şimdilik bize

Shakespeare

'in şu sözü yeter: “

İnsan insandır.



Dostluklar da insanı mündemiçtir.



İki dosttan biri, vaktiyle

Dev-Genç

'in başkanlığını yapan (Perinçek) Marksist, diğeri (Uluç) sosyal demokrattır.



Perinçek'in babası Sadık Perinçek, sağcı

Adalet Partisi

'nin milletvekiliydi.



,

Kilis Müftüsü Muharrem Efendi

'nin torunuydu.



Dedesi ona tee ilk mektep yıllarında

Kuran-ı Kerim

'in Türkçe mealini okumasını söylemiş, “

merak ettiğin her sorunun yanıtını orda bulacaksın

” demişti.



Kutsal Doğum Haftası

” bezirganı

FETÖ

'cüler, Peygamberimize hakaret eden

Charlie Hebdo

karikatürlerine saygı duyduklarını söylerken,

Doğu Perinçek

çıktı dedi ki: “

İnsanlığın ve medeniyet devriminin lideri Hz. Peygamber'e saygı geleceğin güvencesidir…



, “

68 hareketlerinin en önünde gidenlerdendi

” dediği Perinçek'le konuşmasını şöyle nakletmişti: “

Doğu, dedim.. '68 gençliği olarak sokaklarda bağırdıklarınızı şimdi Recep Tayyip Erdoğan uyguluyor, farkında mısın?.' Amerika'ya kafa tutmalar.. / Avrupa Birliği'ne ve Parlamentosu'na meydan okumalar.. 'Sizsiz de yaparız' demeler.. Putin ile sıkı dostluk kurmalar.. / Şanghay Beşlisi ile yakınlaşmalar ve onlara katılabileceğimizi söylemeler.. 'Hıncal bu dediklerini yazmalısın' dedi, Doğu.



Sahi sol, 68'liler, “devrimciler” nerde duruyor şimdi?



Faşist dedikleri

MHP ve lideri Bahçeli

, ABD emperyalizmine karşı vatan savunması için direniş hatlarında aslanlar gibi dururken, “

Bağımsız Türkiye

” sloganları atan, dağa taşa “

Kahrolsun ABD emperyalizmi

” diye yazan solcular, “devrimciler” nerede?



Hayır, lafı, “

Türkiye'de sol sağdır, sağ da soldur

” diyen merhum

İdris Küçükömer

'e getirmeyeceğim.



Lafı, “

Tayyip Erdoğan'ı devirmek için numaralar çeviren de, Rus uçağını düşürten de, 15 Temmuz darbesini tezgâhlayan da, Erdoğan'ı öldürtmek isteyen de Amerikan gizli servisidir. Fetö pis bir maşadır…

” diyen Sabah yazarı

Engin Ardıç

'a getireceğim.



Dünkü yazısında…



Erdoğan

günün birinde

İncirlik Üssünü

kapatıyorum,

NATO

'dan da çıkıyorum noktasına geldiğinde, “

CIA daha başka ne gibi namussuzluklar düzenleyebilir?

” diye sorduktan sonra, “

Türk soluna

” kapağın kralını yaptı.



Nasıl mı?



Şöyle: “

Altmış yıldır 'Amerikan üslerine, NATO'ya hayır' diye bas bas bağırmış olan Türk solunun bugünkü Tayyip düşmanlığı, yani Amerikan uşaklığı da sola kapak olsun. Meyhane sosyalistleri bunun utancıyla yaşasınlar…



Ortaköy saldırısının ardından…



Hıncal Uluç, “

Seferberliğin kutsal hedefini de gösterdi, Cumhurbaşkanı. Tek Bayrak.. Tek Vatan.. Tek Devlet.. Tek Millet!.

.” dediği yazısında, gazetesinin, “

bizi asla birbirimize düşüremeyecekler

” manşetini de alabildiğine alkışlamıştı.



Doğu Perinçek, “

Saldırıyı laik-antilaik cepheleşmesine oturtmak, ABD'nin üstünü örtmektir…

” demişti.



Ve…



AK Parti'yi yerden yere vuran

:

“…yaşam tarzı filan hedef alınmış değildir. Tüm terör saldırılarında olduğu gibi 'kamu düzeni' hedef alındı. Muhalefetteki laik kesim zarar görsün diye yapılmadı. Bizatihi hükümete vurulmak için yapıldı (…) Yaşam tarzı hedef alındıysa… / Pkk gece kulübüne gittiğimiz için mi vuruyor 40 senedir? / Asala, içki içtikleri için mi suikast düzenledi diplomatlarımıza? / D-hkpc, yılbaşını kutladığı için mi öldürdü Sabancı'yı? / En son, Rus büyükelçiyi laik olduğu için mi infaz ettiler Ankara'da?..



Peki…



Vatan derdi olan ulusalcısı, solcusu, Atatürkçüsü, aklı başında liberali böyle tavır ortaya koyarken…



Aydın Doğan'ın kıymetlisi

, FETÖ'cü eski HSYK'nın atanmamış sözcüsü, “

milliyetçi-muhafazakar-liberal

Taha Akyol

ne demişti?



Yaşam tarzına saldırı…

” demişti değil mi? Mezhepçi asabiyeti kaşıyan satırlarla üstelik.



Vatanın bekasının mevzubahis olduğu bu dönemde, o alçak terör saldırısının “bildirisi” mesabesinde hüküm vermek neyin ifadesidir?



“Beşer” kalmaya mahkumiyetin mi, “eklemlenmiş” olmanın mı?


#Hıncal Uluç
#Doğu Perinçek
#FETÖ
#NATO