AB'nin demokrasi, hukuk, insan hakları, velhasıl, yüksek insanlık idealleri adına tek söz söyleyecek yüzü var mı?
Hayır, öyle çok eskilere gitmeye lüzum yok.
karşı gösterdikleri duyarsızlığı da hadi bir kenara bırakalım.
Yıllardır “
” vererek kapısında beklettikleri bu ülkenin insanlarının tanklarla ezildiği, savaş uçaklarıyla
'in bombalandığı o
için ne söylediler?
Mesela, güçlü bir şekilde ve vakitlice kınadılar mı?
Sahi, korkunç bir hayal kırıklığından ibaret olduklarını ispat edercesine sessizliğe gömülmenin dışında ne yaptılar?
O halde şimdi “
” verme sırası bizde değil mi?
Çıplak elleriyle tanklara karşı direnen bu millettin vereceği “ev ödevini” eksiksiz yerine getirebilecekler mi bakalım…
AB'ye vereceğimiz “
” şudur: Dünyanın neresinde olursa olsun bir ülkenin anayasası tankla tüfekle ilga edilmeye çalışılıyor, parlamentosu savaş uçaklarıyla bombalanıyor, seçilmiş demokratik iradesi silah zoruyla hiçe sayılıp o ülkenin insanları acımasızca katlediliyorsa, hulasa, demokrasi, hukuk ve insan hakları tanklarla çiğneniyorsa behemehal tepki göstermek şarttır.
Bu şart, “demokrat” olmanın hatta “çağdaş insan” olmanın biricik koşuludur.
En kısa sürede, gerekirse “
” bu hakikat fehmedilecek.
Fehmetmekle de kalınmayacak ispat edilecek. Mesela,
karşı tepki gösterip,
(ve PKK'yla) mücadele eden Türkiye'ye destek verilecek.
Evet, “ev ödevleri” budur.
Bize de düşen, bu “ev ödevini kontrol için komisyon kurmaktır. Bu komisyonun başına da darbelere karşı mücadele “komiserleri” koymalıyız. E tabii, “ev ödevini” kontrol etmek için de “ilerleme raporları” falan hazırlamalıyız.
Olması gereken buydu.
Fakat bu olmadığı gibi bakın nasıl “bambaşka” bir şey oldu: AB ilerleme raporunda, “
” şeklinde yazdı.
Peki…
Yargıdaki FETÖ yapılanması,
'ın ifadesiyle, “
” tesmiye ettiği seviyeye ulaştığında, hülasa,
'tan izinsiz yargıda yaprak kıpırdamadığı dönemde
bir kez olsun “
” dedi mi?
FETÖ yerine hâlâ “
” dediklerine göre, böyle söyleyemezler diyelim.
“
” de mi diyemezlerdi?
Doğrusunu istiyorsanız, bunu da diyemezlerdi.
Zira, etkisine girdiğini söyleyecekleri “yapılanmanın”
olduğunu Türkiye'deki şebeleklerden iyi biliyorlardı.
Lafın düzünü edelim: Sorun, “
” malul olmalarından kaynaklanıyor.
O kadar ki, her daim güçlüden, güçlü networke sahip olandan yanadırlar. Haklı olan şayet güçsüzse, hiç umurlarında değildir.
Ne olursa olsun, FETÖ'nün birinci derecede yargı mensupları her şeyi bir bir itiraf ettikten sonra mahut açıklamayı yapmak nerden bakarsanız yine de utanç vericidir, diyeceksiniz.
Evet, öyledir, ama utanç duymak da algı peşinde koşanların derdi değildir.
Algı faaliyetinde birinci kuraldır: Cinayet işlerken bile “
” diyeceksin.
Boşuna mı,
atom bombasıyla haritadan silinirken “
”, Irak işgal edilirken “
” denilmişti.
FETÖ de o ihanet faaliyetlerine “
” dememiş miydi?
de 15 Temmuz'a karşı yüz karası duyarsızlığını örtmek için hukuktan, insan haklarından, yargının bağımsızlığından dem vurmuş çok mu?
Şayet 15 Temmuz'a karşı vakitlice tepki gösterselerdi,
'nın
yönelttiği, “
” şeklindeki sorusunu biz de
'ye yöneltebilirdik.
Bununla da kalmazdık tabii…
nün,
başta olmak üzere tüm yargıyı baştan sona ele geçirdiğini 2013'ten beri haykırdığımız halde neden sesimizi duymak istemediniz?
Fethullah Gülen'in, “
” dediği 17 – 25 Aralık “
” yardım ve yataklık ettiğiniz için mi?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.