Fetullah’ın fareleri ‘Mustafa Kemal’in askerlerinden’ ne istiyor?

04:001/02/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Salih Tuna

Mekanizma şöyle çalışıyor: Biriyle vuruyor ötekiyle tutuyorlar, birinin üzerinden ötekini yerleştiriyorlar.



Dünya ölçeğinde…



DEAŞ

terör örgütüyle uluslararası toplum gırtlağına kadar “

İslamofobi

”ye batırılıp kör ve sağır edilirken, bir başka terör örgütünü “

laik-seküler

” diyerek “

kara kuvvetlerimiz

” katına yükseltiyorlar.



Yerel ölçekte de bu hep böyle oldu.



Bakın,

80'li yıllar

boyunca, “

bu yıl kurban bayramı hac mevsimine rastlıyor

” ifadeleriyle bir yandan “

irtica

” kampanyaları başlatılırken bir yandan da “

Türkiye laiktir laik kalacak

” sloganları attırılıyordu.



Aynı şey

90'lı yıllarda

da devam etti.



Uğur Mumcu

katledildi, anında, “

Mollalar İran'a

” diye nümayişler yapıldı.



Bununla da kalınmadı…



İstiklal Marşı

'nda, “

Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

” dizesini terennüm eden insanların ülkesinde, ezana “

yuh

” çekenler bile oldu.



Sonra, malumunuz,

28 Şubat

süreci başladı.



Son sınıfta dahi olsa başörtülü öğrenciler kollarından tutulup üniversitelerden atıldı.



Başörtüsüne yasak denilen kamu alanı da, “

polisin olabileceği her yer

” olarak tanımlandı.



Allah bir daha o günleri göstermesin! İlkokul çocuklarına yaz tatillerinde

Kur'an

okumaları yasaklanmıştı.



Bu faşizan uygulamalara karşı çıkan kim varsa da “

Türkiye laiktir laik kalacak

” diyerek susturulmuştu.



AK Parti

'nin iktidara geldiği ilk yıllarda da “

irtica

” yaygarası bitmedi.



O kadar ki, şehirlerarası bir otobüste namaz molası verildi diye “

Laiklik elden gitti

” heyulası kopartıldı.



Unutmuş olamazsınız;

Meclis

(15 Temmuz'da Fetullah'ın askerlerinin bombaladığı Gazi Meclis)

2008

'de başörtüsüne özgürlük deyince,

Aydın Doğan

'ın

Hürriyet

'i “

411 el kaosa kalktı

” manşetini atmıştı.



Hani,

Kılıçdaroğlu

'nun

CHP

'si de bu başörtüsü özgürlüğü kararının iptal edilmesi için

Anayasa Mahkemesi'ne

koşmuştu.



Tüm bu süreçler boyunca, yani, “

irtica

” veya “

Türkiye laiktir laik kalacak

” gürültüsüyle göz gözü görmezken,

Süper NATO

veya

FETÖ

sessiz ve derinden çalışarak vatanın tüm kılcal damarlarına kadar yerleşti.



FETÖ, “

dindarları

” din üzerinden devşirmek için “

bu laikçiler din düşmanıdır, size hayat hakkı tanımazlar”

derken, “Atatürkçülere” de, “

bu yobazlar size hayatı zindan edecek

” diyorlardı.



Bazen demekle de kalmıyor, o renge de bürünüyorlardı.



Vatan Partili emekli

Albay Hasan Atilla Uğur,
TSK

'ya sızan

Fetullahçılar

hakkında söyle demişti: “

Evlerine gidiyoruz, kapıda Mustafa Kemal Atatürk posterleri. Bakıyorsun rakı içiyorlar. Öyle bir takıyye içindeydiler ki, fark edilmeleri çok zordu. İnanılmaz bir örgüttü…



“İnanılmaz” boyutta kumpaslar kuran bu örgüt önce

Gezi

'yi (o vakitler tümüyle kontrol ettiği güvenlik bürokrasisi ve yargı marifetiyle) adeta sezaryenle doğurttu.



Sonra da, Gezi'yle kırdıkları toplumsal fay hatları üzerinde (17-25 Aralık 2013'te) alabildiğine sörf yaptılar.



Bu sefer kampanya, “

Laiklik elden gidiyor

” veya “

Atatürk

” üzerinden değil, “

ayakkabı kutuları

” üzerinden sürdürüldü…



Hülasa, milleti “

ayakkabı kutularına

” baktıran Fetullahçı teröristler

15 Temmuz'da

havadan bomba yağdırıp, tanklarla insanlarımızı katlettiler.



Nazlı Ilıcakların

bile “

bilmiyorduk, bilseydik gazetelerinde de yazmazdık

” dedikleri örgütün işgal girişimi çok şükür o gece püskürtüldü.



Ama pes etmediler.



Tekrar eski günlerine dönmek için şekil ve söylem değiştirerek her yolu deniyorlar.



AKP'li fırıldakları

harekete geçirmek için gayret göstermelerine zaten gerek yoktu.



Zira cibilliyetleri belli…



CHP derseniz; genel başkan koltuğuna oturttukları

Kılıçdaroğlu

, “

hizmete

” devam edeceğini

Adana mitinginde

Nazlı Ilıcakların adını söyleyip “

burdaaa

” dedirtmekle dermeyan etti.



Geriye “

Atatürkçüler

” kalmıştı; onları da bi şekilde “hizmete” koştuklarında işlem tamam olacaktı.



Sözcü gazetesi

de zaten böylesi netameli dönemler için kurulmuştu.



Fe'mi Bey

, yıllar önce,

Yeni Şafak

'ta yazarken, Sözcü gazetesinin sahibinin FETÖ evlerinde yetiştiğini dercetmişti.



Pensilvanya

'dan tüm şakirtlere ulaşan emir şu mudur:

"'Hayır' kampanyası için maçlara gideceksiniz ve İzmir marşını söyleyip, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diye bağıracaksınız…



Hayır, FETÖ'nün doğup yeşerdiği yer İzmir olduğu için değil.



Öyle olsa, “

İzmir'in dağlarında çiçekler açar / Yaşa Fethullah Gülen yaşa / Adın yazılacak mücevher taşa” şeklinde söylerler, “Fethullah Gülen'in askerleriyiz

” diye bağırırlardı.



Gerçek Atatürkçüler, aman dikkat: “

Fetullah'ın fareleri

” de tüm fareler gibi üfürdükleri yerden kemirirler.



Mustafa Kemal'in askerleriyiz

” diye diye sizi “

Fetullah'ın askerleri

” yaparlar da ruhunuz duymaz.



FETÖ öyle bir örgüttür ki…



Bir yandan Kelime-i Tevhid'den “

Muhammedün Resulullah

”ı yani

Hz. Peygamber

'e inanmayı çıkartırken, bir yandan da “

Kutsal Doğum Haftası

” icat etti.



Adamı öldürürler de cenazesine çelenk gönderirler, diyeyim de anlayın.



Dün “dindarları” kandırdılar, bugün sizi kandırmasınlar.



Siz, “

İzmir'in dağlarında çiçekler açar

” dediğinizde, anında

Pensilvanya

ve

Kandil

dağlarında “

çiçekler

” açıyor.



Neden bu böyle, sorgulamayacak mısınız?


#DEAŞ
#FETÖ
#CHP
#Kemal Kılıçdaroğlu