Fetullah Gülen için çok gizli telefon görüşmesi

04:0031/08/2016, Çarşamba
G: 13/09/2019, Cuma
Salih Tuna

“Efendim, uyandırdım, kusura bakmayın ama, aldığımız bilgiye göre Pensilvanya'daki adamımız sabah erkenden...”



Saatin kaç olduğundan haberin var mı?



“Efendim, Pensilvanya'daki adamımız, diyorum...”



Kim kim?..



“Fetullah Gülen…”



Yine ne istiyor? Türkiye'ye teslim etmeyiz onu, merak etmesin… Yatsın zıbarsın embesil…



“Efendim kendisi teslim olmak istiyor!..”



Ne, ne? Nasıl yani? Türkiye'ye mi gidecek? Manyak mı lan bu? Ne içiriyorsunuz oğlum bu adama…



“Bir şey içirdiğimiz yok efendim…”



Ne saçmalıyor o zaman… Zaten bütün işleri eline gözüne bulaştırdı? Hani 15 Temmuz'da iş tamamdı. N'oldu? Uzun Adam o gece kıçı kırık bir telefonla ağzımıza (…)…



“Efendim, çok kararlı ama, ille de gideceğim diyor… İsterseniz, Pensilvanya'daki diğer adamımız onu öldürsün şimdi…”



Olmaz lan. Senin de öldürmekten başka bildiğin bir b.k yok. Daha işimiz var onla. Olmaz…



“Ne yapalım peki efendim?”



Şöyle yapın… Konuşun, ikna edin… Şey deyin.. Öyle gideceğim demekle olmaz sayın Gülen, deyin. Burası hukuk devletidir, deyin. Elini kolunu sallayarak istediğin zaman gidemezsin, deyin… Uydurun bir şeyler işte yav. Görmediniz mi bizim Biden, Türkiye'de ne güzel şeyler bulup söyledi. Hele o “mahkeme kararı olmadan Gülen'i versek, Başkan Obama da suçlu olur” ifadesi neydi öyle. Çok kurnaz (…) ağızlı…



“İyi de efendim, Gülen de zaten mahkemeye gidecek…”



Ne? Ne mahkemesi? Hangi mahkeme?



“Bizim buradaki mahkemeye başvuracakmış efendim…”



Niye? Oturma izni sorunu yok, derdi nedir?



“Onun için değil efendim. İtiraf edecekmiş…”



Neyi itiraf edecek lan? Bize çalıştığını mı? Delirmiş mi bu adam…



“Hayır efendim, bize çok sadık, bilirsiniz. Sadece Türkiye'deki 15 Temmuz darbe kalkışmasının emrini kendisinin verdiğini söyleyecekmiş…”



Neyin peşinde lan bu?.. Nasıl bir dümen çevirmeye çalışıyor acaba? Lan, lan, lan? Vay kurnaz vay!



“Nedir efendim, bana da söyleseniz…”



Anlamadın mı hâlâ? Devreyi kurmuş bi şeklide, mahkeme kararıyla aklayacak kendini. Türkiye'ye göndermek durumunda kalırsak onu, o mahkeme kararını bize karşı kullanacak (…) lalesi.



“Ne yapalım biz efendim?”



Şöyle yapın. Bi şekilde oyalayın onu. Sonra da gidin siz ivedilikle bir mahkeme kararı çıkartın…



“Nasıl bir karar?”



Gülen'in suçlu olduğuna, Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğine dair bir karar...



“Kafam karıştı efendim! Şimdi biz Türkiye'ye iade mi edeceğiz Gülen'i?”



Yok lan yok, ne alakası var. Elimizde mahkeme kararı olacak ama bizden başka kimse bilmeyecek. Çünkü o (…) kafalı Gülen belli ki çok sıkıştı, ne yapacağı hiç belli olmaz…



***



Fetullah Gülen'in iadesi için koli koli delil gönderildiği halde

ABD

'nin hâlâ delil istemesinden daha saçma değil yukarıdaki diyaloglar, inanın.



Sanki ABD'nin hukuk anlayışını bütün bir dünya bilmiyor gibi…



Sanki

Usame bin Ladin

ve

Guantanamo

'da hukuku nasıl araçsallaştırdıkları unutulmuş gibi…



Sanki ne yaptıkları, ne yapmaya çalıştıkları bilinmiyor gibi gündüz gözüyle yalan söylüyorlar.



Bakınız…



Fetullah Gülen bugün çıkıp basın toplantısı yapsın, “

15 Temmuz kanlı darbe kalkışmasının arkasında ben varım, benim örgütüm var

” desin, şayet,

ABD

'nin çıkarlarına uygun değilse, Türkiye'ye iade etmez yine. Hatta, delil istemeyi sürdürür.



Yok canım, o kadar da değil.



Delili bizden değil, bu sefer

Gülen

'den isterler herhalde.



Nasıl mı?



Mesela şöyle: “

Ben yaptım demekle olmaz, söyle bakalım delilin nerde? Burası hukuk devleti, yok öyle…




#Fetullah Gülen
#Pensilvanya
#Usame bin Ladin