Fabrika ayarlarına döndüler

04:0022/03/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Salih Tuna

Müdür haydi “
tescilli yalancı,
” onu anladık. Ya bunların “
yazarçizerleri
” ne olacak; onlar daha büyük yalancı!


Adam gündüz gözüyle, “

Hayır diyenleri polis kovalıyor… Sokaklarda toplu gözaltılar var…

” diye yazabiliyor.



Bunlar nasıl yalanlardır hey kurban olduğum Allah!



Bir daha baktım yazısına; “

Evet

” ile “

Hayır

”ı,

Türkiye

ile

Avrupa

'yı karıştırmış olabilir mi diye.



Öyle ya, “Hayır” kampanyası yapan

PKK

ve

FETÖ

terör örgütlerine Avrupa refakat ederken, “Evet” diyenlere köpeklerle saldırıyor.



Zaten “

müstevliler

” referandumda “

Evet

” oyu çıkması durumunda Türkiye'yi “cezalandıracaklarını” söylemeye başladılar.



Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü

(Hollandalı)

Kati Piri

de, “

Referandumda sandıktan 'evet' çıkarsa o zaman AB bu durumu Kopenhag Kriterleri açısından uygunluğunu değerlendirecektir

” dedi, iyi mi?



Hay senin o “Kopenhag Kriterleri” diyen dillerini, “

Fetullah'ın kapatma liberalleri

” yesinler.



Bu zamana kadar nerelerdeydin, 15 Temmuz'dan beri duymaz olmuştuk şu cici kriterleri.



Eli kanlı darbeci

Sisi

Almanya'da kırmızı halılarla karşılandığında, terör örgütleri Avrupa sokaklarında “Hayır” propagandası yaptığında; Türkiye Cumhuriyeti'nin Bakanını karşılamaya gelenlere atla itle saldırıldığında, Türkiye 15 Temmuz'da kanlı darbe teşebbüsüne maruz kaldığında hangi kriterleriniz devreye girmişti acaba, siz önce buna cevap verin.



Bir de, kusura bakmayın, ne kadar kıvrak olursanız olun, bizdeki “hayırcı” yazarçizerlerin sahtekarlığıyla boy ölçüşemezsiniz.



Dedim ya adam hiç utanmadan, “Hayır diyenleri polis kovalıyor… Sokaklarda toplu gözaltılar var…” şeklinde palavra atabiliyor.



Bakınız…



İstanbul'un eski semtlerinden birinde oturuyorum. Semtimiz seçmeninin siyasal eğilimi belli; kaç dönemdir belediyeyi AK Parti kazanıyor. Buna rağmen evimin önünden günde 2 kez hoparlörle “Hayır” kampanyası yapan otobüs geçerken şu ana kadar bir tane bile “Evet “ diyen propaganda aracı geçmedi.



Müdür

olsa bu durumu söyle açıklardı: “

O hoparlörlerle 'evet” çıkması için 'hayır' diyorlar…

” (Avrupa'da gazeteler referandumda “Evet” çıkması için “Hayır” manşetleri atıyorlar, demişti ya.)



Müdür ne derse yakışır. Nihayetinde

WikiLeaks

belgelerinde belirtildiği üzre o makama nasıl getirildiği belli.



CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı

Onur Öymen

de bunu açıklamıştı ama hiç tınmadı.



Yazarçizerleri de öyle, hiç tınmıyorlar.



Dahası, yalanları yüzlerine vurulunca “yarabbi şükür” moduna geçiyorlar.



Sözcü'nün o yazarı, “

Evet çıkarsa kanunlar Saray'da yapılacak, Meclis gitmiştir…

” diyebiliyor.



Yeni sistemde kanunları Meclis'in yapacağını hiç bilmez olur mu, bilir elbette.



Ne ki,

Erdoğan

ve

AK Parti

aleyhine üretilen her yalanı satın almaya alıştırılmış “müşterilerinin” ihtiyacını ancak böyle karşılayabiliyor.



Kim mi bu yazar?



Mehmetçiğin teröre karşı verdiği savaşa “

saray savaşı

” diyen “bozgunculardan" biri.



Vaktiyle “

pırt mento

” ve “

beşbeken

” şeklinde Kürtlerin şivesiyle dalga geçen bu adam, 7 Haziran seçimleri öncesi oylarınızı PKK / HDP'ye verin diye çağrı yapmıştı.



Gazetesi de kendisi gibi.



Malumunuz 15 Temmuz sonrası her kripto gibi araziye uymuşlardı. Son günlerde “

bahar havası

” aldıklarından mıdır nedir, tekrar fabrika ayarlarına döndüler.


#PKK
#FETÖ
#15 Temmuz
#HDP