Türkiye çok kötüye gidiyor. Demokrasi yok. Basın özgürlüğü kalmadı. Konuşanı içeri tıkıyorlar.
Her şey yasak! Nefes almak bile zor.
'a doğru dürüst hakaret bile edemiyoruz, düşünün artık.
Ekonomi derseniz, pamuk ipliğine bağlı; güvenlik derseniz, etrafımız ateş çemberi, öyle ki, iç savaşın eşiğindeyiz!
Hülasa, yandık bittik, kül olduk…
Koca koca adamların gözümüzün içine baka baka çizdikleri “
” üç aşağı beş yukarı bu.
Böylesi bir
tasavvuruna (evet tasavvur) inanmamız için de kırk dereden su getiriyorlar.
Kabul edelim, bunda da oldukça başarılılar.
Taşeron örgütler (PDY ve PKK) algı oluşturmada son derece profesyonel zaten. Bir de yanlarına sınıfsal imtiyazlarını kaybeden eski Türkiye unsurlarını almışlar ki, varın gerisini siz hesap edin.
Paralel muhibbi
, kripto paralelci
ve
'ın bilumum yayın organları da mahut algının oluşmasına matine-suare taş taşıyorlar.
Haliyle, “
” çizdiği mahut “
”ye inananlar oluyor.
Güne gayet mutlu başlayan herhangi bir vatandaş akşama doğru bunların propagandasına maruz kalınca, “
” diyerek dizlerini dövmeye başlıyor.
Çok var böyle, çok.
Bunların hali,
'ın şu esprisine ne çok benziyor: “
”
Algıyı yediniz mi zokayı çoktan yutmuş oluyorsunuz, geçmiş olsun.
Yani, Türkiye'nin felakete sürüklendiğine inandırılarak moralleriniz bozulunca, işlerin nasıl yoluna gireceğine dair reçeteyi elinize veriyorlar.
Zokayı yutunca da hipnoza tutulmanız mukadderdir.
O vakit de, hendekteki teröristlere “
diyen “
”i veya “
” diyen HDP'li o kadın siyasetçiyi veya “
” Türkiye'yi teröre destek veren ülkeymiş gibi gösterme ihanetini veya bir çağrısıyla 52 vatandaşımızın katledilmesine neden olan o parti genel başkanını görmezlikten gelir, hatta hoş görürsünüz.
“
” veya “
” algısını yediniz mi, “
” için gerçekten de gerisi çocuk oyuncağı.
O kadar ki hiçbir şeyden çekinmeden pervasızca kaptırıp gidiyorlar.
Mesela, “barış süreci” devam ederken PKK'lılara, “
” yollu akıllar veren (adı lazım değil)
geçen gün de, “
”
.
Bunun bir iç savaş çağrısı olduğunu, zira Erdoğan'ın yalnız olmadığını pekala biliyor, hiç bilmez olur mu?!
Daha evvel, “
”
de aynı elemandı. (İç savaş olacak ki, Hasan Cemal'lerin veya Murat Belge'lerin ağızlarında geveledikleri darbeye yol açılsın; başka nasıl olacak?)
Lakin elemanın bilmediği,
'da '80 öncesi böylesi bir kalkışmaya halkın on misliyle nasıl cevap verdiği ve o ülkede nasıl bir devrimin gerçekleştiğiydi.
Onun bildiği sadece “
” lakırdısı ve
analojisinden ibaretti. “Dünya standartları,”
dünyanın gösterdiği tepkiyle geberdi, Yunanistan da “her şey satılık” pozisyonuna düşmekle örneklik olmaktan çıktı.
Elemana da mahalle kabadayısı gibi nara atmak kaldı.
Halbuki, bu elamanın abisi 1 Kasım seçimlerinin ardından umutsuzluğa düşen “kavmine” şöyle nasihat etmişti: “
yüzde
Ne oldu, gülmek işe yaramadı mı?
Acaba, “
” mi dedi elaman abisine? “
”
Bir yerden düğmeye basıldığı besbelli. Bundan kelli kaosa ve iç savaşa oynayacaklar.
Oyunlarını gizlemek için de
“susturucu” olarak kullanmaya devam edecekler.
Bu nefret / düşmanlık algısı müstevlilerin merkez üslerinde boşuna oluşturulmadı.
Erdoğan düşmanlığı üzerinden korkunç bir mahalle baskısı uygulamasalar hipnozları anında ellerinde kalacak, domuz gibi biliyorlar bunu.
Bunun için de habire mahut düşmanlığın altına odun atıyorlar.
Yoksa içlerinden biri çıkıp şuncağızı sorsa ne cevap verecekler: “
”
Bir başlansa soru sormaya arkası muhakkak gelecek…
Mesela, “
” sorusunu soran bir insan evladı elbet çıkacak.
Mesela, “
” diyen biri muhakkak olacak.
Soru sorulmasın/ sorgulanmasın, velhasıl, hipnozlar tarumar olmasın diye, Erdoğan nefretini matine-suare çalıştırıyorlar.
İdraklerine giydirilen deli gömleği mesabesinde uyuşturucu bir nefret bu!
En basit sorulara bile engel olan bir nefret.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.