Diplomatik pornografi

04:009/11/2016, Çarşamba
G: 16/09/2019, Pazartesi
Salih Tuna

NOT:Türkiye'de ilahiyatçıların tamamına yakını susarkenCübbeli Ahmet Hocam, FETÖ'nün “Dinlerarası Diyalog” şeytanlığına son derece yiğit bir şekilde karşı çıkmıştı. Hakkını teslim etmemek, hakkaniyete sığmaz. Bu ayrı, “Fetullah'ı vaktiyle neden tekfir etmediniz?” sorusu ayrı. Kimsecikler karıştırmasın.

Belçika
'nın
PKK
'yı açıkça arkalamasından sonra, dün de,
AB
diplomatlarının
HDP
grup toplantısına katılması son derece manidar.


İşbirlikçiliği

” bu denli açığa dökmeye ne denir acaba?



Diplomatik pornografi

” mi?



ABD, AB'ye nazaran bu kadar “

dışavurumcu

” değil.



Mesela, hem

PKK

terör örgütüdür diyor hem de PKK'nın Suriye kolu

YPG

'ye silah veriyor; hem “

15 Temmuz işgal hareketine

” sessiz kalıyor hem “

biz bilgisayar oyunu sanmıştık

” diyor; hem

Fetullah

'ı topraklarında barındırmakla FETÖ'ye yardım ve yataklık etmeye açık seçik devam ediyor hem de “hukuk” veya “mahkeme süreci” diyor.



Gerçi

ABD

bidayetinden beri hep böyleydi.



Bir film çekimi için

Japonya

'da bulunan kadın (Emmanuelle Riva) “

Her şey gördüm Hiroşima'da

” deyince, Japon sevgilisi (Eiji Okada) “

Hiçbir şey görmedin Hiroşima'da

” karşılığını verir.



Burdaki “görmedin” vurgusu, bilmenin de tanıklık etmenin de çok ötesindedir.



Görmek kimi zaman hemhal olmak, yani, hatırlamanın da bilmenin de künhüne varmaktır.



Zaten mezkur diyalogun geçtiği,

Marguerite Duras

'ın kaleminden

Alain Resnais

'nın filme çektiği “

Hiroşima Sevgilim

”de (Hiroshima Mon Amour, 1959) anlatılanlar böyle bir “görmenin” karşılığıdır.



Gösterilen…



Hiroşima

'ya, 6 Ağustos 1945'te atılan atom bombasının ana rahmindeki bebeklere varıncaya kadar insanları nasıl yakıp kavurduğudur.



Biliyorsunuz…



Özgür dünyanın simgesi / rüyalar ülkesi

” diye bize yutturulan

Amerika

önce

Hiroşima

'ya, 3 gün sonra da

Nagazaki

'ye atom bombası attı. İlkine “Little Boy” (Küçük Oğlan) ikincisine “Fat Man” (Şişman Adam) adını vererek hem de!



ABD, “

barış için

” dedi, etkileri nesiller boyu sürecek bu korkunç katliama.



Ve, “

barış için

” haritadan sildiler

Hiroşima

ve

Nagazaki

'yi. (Sadece Hiroşima'da 250 bin insan katledildi.)



Yıllar sonra, ambargo yüzünden 500 bin Iraklı çocuğun ölmesine de

Irak

'ın işgaline de “

demokrasi için

” dediler.



Şimdi de bölgede haritalar değiştirmek suretiyle,

“enerji koridoruna jandarma

” mesabesinde “devletçik” kurmak peşinde.



Lakin bunu “

DEAŞ'a karşı mücadele

” tesmiye ediyor. ABD'nin “

kara kuvvetlerimiz

” dediği YPG de, bu jandarma rolüne, “

özgürlük ve bağımsızlık

” diyor.



Demek ki taşeronlar da “mesleği” öğrenmiş.



Baksanıza, FETÖ'nün haydutları bile (15 Temmuz gecesi halka tanklarla ve savaş uçaklarıyla saldırırken) “

Yurtta Sulh

” demişti.



Bunları gördünüz, yaşadınız…



Bizim kuşak (yeni yetmelere nazaran) fazlasını gördü, yaşadı.



CHP gençlik kollarından

yasa dışı sol gruplara kadar kendilerine “

devrimci

” diyenlerin alayı, 12 Eylül 1980 öncesi, “

Faşizme karşı omuz omuza

” sloganları atıyorlardı.



Kahrolsun ABD emperyalizmi

” demeyen yoktu içlerinde. (PKK'yı kuranlar da bunlara mündemiçti.)



Faşist

” dedikleri de genelde

MHP gençlik kolları

olarak bilinen Ülkücülerdi.



E tabii,

Ülkücüler

de “

Komünistler Moskova'ya

” diye karşıt slogan atıyorlar; duvarlara, “

Milliyetçi Türkiye

” yazıyorlardı.



Şimdi ne oldu?



Ne olacak

; CHP

ve

PKK-HDP

ABD'nin “devrimcisi” olurken, Ülkücüler ABD emperyalizmine karşı aslanlar gibi duruyor.



Şu hale bakın…



Dün “devrimciliği” dilinden düşürmeyen CHP bugün (Kılıçdaroğlu liderliğinde)

ABD taşeronu FETÖ

ile birlikte güya “

Demokrasi Cephesi

” kuracak.



Üslup, tarz hep aynı…



Nasıl ki ABD Nagazaki'yi haritadan silerken “

barış için

,” Irak'ı işgal ederken de “

demokrasi için

” demişti; “

John Bass'in solcuları

” da, Türkiye'ye karşı ABD güdümüne girmeye “

Demokrasi Cephesi

” diyorlar.



Ne yaparlarsa yapsınlar boş.



Her şey 15 Temmuz gecesi adamakıllı “

görülmüştür.

” Artık hiçbir kelimenin veya kavramın arkasına saklanamazlar.



NOT:

Türkiye'de ilahiyatçıların tamamına yakını susarken

Cübbeli Ahmet Hocam

, FETÖ'nün “

Dinlerarası Diyalog

” şeytanlığına son derece yiğit bir şekilde karşı çıkmıştı. Hakkını teslim etmemek, hakkaniyete sığmaz. Bu ayrı, “

Fetullah'ı vaktiyle neden tekfir etmediniz?

” sorusu ayrı. Kimsecikler karıştırmasın.

#PKK
#FETÖ
#Nagazaki
#Hiroşima