Dolayısıyla, “
” şeklindeki
ne “
” boşuna sevinmesin.
Zannetmesinler ki, devlette eski günlerdeki gibi dikiş tutturacaklar. Böylesi bir “dikişe”
de en az bizim kadar karşı çıkar.
Gelgelelim, mezkur ifade nedeniyle
o kadar heyecanlandı ki, adeta üzerine atladı.
O kadar ki, önce
atladı, sonra
konuştu desek, başımız ağrımaz.
Neden mi böyle?
'ı hedefe koyan her lakırdı akıllarını başlarından alıyor da ondan.
Cemil Çiçek'in sözlerini hüsnüniyetle okuyacak olursak, hanımefendi bir bakana, “
”
, genel anlamda “
” kastetmiştir, demek mümkün.
Ne ki, yılların politikacısı olarak, sözlerinin nasıl kullanılacağını hesap etmemiş de olamaz.
Herkes mezkur sözün hedefinin
olduğu kanaatinde.
Bunda da şaşacak bir şey yok.
Zira
'tan
eski Genel Başkan Yardımcısı
'e kadar birçok insan bu minvalde konuşmalar yapmıştı.
Fakir de bu köşecikte, mesele “dikiş attırmaksa,” her gün ailesine varıncaya değin kişilik katline uğratılan
'ı hedef göstereceğinize hele bir kendinize bakın, dedim. (
)
Sevgili
'ın, “
” sözünün yanı sıra
'in, “
” çıkışını hatırlattım.
Ve, “
,” dedim.
Örnekleri çoğaltmak mümkündü.
Yine Bülent Arınç, “
” demiş sonra da, "
'li (HDP'nin bir önceki adı) bir kadın milletvekiline yapılanlar bana yapılsa ben de dağa çıkardım", demişti. Hani, “
” Erdoğan, “
” diye çıkışmıştı.
de
'nin bir sunucusunun (Gözde Kansu) dekoltesine kafayı takmıştı da birçok ünlü sanatçının
yapmasına neden olmuştu.
derseniz, artık hangi “dikişleri yıprattıysa,”
sonrası camiden kaçmak zorunda kalmıştı.
Tuhaf olan şu ki, bütün tepkiler,
'a fatura edildi.
Tabiri caizse, malum eşhas, demokratik iyileştirmelerin sefasına sahip çıkarken, cefasıyla, yani, bu iyileştirmelerden huzursuz olan “
”ın tepkisiyle Erdoğan'ı baş başa bıraktı.
Tıpkı,
ve
operasyonları neticesinde oluşan militarist ve ulusalcı öfke ve husumet dalgasını Erdoğan'a bırakıp, darbecilerle hesaplaşmanın övüncünü sahiplenen “
” ve “
” gibi.
Bunların vicdanları budur, bu kadardır!
Son günlerde bu vicdanın sahipleri orda burda, “
” demeye başladılar.
Sizin anlayacağınız, “
” yüzünden çok örselenmiş, çok yıpratılmışlar; artık “
” istiyorlar.
Bunlardan biri ve en heveslisi (asla pes etmem diyor)
.
Bunun üzerine bu köşede açık seçik şekilde, “
” dedim. ( AKP'li fırıldaklardan daha çok işe yarayacağına da kalıbımı basarım.)
Gel gör ki, ben onun “dikilme” arzusuna omuz verirken, o benim veda etmemi bekliyormuş,
“
” diye yazmışım da o da 4 gün boyunca yazmamış da, lakin ben hala veda etmemişim…(İroni denemesinde bulunma dedim, diye kendini kanıtlamak istercesine, baştan sona kıvranmış durmuş. Tamam, Ertuğrul Beyciğim ironi yapabiliyorsun, ama sen yine de yapma.)
Diyor ki: “
”
Külliyen yalan. Yazı arşivde, bir daha baksın, öyle mi? Boşuna demiyorum, okuduğunu anlamıyor diye. (O yazıyı anladığı gün ben ses mes beklemeden yazmayı bırakacağım, hadi bakalım.)
O değil de, ben bu adama o kadar yazı yaktım; yahu “
” (31 Aralık 2009, Yeni Şafak) bile yazdım. Taştan ses var, ondan yoktu. Şimdi ne değişti de yazılarını bana teksif eder oldu?
Veda etmemi mi bekliyordu yoksa
'i mi kıskandı?
Geçenlerde
hakkında peş peşe yazdığım yazıların birinde, “
” teklifini kabul etmeyen
'in yerinde
olsaydı bu teklifi kabul eder, anında tatillere akardı, demiştim.
Daha önceleri hiçbir yazıma cevap vermeyen
bu sefer şappadak ses vermiş; kendisini çok iyi tanıdığımı, böylesi teklifi anında kabul edeceğini dercetmişti.
“
” dediğim de bu işte; yani, “
” durumu.
Şayet böyleyse biraz daha kıskansın.
Hazır bulmuşken kaybetmek istemem. Ayrılmadan evvel hiç değilse nefsimi köreltmiş olurum, fena mı?
O halde, “
” diyen
'e bi güzel değineyim de kıskanmaya devam etsin.
Her şeyden evvel şunu söyleyeyim:
'in tavsiyelerine uymayanın kazandığı tecrübeyle sabittir.
'ye de
'yle koalisyon kurun, sakın erken genel seçime girmeyin,
ı da ararsınız, demişti; sonucu biliyorsunuz.
Fehmi Bey söz konusu yazısında,
'in önünün kesilmek istenmesinin işe yaramayacağını söylemek için, “
” argümanını öne sürüyor.
Gözden kaçırdığı veya gözden kaçırmak istediği şu:
da maşallah, mülâanecilerin olanca bedduasına, “
” şeklideki tezvirlerine rağmen
'yle maça çıkacak kadar diri ve zinde.
Paralel yapının direktifleri doğrultusunda
bu saatten sonra paralel yapıya sabah akşam çaksa,
de iddia edildiği gibi yanına katılsa,
de omuzlasa, AK Parti'ye dikilenler de sökülüp bu oluşuma katılsa, özgül ağırlıklı abiler, ve “üst akıl da nerden çıktı” diyen bilumum
da eklense boş.
Ne diyordu Necip Fazıl: “
da bu şiiri bir başka güzel okuyor!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.