Bölgeyi şekillendirmek isteyenler tarafından
DAEŞ
'in nasıl bir maymuncuk görevi ifa ettiği artık herkes tarafından biliniyor.
Bir “
lokasyona
” mı girilecek, öncelikle
DAEŞ
'in girmesi gerekiyor. Sonra da,
ABD
'nin “
kara güçlerimiz
” dediği PKK'nın Suriye kolunun, “
kurtar
ı
cı
” rolünde oraya yerleşmesi sağlanıyor.
Kimsecikler de ağzını açamaz buna nasılsa; hesapta,
boğazkesen DAEŞ
'e karşı “
kutsal mücadele
” veriliyor, boru değil.
Zaten bu “kutsal mücadele” uğruna…
İ
srail'in
“
Kürdistan”
hayalinin önü açılıyor!
(İsrail Adalet Bakanı Ayelet Şaked'ın geçenlerde, “
” dediğini hatırlamanın tam vaktidir. Hazır parantez açmışken şuncağızı de belirtmek isterim: Bidayetinden beri Suriye'nin tuzak olduğunu söylüyorum. Bu yüzden de almadığım tehdit, yemediğim küfür ve hakaret kalmadı. Esat rejiminin, Kürtler üzerinden malum manevrayı gerçekleştireceğini, Rusya'nın Suriye'ye ABD muvafakatiyle aktif müdahale edeceğini öngörmek hiç de zor değildi. Bu meyanda, 1 Kasım zaferinin ardından hükümetin açıklanması arifesinde Rusya uçağının düşürülmesinin neyi hedeflediğini ve nasıl bir tuzak olduğunu ilk günden
. Rusya ile NATO'ya güvenerek dalaşmayı sürdürmek de Batı tuzağından başka bir şey değildir.)
Başka?
Rusya, Suriye'ye indi!
Başka?
Esat rejimi ayakta kalmayı sürdürüyor.
Bu duruma
Türkiye
ve
Fransa
mı karşı çıkıyor; anında her iki ülkede de
DAEŞ
vahşet boyutunda kanlı terör saldırıları gerçekleştiriyor.
Ne mi oluyor?
Fransa
şappadak hizaya geliyor. Yani,
Esat rejiminin
muhafazasından yana
ABD
'yle senkronize oluyor.
Türkiye
mi?
Tutumunu değiştirmemenin faturasını kara propagandaya duçar olmakla ödüyor.
Mesela, Türkiye'nin DAEŞ'e yardım ettiği tezviri devreye sokuluyor.
“
İ
srail terör
devleti
”
ve “
paralel örgüt
” uluslararası her platformda bunu propaganda ediyor. (Zaten MİT TIRLARI kumpası da bu kara propagandaya malzeme sunmak için kurgulanmıştı.)
Peki…
Cemil Meriç
'in ifadesiyle, “
Tanzimat'tan beri bir başkası olduğuna inanan
” aydın türünün günümüzdeki en pespaye, en paçoz sürümü ne yapıyor?
Ne yapacak, Türk kamuoyunu bu alçak propagandaya inandırmaya çalışıyor!
İsrail'in “
Kürdistan projesi
” için Türkiye'de hendekler mi kazılıyor, bu tipler anında “
ey özgürlük
” türküleri çığırmaya başlıyorlar.
İşin tuhafı, bu tipler arasında daha düne kadar Kürt çocuklarına sabahın köründe “
Varlığım Tük varlığına armağan olsun
” dedirten “
Andımız
” kaldırıldı diye, kıyameti kopartanlar da var.
Çok değişik bir sürümle karşı karşıyayız.
Barış gerçekleşince savaş, savaş çıkınca da barış isteyecek kadar değişik…
“
Türkiye Türklerindir
” sloganı altında
PKK'nın siyasi kanadını
(bazen de bizzat PKK'yı) parlatmak için olmadık şebeklikler yapan
Aydın Doğan'ın kimi adamlar
ı da mahut sürümün önde gidenleri.
“
Kürtçe bir klip çekeceğim
” diyen
Ahmet Kaya
'ya “
Vay şerefsiz
” manşetini reva gören
Hürriyet gazetesinde
arzı endam eden bir köşe yazarı da, çatışmalı ortamın sorumlusu olarak
Sayın Başbakan
'ı gördüğü için eleştirilen
Mahsun Kırmızıgül
'ü arkalamak maksadıyla, “
Aldırma Mahsun
” falan demiş.
Tamam,
Mahsun'umuz aldırmasın
, da,
HDP
'ye oy verdiğine pişman olduğunu, “
Kandırıldık ey Kürtler, uyanın!
” feryadıyla dile getirdiği için öldüresiye
dövülerek hastanelik edilen
Çiyager
ne yapsın?
Kürtçe türküleriyle bölge halkının gönlünde taht kuran, 90'lı yılların başında Silvan'da babasını faili meçhul cinayete kurban veren, asıl adı
Mehmet Karakuş
olan
Çiyager
, sadece hastanelik edilmedi, sırf “
kandırıldık
” dedi diye
PKK medyası
tarafından itibar suikastına maruz kaldı.
Söyleyin hadi, “
Kandırıldık
” diyebilme cesareti gösteren
Çiyager'ler
ne yapsın?
Afiyetle dövülsünler mi?
Üzerinden kaç gün geçti ağzınızı açıp tek kelime etmediniz.
Neden?
Parlatmaya çalıştıklar
ı
nızın hızla kirlenmesinden mi korkuyorsunuz?
#DAEŞ
#Suriye
#HDP
#PKK
#Aydın Doğan
