Bu büyük hesaplaşmada sen nerdesin birader?

04:0015/02/2017, Çarşamba
G: 17/09/2019, Salı
Salih Tuna

Memleketin tüm “güzide” gazetecileri tarihe tanıklık etmek için hazır vaziyete geçmişlerdi.



Müthiş operasyon başlamak üzereydi.



Polisler gece yarısı bir evi basacaklardı. Ne ki, baskın yapılan yer terörist evi değildi. Silah kaçakçılığı toplantısı veya eroin ticareti falan da yapılmıyordu.



Ya?



Orta yaşlı bir adamla genç bir kadının “zinası” söz konusuydu. Hayır, pop star da değillerdi. (Ayrıca, orta yaşlı adam, “imam nikahlı eşim” diye feveran edecekti ama kimsecikler o heyulada duymayacaktı.)



Gazetecilerin onca alakasının sırrı…



Mezkur “zina” üzerinden oluşturulan atmosferde “

Türkiye laiktir laik kalacak

” sloganları atılınca anlaşılacaktı.



Sizin anlayacağınız, magazinci milletinin “

yasak aşk

” tesmiye ettiği söz konusu “ilişki” “laikliği” tehlikeye sokmuş, laik eşhas da “laikliği” kurtarmak adına

Sincan

'da tankları yürütenlere alkış tutmuştu.



Gülmeyin, durum aynen böyleydi.



Maksat (daha evvel bu köşecikte söylediğim gibi) post modern tesmiye edilen darbelerine zemin hazırlamak için sarıklı, sakallı

Müslüm Gündüz

'ü “zâni”, başörtülü / türbanlı

Fadime Şahin

'i de “zâniye” ilan ederek iki simge isme dönüştürmekti.



O kadar ki, “

tarikatçı

” deyince akla Müslüm Gündüz, “

başörtülü/ türbanlı

” deyince de Fadime Şahin gelsin istemişlerdi.



Çok tuhaftı…



CHP Milletvekili Tuncay Özkan

bu işin arkasında “

FETÖkulli

” olduğunu yıllar sonra şöyle faş etmişti: “

Çağırdım muhabir arkadaşı; dedim ki, adamın yatak odasında sizin ne işiniz var? Gazeteci dediğiniz adam elinde kamerayla Müslüm Gündüz'ü kapısının önünde beklemez. Böyle bir görevimiz yok bizim. Dedi ki, İstihbarat Şube Müdürü bizzat aradı; burada çok önemli bir operasyon yapacağız hadi o
operasyon için gelin, dedi. Biz de gittik…



Mahut operasyon için gazetecileri çağıran

İstihbarat Şube Müdürünün

yıllar sonra

Fetullahçı

olduğu ortaya çıktı.



Hrant Dink

cinayeti davasından cezaevinde tutuklu yargılanan

Ramazan Akyürek

ve

İstanbul İstihbarat Şubesinin

eski müdürü

Ali Fuat Yılmazer

de bu kurgunun arkasındaydı.



Yani…


Ergenekon / Balyoz

kumpaslarını gerçekleştirenlerle

28 Şuba

t'ın simge olayını (Fadime Şahin - Müslim Gündüz) kurgulayanlar aynı ellerdi.



FETÖ

sadece 28 Şubat'ta “hizmet” vermedi.



DHKP-C

içinde kurduğu “

Kaos Timi

” üzerinden de “

hizmetlerini

” sürdürdü.



Bunu da, emniyetteki “kumpas” merkezleri (

C- 5

) dağıldıktan sonra ortaya saçılan itiraflardan anlıyoruz. (Hrant Dink cinayetinde “FETÖkulli”ye duçar olan Erhan Tuncel'in Dink suikastının perde arkasını anlattığı “Amerika'nın Yeniçerileri” kitabına bakabilirsiniz.)



Yaşanan onca şeyden sonra bütün bunlarda şaşacak bir şey yok. Nihayetinde her türlü örgüte, cemaate, partiye “sızan” bir örgütten söz ediyoruz.



Gelgelelim,

Bingöl

'de gözaltına alınan

2 DEAŞ'lının, ByLock kullandığının
tespit edildiğini

gazetemizden okuyunca yine de şaştım.



Nasıl korkunç bir örgüttür bu!



Bir yandan, Türkiye'yi uluslararası toplumda terörü destekleyen ülke olarak gösterebilmek için

MİT TIR'larına

saldırıp, bilumum Can Dündar'ların dilinden “

Türkiye DAEŞ'e yardım ediyor

” iftirasını atacaksın, öte yandan bizzat DEAŞ'te yer alacaksın!



Şaştım dedim ama aslında şaşılacak da bir şey yok.



DEAŞ'ın da FETÖ'nün de ipi aynı ellerde değil mi?



Sayın Erdoğan

bu korkunç örgüte karşı 15 Temmuz gecesi dediği gibi “

ölümüne, ölümüne

” direniyor.



FETÖ de Erdoğan'a karşı “ölümüne” savaşıyor. Bu uğurda ittifak kurmayacakları hiçbir parti, hiçbir dernek, hiçbir örgüt, hiçbir cemaat yok. (ByLock kullanan DEAŞ'lılarla ittifak kurmasına zaten gerek yok, onlar mensup.)



Erdoğan

bürokratik vesayete sistem olarak engel olmadığı sürece, FETÖ'nün ilk fırsatta (mesela olası bir koalisyonda) şekil ve söylem değiştirerek kaldığı yerden devam edeceğini biliyor.



FETÖ de Erdoğan'ı bir şekilde tasfiye etmeden bu toprakları “işgal” edemeyeceğini gayet iyi biliyor.



Sonuç itibariyle referandum bu büyük hesaplaşmanın finali mesabesinde olacak.


#Cumhurbaşkanı
#Recep Tayyip Erdoğan
#DHKP-C
#FETÖ