Bugünkü yazı yolcuğumuz biraz kısa olacak. Çünkü dün gece gördüğüm rüyanın etkisinden hala kurtulabilmiş değilim.
Dehşetti.
Allah düşmanımın başına vermesin.
Ne mi gördüm?
Aslında rüya anlatmayı da dinlemeyi de hiç sevmem ama belki anlata anlata etkisinden kurtulurum, ne bileyim…
Dün gece her zamanki gibi sahurumu yaptım, sabah namazından sonra da yattım.
Aha yine tüylerim diken diken oldu. Gerçekten dehşetti. Böyle rüya olmaz olsun.
Hayır, ortada “bilinçaltı”lık bir durum yoktu.
Zira rüyada gördüğümle alakalı herhangi bir mevzuyu gün boyu konuşmadım.
Rüyamda son derece alakasız konular düşünmüştüm.
Mesela, toplumsal barış adına ne yapılabilir diye aklımdan geçirdim. Sözgelimi
'ın papyonunu
taksa, Cübbeli Ahmet'in de cübbesini Soner Yalçın giyse diye hayal ettim. Lakin üzerinde durmadım, güldüm geçtim.
Hülasa, bilinçaltımda herhangi bir sorun yoktu.
Bir iki filme baktım, ne ki ikisini de yarıda bıraktım, birkaç öyküye de göz gezdirdim. Ama hepsi de kasvetten uzak, neşeli şeylerdi.
Yaklaşık otuz yıl evvel okuduğumda acayip etkilendiğim
'nın “
”ünü okusaydım hadi neyse.
Mezkur öykünün kahramanı
bir sabah uyandığında kendisini dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulur ya yatağında, ben de o misal, kendimi rüyamda “
” uğramış olarak buldum.
Dehşet dediğim de buydu zaten.
Ne ki ben dev bir böceğe değil de
'na dönüşmüştüm.
Evet, bildiğiniz Kılıçdaroğlu.
Başta ben de inanamadım. Koştum aynaya baktım; “
” Bıyığım, gözlüğüm, her bir şeyim tam Kılıçdaroğlu.
“
” diye bağırdım, ama sesim çıkmadı. Tıpkı karabasan gibi!
Hava alırsam belki eski halime dönerim düşüncesiyle can havliyle kendimi dışarı attım. Kimse bu halde beni görmesin diye de yüzümü iyice bir kapattım.
Rüya bu ya, dışarı çıktığımı sandım; kendimi
buldum.
Salon tıklım tıklım doluydu ama müthiş bir sessizlik vardı.
Neden sonra içlerinden biri (Gürsel Tekin'di galiba) “
” diye ünledi.
Ardından bütün grup “
” sesleri içinde beni yumurta yağmuruna tuttu. Yumurtalar bitmek bilmiyordu, sanki bir yandan yumurtluyorlar bir yandan da atıyorlardı.
Güçlükle, “
” diye haykırdım; “
”
İşe yaradı.
Önce yumurta yağmuru dindi, sonra salona yeniden sessizlik hakim oldu.
Yetmezdi. Kendimi garantiye almak için alkış tufanı da istiyordum. Bunun için de kaptırıp gittim.
“
” dedim,”
”
Herhalde fazla kaptırmış olacağım ki yüzünü seçemediğim biri, “
” diye bağırdı.
Birden bütün grup bir önceki haline avdet etti; kafaya koymuşlardı sanki, beni linç edeceklerdi.
Yumurta darbelerinden iyice sersemleşmiştim. Ayakta zor duruyordum. Son bir gayretle, “
” dedim.
Diploma diye de CHP'nin kozmik odasındaki kasadan aldığım kaseti (Baykal'ın malum kasetini) gösterdim.
Ardından da “
” diye haykırdım.
Alkış tufanı koptu.
Omuzlara alındım.
Omuzlardaydım ama yerin dibine geçmiş gibi hissediyordum.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.