Öyle ya, madem iş “
”
seviyesine kadar indi, “
” muadiline de bakmak gerekirdi.
Hay
, eleman (tabiri caizse) “
” olmuş da haberimiz yok. Biraz daha kaptırsa,
olacak nerdeyse.
Demem o ki, coşkuları
düzeyinde!
'sundan bilmem kimine kadar kaçan kaçmayan “
” mensuplarının da alayı öyle.
adlı eleman üzerinden ele geçirdikleri
de dün “
” manşetini attı. Daha önce de “
” manşetiyle vermişti coşkuyu.
zaten bu kampanyada baştan beri “
” gibi çalışıyor.
İmdi, müsaadenizle burada bir duralım, daha doğrusu, kallavi bir parantez açalım:
malumunuz
'nın gözlerini yerleştirmiş logosuna. Zarf böyle de mazruf başka;
.
çıktılı haberler yayın politikalarını belirlemiş vaziyette.
derseniz,
'ı kapı dışarı ederken
gibi
aydıncıkları doldurmuş bünyesine.
Diyeceksiniz ki, bu hokkabazlıklarını “
” veya “
” okurlarına nasıl yutturuyorlar?
Nasıl olacak, gözlerine matine – suare “
” tutarak. Bıldırcın avlar gibi adeta.
Hani, puslu gecelerde, gözlerine fener tutulan bıldırcınlar avlanmaya hazır hale gelecek kadar donakalır, dumura uğrar ya, aynen öyle.
Bıldırcınlar, “aydınlıkla” uyuşturup “karanlıklara” dûçar olur, yani avlanır da haberi olmaz.
de
de “Erdoğan ve AK Parti nefreti” üzerinden aynı muameleyi çekiyor okurlarına.
Hülasa, terör örgütü PKK güzellemesine varıncaya değin bozgunculuklarını “Erdoğan ve AK Parti nefretini araçsallaştırarak gizliyorlar.
Değil mi ki, mahut nefret harici ve dahili algı operasyonuyla yerleştirilmiş, her türlü “
” mubah.
Uzun lafın kısası, okurlarının başına “
” bir nevi çuval gibi geçiriyorlar.
Öyle ki, kafanıza
ABD'li askerlerin kafasına çuval geçirmişlerdi, elleri dert görmesin. Peki,
,
“
veya
gülü Saygı Öztürk'lerin
marifetiyle yurtseverlerin başına çuval geçirilmesini ne yapacaklar?
Parantezimizi burda kapatalım.
Ne diyorduk, haa,
bahsediyorduk. Özellikle de “paralel örgütün”
coşkusundan dem vuruyorduk.
PKK yayın organı Özgür Gündem de MHP'li muhalifleri belirgin bir coşkuyla karşılamıştı. Sonradan bu kadarı “muhaliflere” zarar verir düşüncesiyle olsa gerek, coşkunun dozunu ayarladılar.
Nedir bu “muhalif” aşkı veya
hangi ara bu nefreti kazandı?
Şayet
7 Haziran seçimleri ardından
hiç kuşkusuz “
” ilan edilecek, haliyle bugünkü “muhaliflerin” esamesi okunmayacaktı.
“Başbakanlık rüşvetine” rağmen HDP / PKK işbirlikçisi olmayı reddetmesinin bedelini ödetmek istedikleri besbelli.
Bahçeli gerçekten de 7 Haziran seçimleri ardından “Okyanus ötesi” muhibbi “bozgunculara” müthiş bir çalım attı.
Fakat sır dolu “
” daha önce atmış; yargı paralel örgütün kontrolündeyken,
ve
davalarını bile arkalayarak, 17 – 25 Aralık “
” malzemeleri ağzından düşürmeyerek “Okyanus ötesinin” güvenini kazanmaya çalışmıştı.
Böylece, yargı paralelin kontrolündeyken MHP'deki “muhalifleri” harekete geçirmelerine engel oldu. Bir bakıma, “bozguncuları” bıldırcın gibi avladı.
“
” demeye getirmekle
'den intikam almak istiyorlar.
MHP'ye fana halde kafayı taktılar.
Akşener
'den milletvekiliyken
'ydı. Akşener daha sonraki dönemde
'nin kurulma çalışmalarına katıldığında da Bahçeli MHP Genel Başkanı'ydı.
Yani, Akşener “gitti geldi” yaparken, Bahçeli bidayetinden beri MHP'deydi.
Demem o ki, nasıl oluyor da böyle bir siyasi figür Bahçeli'nin karşısına dikilebiliyor?
Kerameti nedir?
Yoksa “ülkücü tarlalarını” da sessiz ve derinden süren birileri mi var?
Sahi nedir Akşener'in kerameti ki, “
” sahiplendiğini açık seçik söylediği halde
ve
bu denli alakasına mazhar olabiliyor?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.