Aydın Doğan da rahatsız Asuman da!

04:0027/02/2017, Pazartesi
G: 17/09/2019, Salı
Salih Tuna

Hürriyet'in her darbeyi arkalayan hatta teşvik eden kirli tarihi hariç herhalde…

Türkiye'ye karşı “
bölücü terör
” kartından ne
Rusya
ne
Amerika
ne de “
içerdeki parçaları
” vazgeçmiştir.


Konjonktüre uygun pozisyon değişiklikleri kimsecikleri yanıltmasın.



Haliyle, terör belasını da nihayetinde bu aziz milletin iradesi gömecektir. Yani, şu veya bu şekilde kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.



Bakınız,

Trump'

ın Suriye politikası

Obama

'dan çok farklı olacak; Türkiye'nin malum kaygılarına “

stratejik müttefikliğe

” yakışır şekilde yaklaşacak, denildi değil mi?



Tamam,

Obama

dönemine nazaran (en azından şimdilik) bir farklılık olduğu inkâr edilemez.



Erdoğan

aralık kapı bıraksa

Obama

'nın bıraktığı yerden aynen devam edecekleri de muhakkak.



En azından

PYD/YPG

konusunda bu böyle.



ABD Senatosu Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı John McCain

geçen hafta

Erdoğan

'ın ağzını yoklarcasına, “

YPG'nin geleceği ne olacak

” diye sorunca aldığı cevap şu oldu: “

Bir terör örgütünün geleceği ne olacaksa o olacak!



Kısa, net ve kesin bir cevap.



Demem o ki,

ABD

terör örgütü kabul ettiği

PKK

'nın Suriye kolu

YPG

ile çalışmaktan vazgeçmiş değil.



Trump

, Obama'dan farklı olarak bunu Türkiye'ye rağmen yapmak istemiyor. Onun için de

Erdoğan

'ı ikna etmeye çalışıyor ama hiçbir şekilde ikna edemeyeceği aldıkları cevaptan belli.



Takdir edersiniz ki, Erdoğan'ın kararlı tavrı bu milletin kararlılığının ifadesidir.



Evlatlarını teröre kurban veren bu aziz milleti “

terör örgütüyle

” birlikte olmaya kimse ikna edemez.



Uzun lafın kısası, ABD için durum tam anlamıyla kilitlenmiş vaziyette.



Gelgelelim, böylesi kilitleri açmanın “

değişik yöntemleri

” hep olmuştur. Mesela,

Yunanistan

'ın

NATO

'ya tekrar kabul edilmesi böyle gerçekleşti.



Şayet

Kenan Evren

'in

12 Eylül 1980 darbesi

olmasaydı, Türkiye'de hiçbir demokratik siyasi iktidar,

Yunanistan

'ın

NATO

'ya geri dönmesini onaylamaya cesaret edemezdi.



Böylesi bir iş bu milletin gözlerine (bakmak zorunda olan partilerin) değil, başka merkezlerin gözüne bakanların harcı olabilirdi.



Öyle de oldu.



ABD'nin “

Bizim çocuklar başardı

” dediği 12 Eylül darbesi Yunanistan'ın NATO'ya dönmesini sağladı.



Doğrusunu isterseniz,

John McCain

'in

PKK/YPG

ile alakalı o sorusuna

Erdoğan

'ın verdiği cevaba muttali olunca, bir an için, ABD “

değişik yöntem

” arayabilir mi diye düşündüm.



Zira…



Türkiye'nin “

bölücü terör örgütüyle

” birlikte çalışmasını ancak bir “

NATO darbesi

” sağlayabilirdi.



Lakin 15 Temmuz işgalini ordusuyla omuz omuza püskürten bu “

gazi millete

” darbe yapmak da o kadar kolay değildir.



Semih Terzi'ler
veya Talat Aydemir'ler her zaman vardır ama
Ömer Halisdemir'ler artık tüm vatan sathındadır.


Biz ABD “değişik yönteme” de başvuramaz derken,

Aydın Doğan'ın tescilli darbeci

gazetesi

Hürriyet

'ten, “

Karargah Rahatsız

” manşeti geldi.



Yanlış anlaşılmasın…



Bir süredir başta

Sözcü gazetesi

olmak üzere

Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar

'a ve onun şahsında

TSK

'ya yöneltilen haksız, mesnetsiz ve çirkin iftiralardan biz de çok rahatsızız.



Savaştaki bir ordunun Genelkurmay Başkanı'na bu şekilde alçakça tezvirlerle saldırmak en hafif ifadeyle “

bozgunculuktur.



Ne ki, başörtüsü konusunda meramını anlatmaktaki (ilgili haberde yer alan) sorunlu ifade, “

Genç Subaylar Tedirgin

” manşetlerini çağrıştıran “

Karargah Rahatsız

” manşetiyle birleşince, bu manşet de tescilli darbeci

Hürriyet

'te arzı endam edince ortaya bambaşka bir fotoğraf çıkmış oluyor.



Bu fotoğraf şudur: “

Aydın Doğan rahatsız.



Bu “fotoğrafa” gıkını çıkartmadığına göre anlaşılan o ki “

Asuman da rahatsız.



Aydın Doğan'ın adamları yaptıkları açıklamada, “

Hürriyet'in demokrasiye olan taahhüdünü sorgulamak kimsenin haddine değildir

” demişler.



Hürriyet

'in her darbeyi arkalayan hatta teşvik eden kirli tarihi hariç herhalde…

#Türkiye
#Rusya
#ABD