Hadi, “
” ekleriyle köşe yazarlarına varıncaya değin Türk'ün imtihanını anladık.
'in ağzıyla söyleyecek olursak: “
”
Tamam da…
Türkçe konuşan bir insan evladı, “
”nın “
”den farkını nasıl bilmez birader?
'de
maçı sonrası
, “
” derken de,
da ona hak verirken de, hep aynı farkı bilmezliğin yanılgısı içindeydiler.
Sadece onlar değil, o gece birçok yorumcu böyle söylüyordu: “
”
Dolayısıyla gruptan çıkmamamızı çok düşük bir ihtimal olarak görüyorlardı.
Zira,
demiyorlardı;
diyorlardı; yani, ikisinden birinin yenilmemesi yeterliydi onlara göre.
Ne oldu peki?
İkisinden biri olan
yenilmedi; Türkiye gruptan çıkabildi mi?
Şayet
demiş olsaydılar, ikisinin de yenilmemesi gerektiğini gruplardaki puan durumuna, averajlara bakmaksızın herkes rahatlıkla anlayacak, kimsecikler de boşu boşuna havaya girip sonra da hüsrana uğramayacaktı.
ve
de sanırım söz konusu yanılgıdan oluşan atmosferin etkisine girmiş olacak ki,
maçının ardından sanki gruptan çıkmış gibiydiler.
Gerçi her ikisi de ihtiyat payını elden bırakmamışlardı. En azından,
gibi kaptırıp gitmemişlerdi.
Ne ki gruptan çıkmışçasına da “
” moduna geçmişlerdi.
Mesela,
, “
” diyerek adeta racon kesmişti.
Paracı, primci diyerek adamlığını sorgulayanlara isyan etmişti.
Yerden göğe kadar haklıydı.
Hiç kimse bir futbolcunun oynadığı futboldan hareketle o futbolcunun kişiliğini sorgulamaya, aşağılamaya hakkı yoktur.
Arda Turan kendisini eleştiren o densizlerden, para için kırk takla atan hokkabazlardan, cibilliyetsizlerden, fırıldaklardan olmadığı için, hülasa, adam gibi adam olduğu için haklı olarak isyan etti.
Ya
O da isyan etti.
Hayır, “
” demedi, ama, yüzünün coğrafyası, baştan sona hesap sorar gibiydi.
her şeye isyan ederken,
sadece bir tarih profesörü nedeniyle (olsa gerek) TRT'ye tepki göstermekle yetindi.
Fatih Terim de sonuna kadar haklıydı.
Futbol için ne yaparsa yapsın, ne olursa olsun kimse hakaret edemez, ailesine alçakça saygısızlık yapamazdı.
da zaten bu haksızlığa isyan etmişti.
Arda Turan'a şöyle sahip çıkmıştı: “
”
için de “bir baba olarak” empati kurmuştu: “
”
Sonuç itibariyle…
Bir iki hafta boyunca uğratıldıkları haksızlık nedeniyle Arda Turan, “tek tek hesap soracağını” ilan etti, Fatih Terim de ailesine ve kendisine sosyal medyadan hakaret eden 21 kişi hakkında geçen gün suç duyurusunda bulundu.
Peki…
Arda Turan veya Fatih Terim Erdoğan'ın yerinde olsaydı ne yapardı?
Yani…
Gezicilerin önde gidenlerinden birinin, “
” dediği Türkiye'yi,
'in direktifleri doğrultusunda bir gecede
'ten bilmem kaç yasanın geçtiği Türkiye'yi,
'den 5 milyar borç (o da yüksek faizle) alabilme ihtimali için Kemal Derviş'e adeta “mehdi /mesih” muamelesi çeken Türkiye'yi yıllar yılı geceli gündüzlü çalışarak bugünlere getiren, yani 5 milyar için elin gavuruna el açan Türkiye'yi 33 milyar Euro'luk havaalanı ihalesi yapacak düzeye ulaştıran Erdoğan'ın yerinde olsalardı ne yaparlardı?
Sahi..
'dan köprülere, otoyollardan havaalanlarına, hastanelerden çağdaş stadyumlara kadar yaptıkları onca hizmetin karşılığında ailelerinin tüm fertlerine varıncaya kadar hakaret, küfür, tehdit görseydiler ne yaparlardı?
Yetmezmiş gibi…
Kendileri sayesinde hayal bile edemeyeceği mevki ve makamlara gelen dostları, ilk fırsatta onları sırtlarından hançerleseydi, acımasızca biçseydi, idam sehpalarından geçirseydi ne yaparlardı?
Arda Turan “
” demekle mi yetinirdi,
kaç kişi hakkında suç duyurusunda bulunurdu?
Peki ya siz?
Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin Allah aşkına ne yapardınız?
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.