Halihazırdaki sistem öyle komplikasyonlara açık ki uzun vadede baba ile oğulu bile biribirine düşürür.
Onun için behemehal partili cumhurbaşkanı ve ardından da başkanlık sitemine geçmek icap eder.
Şimdilik süreç uyumla atlatılacaktır inşallah, ama sistem değişikliği gerçekleşmezse sonraki dönemlerin felaket olacağı kuvvetle muhtemeldir.
Düşünsenize, “
”
ama başbakan
; veya tam tersini aklınıza düşürün. Yani, seçilmiş cumhurbaşkanı CHP'li ama başbakan AK Parti'li.
Halimiz nice olurdu!
Vaktiyle
, dönemin başbakanı
'e anayasa kitapçığını fırlatmıştı da piyasalar tepetaklak olmuştu.
Kaldı ki,
ile
biribirinin zıddı siyasi gelenekten gelmiş değildi. Dahası, Sezer, Ecevit sayesinde o makama gelmişti. Zaten bu nedenle
(o vakit henüz Ecevit'e ihanet etmemişti) “
” demişti
'e.
Hepsinden önemlisi Sezer'i halk seçmemişti, bir başka ifadeyle “seçilmiş cumhurbaşkanı” değildi.
Malumunuz, 2007'de AK Parti'li cumhurbaşkanı seçilmesin diye 367 engeli üretilmişti. Anayasa değişikliği ile bu engel aşılmış, cumhurbaşkanının iki turlu seçimle halk tarafından seçileceği kararlaştırılmıştı. Şayet bugün fiili başkanlıktan söz ediliyorsa, bunun kökenini burda aramak gerekir.
neler yapacağını meydan meydan dolaşıp halka anlatarak yüzde 52'yle cumhurbaşkanlığı makamına geldi.
Yapmayı vaat ettikleri arasında ancak bir “başbakanın” yapabileceği icraatlar vardı. Hiçbir
da kalkıp “
” demedi.
Çünkü “çatı adayları”
'nu “
” sloganıyla piyasaya süren kendileriydi. Hayır yani, cumhurbaşkanı icranın başı olmadan ekmek nasıl verecekti?
Demem o ki, kimsecikler “seçilmiş cumhurbaşkanı” gerçekliğini yok sayamaz.
da sadece seçilmiş cumhurbaşkanı değil, tek başına iktidara gelen
'nin kurucusu, önderi, lideri; hülasa, ruhudur.
'in ifadesiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AK Parti arasında milim mesafe olmadığına göre ve başbakan da nihayetinde AK Parti'nin içinden seçildiğine göre, durum gayet nettir.
Gelgelelim, mevcut sistem bu mesafesizliği, maalesef, adeta bir “gölge oyununa” dönüştürmektedir.
Bu süreç, başta da söylediğim gibi, sistem değişikliğine kadar uyumla aşılacaktır, aşılmalıdır.
Yoksa bir milim yol almak mümkün değildir. Yol almak şöyle dursun, bünye de yaralanır.
Zaten bilumum fırıldaklar da bu yaralarda ürer. Çakallar da karasinekler misali bu yaralara üşüşür.
AKP'li fırıldaklarla malum çakallar, sistemden kaynaklanabilecek komplikasyonlar üzerinde, büyük bir ittifakla çalışacaklardır, bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Geçen gün çok sevdiğimiz ve hep sevmek istediğimiz bir arkadaşımı, “
” ifadesine yer verdi.
Sevgili arkadaşımız “
” diye başlıyor söze, lakin şuncağızı unutuyor:
dalga ise, 2016 yılında Binali Yıldırım'ı genel başkanlığa taşıyan da aynı dalgadır…
Belki unutmuyor da “seviyesi” engel oluyor.
Hiç kuşkusuz “seviye” çok önemlidir. Hepimiz seviyeli olmak için çok çalışmalı, çevremizi seviyeli olmaya özendirmeli, küçüklerimizi sevmeli, büyüklerimizi saymalıyız.
Mümkünse seviyemizi “siyasi hırsızlık” gibi kurnazlıklarla da heder etmemeliyiz.
Sürgit kurnazlık belki “
” zeval vermez, ama akla ziyandır.
“
” demişti
, “
”
Kurnazlık doğası gereği hırs ile maluldür. Kabiliyetsiz hırs da bünyeyi kemirir, maazallah insanı meczup eder.
Aman dikkat.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.