İslam dünyası, bir bayrama daha hazırlanırken, IŞİD'in Medine'de, Peygamber'in kabri şerifinin de içinde bulunduğu Mescidi Nebevi yakınlarında düzenlediği intihar saldırısıyla sarsıldı. Doğrusu şahsen, kaç kişinin hayatını kaybettiğiyle, kaçının yaralandığıyla ilgilenmedim; çünkü olayın sembolik anlamı, reel hasarı ve kaybı fersah fersah sollayacak denli hem geniş, hem derindi. Üstelik o huzur ve sükun mekanının yanıbaşında yükselen kara dumanların görüntüsü başka her türlü endişeyi gölgede bırakacak denli korkunçtu.
Bir Amerikalı İkiz Kuleler saldırısıyla ne kadar şaşkına uğradıysa, bu da İslam'ın kalbine yapılan kamikaze dalışıydı. Her şeyden önce bu bir ilk olduğu için ve elbette söz konusu olan, dünyanın barış ve esenlik merkezi Medine olduğu için…
Ne tuhaf, IŞİD güya Sünnilerin hakları için yola çıkmıştı; üyelerinin beyanlarına bakacak olsanız, örgütün kimliğini kurduğu bileşenlerin tek ortak noktasının İslami hassasiyetler olduğunu düşünebilirdiniz. Aynı IŞİD, 29 Haziran 2014'te halifelik bile ilan etmişti. Oysa, hangi dine mensup olursa olsun, masumları katletmeyi cihatla ve kurtuluşla açıklayabilen terör anlayışıyla “İslami hassasiyetler”in bir araya gelemeyeceğini biz müteaddid tecrübelerle pekala biliyorduk.
IŞİD'in genel kimliğini belirleyen temel unsurların başında dini kimlik yani mezhep geliyordu, dedik. Çünkü IŞİD, önce El Kaide'nin Irak kolu olarak Irak'taki Şii yönetimin Sünni kesimi baskılamasıyla oluşan haksızlıklara karşı bir isyan hareketi olarak ortaya çıkmış, daha sonraki söylemlerini de mezhep üzerinden sürdürmüştü. Dolayısıyla Sünnilik IŞİD için “ihtimam” listesinde bulunan özelliklerden biri gibi gözüküyordu. Gelgelelim, sonradan ortaya çıkan kafa kesme show'larında Şiiler ve hepsi sudan sebeplerle kâfir ilan edilmiş Sünniler arasında pek de büyük bir fark gözetilmediği ortaya çıkmış oldu.
IŞİD kimliğinin ikinci bileşeni ise Batı karşıtlığıydı. IŞİD, bölgedeki yüzyıllık bölünmeye karşı çıkmasıyla, Skykes-Picot sınırlarını tanımamasıyla da biliniyor. Ayrıca IŞİD de tıpkı El Kaide gibi Selefi/Vehhabi geleneği temsil ediyordu.
IŞİD, bir “Neo-El Kaide”ydi yani. Bir farkla ki; El Kaide kendi mantığı içinde her zaman daha tutarlı olmuş, Batı karşıtı olduğu halde hedefi çevirip Müslümanları katletmemiş, Şii mezhepçiliğine karşı olduğunu söyleyip, Suudi Arabistan dahil olmak üzere bölgedeki tüm Sünni ülkeleri vurmamıştı. Oysa IŞİD'e baktığımızda, Ortadoğu'da vurmadığı iki ülkenin İran ve İsrail olması bile kendi başına gösteren haline geliyor. Dolayısıyla, her ikisi de telin edilmesi gereken terör örgütleri olduğu halde, El Kaide'nin küresel güçlerin projesi olduğunun anlaşılması yıllar aldı, IŞİD'inki baştan bu yana son derece açıktı.
Evet, Bin Ladin'in de El Kaide'nin son dönemlerine yaklaşırken, Suudi Kraliyeti'yle arası açılmıştı. O'na göre, İslam'ın savunulması, İslam'ın Hristiyanların işgali altında olan kutsal mekanlarının, Mekke, Medine ve Kudüs'ün savunulmasıyla başlardı. Öyle ki, bu ayrılıkta Körfez Savaşı sonrası Amerikan birliklerinin Suudi Arabistan'a gelmesinin etkili olduğu söylenir. İslam'ın toprakları El Kaide'nin inançları açısından temel önemdedir. Bu yüzden El Kaide, Suudi rejiminin de devrilmesi gerektiğine karar vermiş ve bu çatışmayı açık da etmiştir. Onlara göre, gerçek İslam toplumuna giden yolu açacak olan rejimin devrilmesiydi.
Ama dünyanın en kanlı terör örgütlerinden biri olan El Kaide bile Suudi Kraliyeti'nin devrilmesine karar vermiş olsa bile, bu kadar ileri gitmemiş, terörünü “Selam” sıfatıyla anılan esenliğiyle Müslümanların kalbine sürur veren Medine'ye taşımaya cüret etmemişti… Peygamber Efendimiz'in kabrinin hemen yanı başında canlı bomba patlatabilecek denli barbarlaşmamıştı.
Bu demek oluyor ki; İslam'ı temsil ettiğini iddia eden küresel terör örgütlerinde bir sonraki level'a geçmiş bulunuyoruz. Artık terör örgütü IŞİD'in, bağlıları nazarında bir meşrulaştırıcı olarak bile İslam'a ve Müslümanların sempatisine ihtiyacı kalmamış gözüküyor. Çelişkilerle, acımasızlıkla, barbarlıkla ve daha da ilginci kutsalsızlıkla malul yeni bir terör dönemine giriyoruz.
Allah, İslam'ı temsil ettiğini söyleyen bu hayvanlardan bütün dünyayı ama öncelikle İslam'ı ve Müslümanları korusun…
Not: Bayramınız mübarek olsun değerli okurlar, daha iyi haberler aldığımız yeni bayramlara erişmek dileğiyle…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.