Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Azerbaycan-Hırvatistan resmi gezisinin ilk ayağında, Bakü'deyiz. Erdoğan, buraya Medeniyetler İttifakı'nın 7. Küresel Forumu'na katılmak üzere gelmiş bulunuyor. Ancak bu gezi aynı zamanda iade-i ziyaret anlamına geliyor.
Zira hatırlarsınız, Erdoğan ilk olarak 18 Şubat'ta Türkye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'ne katılmak üzere Azerbaycan ziyaretini programına almış; ama 17 Şubat'ta Ankara Merasim Sokak'ta gerçekleşen terör saldırısı sonrası ziyaret ertelenmişti. Bu ziyaretin tarihi daha sonra 15 Mart olarak belirlenmiş, ancak bu kez de 13 Mart'ta Kızılay'da onlarca vatandaşımızın hayatını kaybettiği bombalı terör saldırısı meydana gelince ziyaret yine gerçekleştirilememişti.
Terör belası yüzünden bir ay arayla gelen bu iki erteleme sonrası Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, teröre karşı Türkiye'nin yanında olduklarını ve dostluklarını göstermek amacıyla Türkiye'yi ziyaret etmiş, bu ziyarette Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) hızlandırılması kararında mutabık kalınmıştı. İşte Erdoğan, Türkiye'nin sıkıntılı zamanlar geçirdiği günlerde Aliyev'in yaptığı jesti, bugünlerde Karabağ sorunu yeniden ısınmış olan ülkeyi ziyaretle karşılamış oluyor.
Bu ziyaret tarihi özellikle seçilmiş olmasa da, Azerbaycan'a bir destek niteliği taşıyor. Azerbaycan'la Ermenistan cephe hattında operasyonların durdurulmasına yönelik mutabakatı ihlal ettiği için Azerbaycan daha üç gün önce, 23 Nisan'da Ermenilere ait bir tankı mürettebatıyla birlikte imha etti.
Yani, iki ülke arasındaki gerginlik hala çok yoğun şekilde sürüyor. Böyle sıkıntılı bir dönemde, Erdoğan gibi bir dostun ziyareti Aliyev'e iyi gelmiş olsa gerek…
Aliyev, Erdoğan'ı Erdoğan onuruna, sadece iki Cumhurbaşkanı ve eşlerinin katıldığı baş başa yenen bir yemek verdi. İki lider arasında bir kez daha “Tek millet iki devlet” vurgusu yapıldı. Zaten, iki ülke arasındaki ilişkilerin komşular arasında olabilecek olandan çok daha ileri, kardeşlik düzeyinde olduğu, Aliyev'in ziyaretinden sonra “düşman çatlatacak” düzeyde açık biçimde ortadaydı artık.
Bir zamanlar Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek için adımlar atmış olması, Azerbaycan'la aramıza küçük bir kalp kırıklığı yaşanmasına neden olmuş olsa da, ilişkiler kısa sürede yeniden ısındı, zaten Ermenistan da o arkaik, köhne diaspora tezlerine sıkı sıkı sarılmış olduğu için Türkiye ile ilişkileri normalleştirmeye pek niyetli değildi…
Bu vesileyle, Erdoğan'ın Azerbaycan ziyaretinin tarihinin sözde soykırım anması denilen 24 Nisan'ın bir gün sonrasına denk geldiğini de hatırlatmış olalım.
Bol ışıklı bir şehir Bakü. Caddeler Sovyet döneminden kalma mimari anlayışla çok geniş düzenlenmiş. İstanbul'dan sonra, aslında Türki Cumhuriyetlerin hemen tamamının başkentlerinde görebileceğiniz bir derli topluluk, bir tenhalık var şehirde.
Gerçi bizim Bakü'ye inişimiz akşam saatlerinde oldu ve konvoyun geçişi için kapatılan yollardan otele vasıl olduğumuz için şehrin kalabalığını görme imkanımız olmadı ama yine de her halükarda İstanbul ya da Ankara'yla kıyaslanamaz bir popülasyon-yüzölçümü bağıntısı olduğuna eminim.
Azerbaycanlılar'ın güler yüzlülüğü bildiğiniz gibi, zaten kendi ülkeniz dışında kendi dilinizle konuşup anlaşabileceğiniz başka bir ülke de yok.
Gerisi? Gerisi iyilik güzellik...
Cumhurbaşkanı'nın gezisinin ikinci ayağı ise Hırvatistan olacak. Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kiatroviç ile başkent Zagreb'te görüşecek olan Erdoğan, Türkiye Hırvatistan İş Forumu'na katılarak Hırvat ve Türk işadamlarına hitap edecek; ardından da Hırvat Cumhurbaşkanı ile birlikte Zagreb'teki Türk Kültür Merkezi Yunus Emre Enstitüsü'nün resmi açılışını yapacak…
Yurtdışında bir Yunus Emre Enstitüsü daha açılıyor yani... Hayırlara vesile olsun diyelim…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.