|
Dışı seni, içi beni yakar

Emeklilikte Yaşa Takılanlar ile başlayan popülist baskılar son dönemde asgari ücret ve emekli maaşları üzerinden yeniden sahneleniyor. Enflasyonist ortamda satın alma gücü tahrip olmuş dar gelirli vatandaşların yaşam standartlarını iyileştirici olması açısından bu çağrılar kulağa koş geliyor. Ama bir de bakıyorsunuz ki Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim borcunda kare as CHP’li belediyelerden oluşuyor. Bir yandan sosyal, adalet ve eşitlik ilkelerine sadakat şovu yapıp diğer yanda mali sorumlulukları yerine getirmeyen yerel yönetim ve muhalefet anlayışı bir kez daha samimiyet testine tabi tutuluyor.

Emekçilerin hakkı olan sigorta primlerini ödemekten kaçınan yaklaşım sadece mali açıdan değil aynı zamanda sosyal sorumluluk açısından da bir eksikliğin göstergesi. CHP’nin devraldığımız AK Partili belediyelerden kaynaklanan bir borç algısı da ana muhalefetin üstünde hiç sırıtmayan samimiyetsizliğin göstergesi.
Bazen mücevher vitrininde saklanan pas, bazen genel işlevini yerine getiremeyen günde iki kez doğru zamanı gösteren bozuk saat, bazen dışarıdan heybetli duran içi boş fıçı, bazen de yanmayan bir fener.
Ankara Büyükşehir Belediyesi 5,7 milyar, İzmir Büyükşehir Belediyesi 5,3 milyar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 3,3 milyar, Adana Büyükşehir Belediyesi 3 milyar borçla en fazla borcu olan belediye olarak dikkat çekiyor. Her defasında en borçlu belediye Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yerel ve ulusal algısı da bir kez daha boşa çıkıyor görmek isteyene. Yetmiyor, 96 milyar TL’lik borcun yüzde 67,7’sinin CHP’li belediyelere ait olduğu gerçeği perdelenmeye çalışılıyor. Madem emekçiyi emekliyi işçiyi bu kadar seviyoruz toplumun en kırılgan kesimleri için son derece hayati olan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun finansal sürdürülebilirliğine neden zarar vermeye çalışıyoruz.
Kendi mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir anlayışın sürekli güven erozyonuna yol açtığı muhalif ikliminin hiçbir emekçiye katkısı olmadığı da net bir şekilde görüyoruz.

SGK BORÇLARI NEDEN ÖNEMLİ
Ankara, İzmir, İstanbul, Adana ve gibi büyükşehirlerin yüksek borçları, hem yerel yönetimlerin mali yapısı hem de vatandaşlara sundukları hizmetlerin kalitesi üzerinde önemli etkiler ortaya çıkarma potansiyeli taşıyor.
Hali hazırda hizmet yoksunluğunun öne çıktığı bu şehirlerde borçların da alıp başını gidiyor olması yerel yönetimlerin finansal sağlığını doğrudan etkileme tehlikesini gözler önüne seriyor. Belediyelerin bütçeleri içerisinde giderek büyük bir yük oluşturan bu borçlar kaynakları verimli kullanmak isteyen ve yatırım projelerinin aksamasını istemeyen yerel yönetim misyonu için kritik bir önem taşıyor.
Özellikle altyapı, sosyal hizmetler ve çevre projeleri gibi uzun vadeli yatırımlar için gerekli olan fonların bu borçlar nedeniyle yeterince sağlanamaması, şehirlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasını da zorlaştırabiliyor.
Belediyelerin SGK’ye olan borçları, kamu hizmetlerinin kalitesini ve kapsamını da doğrudan etkileyebiliyor. Belediyeler personel maaşları ve emeklilik gibi zorunlu giderleri karşılamakta zorlanabiliyorlar ki bunların en bariz örneklerini son bir yılda net hatırlıyoruz, bakınız geçen sene bugünlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi. İşgücü verimliliğini de doğrudan etkileyen bu tür olumsuz durumlar doğrudan ve dolaylı olarak sağlık, eğitim ve sosyal yardım hizmetleri gibi temel kamu hizmetlerinde aksamalar ortaya çıkarabiliyor, “muhalefetin bu ara çok önemsediği” toplumun en kırılgan kesimlerini olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca
borç yükünün artması toplumun belirli kesimlerine yönelik sosyal ve kültürel etkinliklerin, gençlik projelerinin ve kadın destek programlarının azalmasına, toplumsal sorunların artmasına neden olma riskini de beraberinde getiriyor.

YA SONRA
Eğer bugün emekçinin, dar gelirlinin yanında olmayı istiyorsa yerel yönetimler önce borçlarını ödeyip samimiyet testini önce bir geçsin. Sonra, gelir kaynaklarını çeşitlendirilmesi ve mali disiplinin sağlanması misyonu ile uzun vadede finansal sürdürülebilirliği sağlamaya odaklansın
. Bunun için de AK Partili Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyelerinden bir mentorluk alsın. Yerel yönetimlerin kulağa hoş gelen şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışını artık benimsemekten bir adım daha öteye geçirmesi, kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını sağlaması, vatandaşları da yerel yönetim süreçlerinde aktif katılıma zorlaması giderek önem arz ediyor. Bugün çok önemsediğimiz toplumun ihtiyaçlarına kulak vermek, sürdürülebilir çözümler geliştirmek bütüncül ve işbirliğine dayalı yaklaşımları zorunlu kılıyor.
Bizde borç yiğidin kamçısıdır ama…
#Ekonomi
#SGK
#Özgür Bayram Soylu
1 ay önce
Dışı seni, içi beni yakar
Transfer kaosu
Bu oyun gelişir
Gannuşi’den Gazze’ye giden yolu kim kapatıyorsa?
Dünya bize gebe, biz hakikate…
“Ya kezzabi ya a’milil Amrikani / yallah irhal ya Sisi”