Akif Emre,
. Yaşadığı zorluklar onunkiyle aynı formda değildi ama neticede aynı öz'dendi. Bu nedenle de tasvire gelmezdi.
Tıpkı, Fuzuli'nin,
deyişindeki gibi ancak hissedilebilir, ancak belli yönleriyle paylaşılabilir veya Kerküklü Nevruzi'nin,
'
deyişindeki gibi, ilgili vakıalar, sonuçlar her işin kendisine döneceği Allah'a havale edilerek, Akif Emre adının etrafında şu ya da bu nedenle bir darlığa düşen gönüllerin rahatlatılmasına meyledilebilirdi.
Sanırım eli kalem tutan herkes bu niyetle hareket etti, bu manada herkes güzel gördü, güzel söyledi, güzel eyledi; Rabbimiz cümlesinden razı olsun.
Ama her ne olduysa biri yine duramadı, Akif Emre'yi kendisine siper edinerek,
mahalleye dalıverdi.
Neydi derdi?
Bundan beş ay önce, kimliği, grubu meçhul birilerinin
,
ve
'ya “Şia terörü ve Safevi yayılmacılığı meselesinde sünnet ehlinin yanında yer" almadıkları müddetçe “birer pislikmiş" gibi davranacaklarını söyledikleri menfur bildirisinden bahisle, bunu
ederek geniş kesimlere ulaştıran birtakım heyecanlı
Akif Emre'yi güzelleme yarışına girmelerini dert edinmişti.
Ancak gerekli tahrip hızına tam ulaşamadığını düşünmüş olmalı ki, aynı menfur bildiride yer alan “Albayrak Medya'ya sesleniyoruz (...) Bu isimler medya organlarınızda yer aldığı sürece televizyon kanalınızı izlemeyeceğiz, dergilerinizi almayacağız, gazetelerinizi okumayacağız, etkinliklerinize katılmayacağız ve çalışmalarınızı takip etmeyeceğiz" şeklindeki tehditlere baka baka, “Bir çift söz de, Akif Emre, Salih Tuna ve Mahmut Erol Kılıç linç edilirken susan 'yayın sorumlusu'na" vurgusuyla, Albayrak Medya'nın yayın yetkililerine laf sokmaya kalkıştı.
Akif Emre ile Salih Tuna'nın
tarafından feda edildiklerine hükmederek, sözü asıl
birlikte Mahmut Erol Kılıç'ı koruyun talimatına bağladı.
“Kim bu?" diye sorduğunuzun farkındayım. Hayır, hayır, Akif Emre için güzelleme yaparken aba altından sopa gösteren
değil bu. Daha yakından, çok yakından biri, kırk yıllık dost
!
O halde, Kekeç'i, sıkıntıya düşüren asıl şey nedir diye sormanın yeridir.
Merhum
, çünkü bu bahiste Kekeç'in başkalarına atacağı her taş “zıp" diye kendisine döner. Madem Akif Emre'nin 23 yıldır yazdığı gazete ile sorunları vardı, sen de bunları biliyordun, neden kendi kullandığın imkânlardan onu da yararlandırarak çözüm bulmadın diye sorarlar.
, çünkü Kekeç'in meslek ve meşrep olarak onunla bir bağı olmadığı gibi, her fırsatta kendisinin İslamcı olmadığını söylemesi bakımından da Kılıç'la bir ünsiyeti, yoğun ilgisine mazhar olacak(!) bir aidiyeti de bulunmamaktadır.
Peki
Bu mümkün. Fakat Salih Tuna yakın zamanda
'taki yazılarına
son verdi. Eğer bununla ilgili bir sorunu varsa kendisi halen dile getirebilir, oluşmuşsa hakkını doğrudan arayabilir. Şunca yılın
olarak Salih Tuna'nın kimsenin yardımına, desteğine, savunmasına ihtiyacı olmaz ve olamaz.
Hasılı neresinden bakarsak bakalım yanlış bir zamanda, yanlış bir zeminde, yanlış bir bağlamda, yanlış bir içerikte, yanlış bir adamın hezeyanına tanıklık ettiğimizi söylemek zorundayız.
Öyle ki,
*Akif Emre'nin vefatının arkasına saklanarak, kendi karın ağrısını, hadi daha açık söyleyelim içinde
faş etmekle yanlış yaptı.
*Akif Emre hakkındaki samimi şehadetlere gölge düşürerek yanlış yaptı.
*
kavramının istismarına çanak tutarak yanlış yaptı.
*Menfur bildiriyi eksik okuyarak, Albayrak Medya'ya yöneltilen tehditleri es geçerek yanlış yaptı.
*Kendisinin de yıllarca yazı yazdığı, Türkiye'nin birikimini temsil eden ve ilgili her temsilciyi bünyesinde tutan medya kuruluşunun
yeltenmekle yanlış yaptı.
*Salih Tuna'yı savunacağım derken, onu aciz, savunmasız bir yazar pozisyonuna düşürmekle yanlış yaptı.
*“Hangi maslahatı gözetiyordunuz?" sorusunun “üç yazarıyla birlikte Albayrak Medya linç edilmek istenirken, senin elin armut mu topluyordu" sorusuyla birlikte “sen hangi maslahatı gözetiyorsun" şeklinde kendisine döneceğini düşünmediği için yanlış yaptı.
*“Çatısı camdan olan, komşusunun penceresine taş atmamalı" atasözünü ıskalamakla yanlış yaptı.
Ve Kekeç, bunca yanlışın toplam yerine kendi adını yazarak külliyen yanlış yaptı.
Şimdi umulur ki,
hürmetine olsun kırk yıllık dostluğun hakkına göre davranır ve vebalini yüklendiği kişilerden ve kurumdan özür diler.
Çünkü
.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.